4
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
791
Okunma
CENAZE TABİLDOTHANESİ ( Seçmesiz yemek arabası )
Yüreğimize değil, üzerimize kokusu sinen bir cenazede içim acıdı yine bugün.
Sivas’ da bir dostun eşinin cenazesine katılarak, cenazeyi yukarı tekke mezarlığına defnedip, sabır dilenip, kederlerine ortak olmak için cenaze evine geldik.
Öyle ya, millet olarak acıyı ve mutluluğu paylaşmak şiarımız.
Görünen öyle mi ?
Gözü yaşlı cenaze sahiplerini karşılayan bir araba, içerisi hıncahınç plastik kaplar içerisinde ( etli pide-yahut köfte, domates sövüşü, 2 yahut 3 adet tulumba tatlı yahut helva) yemek.
Ve tabi ki Belediyenin cenaze evine getirip 3 gün kalacak olan Cenaze arabası.
Bu arabaya çoğu zaman kızıyorum.
Niye mi ?
Soğuttu komşuluk bağlarımızı, ilişkilerimizi.
Öyle miydi eskiden. Cenaze olan mahalde bir yahut iki komşu mutlaka evini açardı, taziyeye gelen insanlara, misafirler orada karşılanırdı, kur’ an okunur, sabır dilenirdi ve böylece devam ederdi o gün, hatta önceleri 3 gün açık kalırdı komşu evi.
Ve bu üç gün boyunca cenaze sahipleri yemek yapmazdı. Yemeklerini komşular yapıp getirirdi.
Ve yine bu süre içerisinde televizyon izlenmezdi, müzik dinlenmezdi, en azından gizli yapılırdı, cenazeye saygıdan.
Cenaze arabası bitirdi ne yazık ki bu adetimizi.
Diyeceksiniz ki şimdi komşular ne ev açıyor, ne cenazeye saygı olsun diye televizyon kapatıyor.
Hatta bangır bangır müzik sesi geliyor kimi evlerden...
Siz de haklısınız.
Hem bu yüzden ve hem de misafirleri bir arada tutmak ve karşılamak en azından bir ev kadar sıcak cenaze arabası iyi oldu diyorum bazı zamanlar.
Bakmayın üzerinde CENAZE ARABASI yazdığına.
Mübarek tam bir tabildothane ( seçmesiz yemek yeri ) Masa var, bank tarzı oturacak yerler var. Çay makinesi var.
Taziyeye gelenler Tabildot haneye buyur ediliyor, sığmayanlar için de dışarıda masa sandalye düşünülmüş. Oraya oturtuluyor. Buralara sığmayanlar da masanın boşalmasını bekliyor yemek yemek için.
Misafirler oturtulduktan sonra Masalar cenaze sahiplerince tabildot ile donatılıyor.
Öyle ki Cenaze arabası servis edenleri ve tüm malzemeleri ile tam bir küçük lokanta.
Ayranlar masada dizili.
Ha bu arada ola ki bir ayran eksik. Hemen ayranı olmayan taziye misafirimiz, yahut yanındaki arkadaşı cenaze sahibine dönerek “ canım yahut birader “ bi ayran eksik, getirir misin diyenlere çok rastladım.
Tabiki haklı, herkesin ayranı var, onun yok. Öyleyse olmayanı istemek onun hakkı.
Tabildot yemeği cenazenin vuku bulduğu gün sonuna kadar devam ediyor.
Sonrası ikinci gün ve üçüncü gün, bu kez çay ocağı misali çalışıyor cenaze arabası. Yine çalışanlar cenaze sahipleri.
Üçüncü gün mü...
Herkes biliyor ki ölenin bir hayrı olacak ve o hayırda yemek.
Ne demek efendim, ölenin hayrına yemek....
Yemeğe verilen paralarla üç-beş fakirin ihtiyaçları giderilemez mi...
Hayır, sonra Cenazeye gelen ne der.
Hatta bir dostumdan duydum. Babası vefat eden yeğenine amcası “ Yeğenim sakın ha üçüncü gün hayır yemeğini eksik etme “ demiş. Arkadaşım olan yeğeni de amca onun yerine ihtiyaç sahiplerine para yardımında bulunalım deyince “ oğlum millet ne der, ne cevap veririz “ demiş....
Millet derken konu, komşu ahaliyi kast ediyoruz elbette.
Hakikaten millete göre kalkıyor, millete göre giyiyor, davranışlarımız millete göre ayarlıyor ve desinlere çok gidiyoruz....
HATTA, başka bir dostumdan duyduğumu paylaşıyorum.
Köyün birinde bir cenaze vuku bulunca cenaze sahibi bankadan kredi çekiyor ve başka illerden cenazeye gelecek olan yakınlarına otobüs tutuyor, onların konaklama, yiyecek işleri ile madden bizzat ilgileniyormuş.
Ne hallere düştük.
Ölene mi yanalım, yoksa ölenin yakınlarına mı acıyalım.
Haydi diyelim birinci gün yemekler ondan-bundan yani şirketten.
Sadece çaylar birinci ve ikinci gün cenaze sahiplerinden.
Üçüncü gün yemek ve çaylar tamamen cenaze sahibinden.
Bir kişilik tabildot yemek ( çeşidine göre ) yaklaşık 10 lira ile 15 lira arasında.
Ailelerin durumuna göre ücüncü gün 250-500 adet yemek servis edilmekte ve bu yemek bedelleri ise 3125 TL ile 6250 TL. Civarında olup bu bedele çayın maliyeti dahil değildir.
Her ne kadar maddi konu gündemde değilse de ölenin cenaze evine verdiği zarar işte bu kadar.
Bu zararı acaba ölen mi veriyor bize yoksa bizim DESİNLER’ e yatkın düşüncemiz mi...
Düşümüz İçi kirlenmiş koca bir muamma.
Yürüyüşümüz Desinler.
Desinler üflenmiş huyumuzdan silkinip kendimize gelelim
Öldürmeyelim Cenaze ruhumuzu. Edep katili olmayalım.
Vazgeçmeyelim rengini kaybetmiş eskimizden.
Yazık ediyoruz beyler, yazık ediyoruz bayanlar.
Cenazemize saygısızlık ediyoruz.
Kederli ve üzgün cenaze sahibini bizlere hizmet ettiriyoruz.
Bir yerde cenaze varsa, orada yemek var düşüncesinden kendimizi arındıralım ve yasak koyalım bu davranışımıza.
Gelin birlikte yasak edelim mahallemizde cenaze yemeklerini.
Mahallemizden komşu mahalleye sirayet ettirelim bu erdem davranışımızı, oradan Sultan şehrimize. örnek olalım tüm yurda.
Sözüm buruk, sözüm yangın yeri.
Varmısınız imkansıza dönen ilk adımı atmaya.
zekeriya duman
06.11.2019