- 422 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yüzleşme
Yüzleşme
Gelişemeyeceği ( tırnak içi) "Gerçeği" ile yüzleşen insanın tavrı, yıkım olur.
İnsanı, "Ümit" diri tutar. Ümidini kaybeden, "Batsın bu Dünya" tribine girer.
Gelişme ihtimali bile insanın dayanma gücünü artırır. Gelişemeyeceği zannına kapılan insan için tüm kapılar kapanmıştır. Sadece bu zan ile yıkımı yaşar ve bunu başkalarına da yaşatmak ister. Tavrı yıkım olur.
Gelişemeyeceği zannı, öyle bir felaket ki kişi tüm gelişmişleri ve gelişme yolunda olanları reddeder. Adeta gelişime düşman olur. Bunun ideloji ve din ile alakası da yoktur. Kendinin içinde bulunmadığı ortamın, onun için bir anlamı yoktur. O da kendinin içinde bulunduğu bir ortam arayışına girer. Madem gelişemiyor (zannı öyle), o halde o da yıkım sürecine girer. Gelişimde yok ise bulunamıyor ise yıkımda vardır. Bu mantıklı mıdır? Gayet mantıklıdır. "Benim olmadığım yerde tufan olsa bana ne!" mantığı! "Benden sora tufan" şeklinde bilinir.
"Herkesi kapsama" fikri yeni değildir. Eğer toplumda etkin olmak istenir ise bu çoğunluğu kapsam altına almakla mümkündür. Çoğunluk, gelişemeyeceği fikrine saplanmış ise. "Tufan", bir çözüm olabilir. Yani çoğunluğa tufan sonrası içinde bulunacağı ortam vaadi ile "Tufan" önermesi, teselli olabilir. Tufanlarda çoğunluk değil, azınlık kalır ama "Zan" ile çoğunluk etkilenebilir. Mutlu, ayrıcalıklı azınlıkta olma ihtimali, gelişemeyeceği zannından daha iyidir!
Son tahlilde; gelişim, insan için bir dayanma noktası gibi. Gelişemeyeceği zannı ise tufan gibidir. "Madem gelişemeyeceğim, o halde gelsin tufan!" Ha bazıları için bu kaçınılmaz! Asla gelişemeyebilirler! Yani tufanı veya yıkımı arzulamaktan başka çareleri olmayabilir. "Gelişebilirsiniz!" ümidi verilse bile, nafile; onların yıkımları da kaçınılmaz olacaktır.
Saygılarımla,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.