- 636 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Okul Yıllarımız
Öyle rahat olmayan okul yıllarımızla, sınıfta her zaman yakacak bulunmayan sobalarımızla, teneffüslerde tam simit alamayıp, yarım veya çeyrek simitle karnını doyurmaya çalışan, abisinin veya ablasının küçülmüş kıyafetleri ve kitapları olduğu için kendini şanslı hisseden çocuklardık. Ahmet Kutsi Tecer’in şiirinden bestelenmiş…
Orda bir köy var, uzakta,
O köy bizim köyümüzdür.
Gezmesek de, tozmasak da
O köy bizim köyümüzdür.’’
Dizeleriyle başlayan şarkıyı söylerdik hep bir ağızdan. Ne kadar yüksek sesle okusak da şarkımızı, ne gelenimiz oldu ne de gidenimiz yıllarca. Üşümeyen ayakların sahipleri, üşüyen ayakları anlayamadılar hiçbir zaman. Kemalettin Tuğcu’ nun ‘’Öksüz Dilimi’’ gibi kitaplarını okumak düştü payımıza ve gördük ki bizden beteri de varmış ve onların yanına da giden olmamış. Kemalettin Amca; hep yanlarına gidilmeyenlerin öykülerini mi yazıyordu ne? Nasıl tanıyordu bizi bu kadar yakından?
Ve şiir şöyle devam ediyordu.
Orda bir ses var, uzakta,
O ses bizim sesimizdir.
Duymasak da, tınmasak da
O ses bizim sesimizdir.
Haklıydı şair, duyulmayan, tınılmayan yani umursanmayan cılız seslerimiz vardı. Ama yarının umuduyduk, vatanımızın aydınlık geleceği. Öyle söylüyordu Mustafa Öğretmenim her gün defalarca ve ekliyordu; okuyun çocuklar, bol bol okumalısınız, okuyarak anlam kazanacak hayatınız ve ancak o şekilde kalkınacak yurdumuz.
Bizleri bugünlere taşıyan, böylesi güzel bir bilinci aşılayan, yolumuzda ışık olan tüm eğitim emekçilerine şükranlarımı sunuyor, başta öğretmenim olmak üzere, ölenlere rahmet diliyorum.
YORUMLAR
Birkaç ay önce, bir ilkokul arkadaşım buldu beni. Ayrı şehirlerde olduğumuz halde sadece telefonla, onca yıl hiç kopmamışız gibi sohbet edebiliyoruz. Sanırım o yarım simitlerin samimiyetine borçluyuz bunu.
“Yarım simit” olayına takılıp kaldım ama, yazıda çok daha fazla anlam vardı elbette.
Sizi okumak hep güzel! Ve yine teşekkürler, hatırlattıklarınız için...