GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ HAYALİ CİHAN DEĞER
Ülkemizin milli birlik ve bütünlüğünü tehdit eden terör örgütleri tarihte olmuştur. Bugün de vardır yarın da olacaktır. Bu tür terör örgütleri var oldukça bunların ülkemizle çıkarları örtüşmeyen ülkelerce ülkemize karşı gizli açık olarak desteklenmeleri ve kullanılmaları mümkün ve de olağandır. Kaldı ki uluslara arası destek ve himaye görmeyen terör örgütlerinin uzun soluklu etkili olmaları beklenemez uluslara arası ilişkilerde ilişkilerin çatısını ulusal çıkarlar oluşturur. Çıkarlar çatışmadığı sürece ülkeler dosttur yoksa ilelebet dostluk ya da düşmanlık eşyanın tabiatına aykırıdır.
Ülkemizde pek çok terör örgütü faaliyet göstermiş terör örgütlerinin tabiatı gereği zaman içerisinde marjinal leşmiş ya da legal alanda birer sivil toplum örgütüne dönüşmüştür. Toplumsal yaşamda bu tür gelişmeler olağandır. Terör örgütleri temelde siyasal bir amaç güderler bunlar hitap ettikleri ülkelerin rejimini değiştirmek ekonomik sistemini değiştirmek ülkeyi etnik ve dini temelde bölmek amacı güdebilirler bunu yaparken de her türlü yöntemi kullanırlar. Hedeflerine ulaşabilmeleri ancak ve sadece geniş halk desteğiyle mümkündür. Bunu sağlamak için halka yönelik her türlü ideolojik çalışmanın yanı sıra silahlı mücadeleden de çekinmezler onlar için kimi niçin ve nerede öldürdüklerinin önemi yoktur önemli olan kamuoyunda tedirginlik yılgınlık devlet otoritesinde zafiyet ortaya çıkarmaktır. Böylece mevcut sempatizanlarını korur ve yeni sempatizan edinirler bu tür uluslar arası organize olmuş terör örgütleri ile legal çerçevede düzenli ordularla mücadele etmek fırıncı küreği ile sivri sinek öldürmekten farksızdır. Olayları ve yaşananları mantık çerçevesinde değerlendirdiğimizde anayasal çoğulcu demokrasilerde her türlü talebin legal alanda dillendirilip tartışılması mümkün olduğuna göre terörün marjinal olması beklenir. Ben bir terör uzmanı değilim ancak hasbelkader uzun yıllardır bölücü terörle mücadele edilen ve yetinilmeyip müzakere safhasına geçilen bir ülkede yaşamamın verdiği tecrübemle bu yazıyı kaleme alıyorum bazen anlamlandırmakta güçlük çektiğim çelişkiler oluyor. Bin yıldır beraber yaşadığımız kız alıp kız verdiğimiz ortak yanlarımızın farklı yanlarımızdan fersah fersah üstün olduğu her yönüyle, kıvancıyla tasasıyla bizim olan bizim gibi olan bu ülkenin varlığını da yokluğunu da beraberce paylaştığımız milli mücadelede emperyalistlere karşı birlikte omuz omuza mücadele ettiğimiz ülkemizin asli unsuru Kürt kardeşlerimizi bahane ederek güya onlar için onların hakları için sözde mücadele verdiğini iddia eden bir terör örgütü ülkemizin başına bela olmuştur olmaya da devam etmektedir. Ülkemizdeki karar alıcıların geçmişten ders alarak geçmişte yapılan hataları yapmamaya gayret etmeleri çok isabetlidir. Doğrudur geçmişte hatalar olmuştur ancak hatalar kurumsal bazda değil bireysel bazdadır. Terörle mücadelenin içinde görev alan pek çok kurumumuz da görev alanlar pek çok sebepten ötürü bitaraf olamamıştır. Örneğin güneydoğuda görev yapan özel hareket polislerimiz zaman içerisinde adeta bir partinin sempatizanı görüntüsü vermiştir bu ise elde edilen üstün başarıyı gölgelemeye yetmiştir. Geçmişte bölgede çok büyük oyunlar oynanmış ve halen de oynanmaya devam edildiği aşikardır. Acı olan şudur ki otuz yıldır biz hala ortada olan zehrin pan zehrini aramakla meşgulüz hala verelim de mi kurtulalım vuralım da mı kurtulalım dan öteye gidemediğimiz ortada da ve şunu bir türlü çözemiyoruz terör örgütüne verseniz de kurtulamayacağınız çok açık vursanız da kurtulamayacağınız yine öyle muhatap alıp müzakere etiğinizde daha çok tepenize çıktıklarını zaten yaşayarak görüyorsunuz o halde ne yapmak lazım benim basit aklımın erdiği şudur ki biraz saçma bir teklifim var toroslarda elindeki kavalı ile 300 koyunu idare eden çobanın sırrını araştıralım daha da olmaz ise onu alıp bizim karar alıcıların karşına oturtup kurs verdirelim kursu başarı ile bitiremeyenlere kapıyı gösterelim yada bir bilgisayar teknisyeni çağıralım soralım virüs nasıl temizlenir tekrar bulaşmaması için ne yapılır diyelim onu yapalım, bunu yaparken bilgisayarımızın birlik ve bütünlüğünü bozmayalım ya da bir bahçıvan çağıralım soralım ona bahçendeki aykırı otlarla nasıl mücadele ediyorsun bahçendeki renk renk mis kokulu çiçeklere zarar vermelerini nasıl önlü yorsun diyelim o nasıl yapıyorsa bizde öyle yapalım şu kocaman kocaman üniversite bitirmiş ancak hayat üniversitesine kaydını bile yaptıramamış bütün hayatı Bizans oyunları tezgahlayarak birilerinin sırtına basa basa zirveye çıkmış aydın cambazları dinleyeceğimize halkımızı dinleyelim halkımıza sahip çıkalım ama sonuna kadar sahip çıkalım bilelim ki biz sahip çıkmaz isek başkaları zaten sahip çıkmakta çok usta, işin aslı ülkemiz bölücü terörle mücadelede çok başarılı halkımız bölücülerin oyununu bozmuş bozmaya da devam etmektedir. Bizim bahçemiz çok güzeldir ancak çok mahir bir bahçıvana ihtiyacımız var.20/10/2011
BAŞKA TÜRKİYE YOK
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.