- 706 Okunma
- 3 Yorum
- 2 Beğeni
TEK AYAKKABI
Ayakkabıcı, yeni getirdiği malları vitrine yerleştirirken, sokaktaki bir çocuk onu izlemekteydi. Okullar kapanmak üzere olduğundan, spor ayakkabılara rağbet fazlaydı. Gerçi mallar lüks sayılmazdı ama küçük bir dükkân için yeterliydi. Onların en güzelini ön tarafa koyunca, çocuk vitrine doğru biraz daha yaklaştı. Fakat bir koltuk değneği kullanmaktaydı. Hem de güçlükle durabiliyordu. Adam ona bir kez daha göz attı. Üstündeki pantolonun sol kısmı, dizinin alt kısmından sonra boştu. Bu yüzden de sağa sola uçuşuyordu. Çocuğun baktığı ayakkabılar, sanki onu kendinden geçirmişti. Bir müddet öyle durdu. Daldığı hülyadan çıkıp yola koyulduğunda, adam dükkândan dışarı fırlayıp:
“Küçük!” Diye seslendi.
“Ayakkabı almayı düşündün mü? Bu seneki modeller bir harika!” dedi.
Çocuk, ona dönerek:
“Gerçekten çok güzeller!” Diye tebessüm etti.
“Ama benim bir bacağım doğuştan eksik.” Dedi.
Dükkân sahibi:
“Bence bu önemli değil!” Diye, atıldı adam.
“Bu dünyada her şeyiyle tam insan yok ki! Kiminin eli eksik, kiminin de bacağı. Kiminin de aklı ya da vicdanı.” Dedi.
Küçük çocuk, bir şey söylemiyordu. Adam ise konuşmayı sürdürdü:
“Keşke vicdanımız eksik olacağına, ayaklarımız eksik olsa idi.”
Çocuğun kafası iyice karışmıştı. Bu sefer adama doğru yaklaşıp:
“Anlayamadım! Neden öyle olsun ki?” dedi.
Dükkân sahibi:
“Çok basit! Eğer vicdan yoksa cennete giremeyiz. Ama ayaklar yoksa problem değil. Zaten orada tüm eksikler tamamlanacak. Hatta sakat insanlar, sağlamlara oranla, daha fazla mükâfat görecekler...” dedi.
Küçük çocuk, bir kez daha tebessüm etti. O güne kadar çektiği acılar, hafiflemiş gibiydi. Adam, vitrine işaret ederek:
“Baktığın ayakkabı, sana yakışır! Denemek ister misin?” Dedi.
Çocuk, başını yanlara sallayıp:
“Üzerinde 30 lira yazıyor. Almam mümkün değil ki!” dedi.
Dükkân sahibi:
“İndirim sezonunu, senin için biraz öne alırım! Bu durumda yirmi liraya düşer. Zaten sen bir tekini alacaksın, o da on lira eder.” dedi.
Çocuk biraz düşünüp:
“Ayakkabının diğer teki işe yaramaz! Onu kim alacak ki?” Dedi.
Adam:
“Amma yaptın ha!” Diye güldü.
“Onu da, sağ ayağı eksik olan bir çocuğa satarım.” Dedi.
Küçük çocuğun aklı, bu sözlere yatmıştı. Adam, devam ederek:
“Üstelik de öğrencisin değil mi?” diye sordu.
Çocuk:
“İkiye gidiyorum!” Diye atıldı çocuk. “Üçe geçtim sayılır.”
Dükkân sahibi:
“Tamam işte! Beş lira da öğrenci indirimi yapsak, geri kalır beş lira. O da zaten pazarlık payı olur. Bu durumda ayakkabı senindir, sattım gitti!” dedi.
Ayakkabıcı, çocuğun şaşkın bakışları arasında dükkâna girdi. İçerideki raflar, onun beğendiği modelin aynısıyla doluydu. Ama adam, vitrinde olanı çıkarttı. Bir tabure alıp döndükten sonra, çocuğu oturtup yeni ayakkabısını giydirdi ve çıkarttığı eskiyi göstererek:
“Benim satış işlemim bitti! Sen de bana, bunu satsan memnun olurum.” Dedi.
“Şaka mı yapıyorsunuz?” Diye kekeledi çocuk.
“Onun tabanı delinmek üzere. Eski bir ayakkabı, para eder mi?” dedi.
Dükkân sahibi:
“Sen çok cahil kalmışsın be arkadaş. Antika eşyalardan haberin yok her halde. Bir antika ne kadar eski ise, o kadar para tutar. Bu yüzden ayakkabın, bence en az otuz veya kırk lira eder.” Dedi.
Küçük çocuk, art arda yaşadığı şokları, üzerinden atabilmiş değildi. Mutlaka bir rüyada olmalıydı. Hem de hayatındaki en güzel rüyada olmalıydı. Adamın, heyecandan terleyen avuçlarına sıkıştırdığı kâğıt paralara göz gezdirdikten sonra, on liralık banknotu geri vererek:
“Bana göre yirmi lira yeterli. İndirim mevsimini başlattınız ya!” dedi. Adam onu kıramayıp parayı aldı ve bu arada yanağına bir öpücük kondurdu.
Ayakkabıcının her nedense içi içine sığmıyordu. Eğer bütün mallarını bir günde satsa, böyle bir mutluluğu bulamazdı. Çocuk, yavaşça yerinden doğruldu. Sanki koltuk değneğine ihtiyaç duymuyordu. Sımsıcak bir tebessümle teşekkür edip:
“Babam haklıymış! Bana ’Engelli olduğum için, üzülmeme hiç gerek yok!’ demişti. ” dedi.
Unutma!
“Her Rüzgâr, Savuracak Bir Toz bulur.”
“Her Hayat, Yaşanacak Bir Can Bulur.”
“Her Umut, Gerçekleşecek Bir Düş Bulur.”
“Bulunmayacak Tek Şey, Senin Benzerindir.” (Alıntı)
11.01.2021
Yozgat
YORUMLAR
çok güzel bir hikaye usta
ders alınacak bir hikaye
her hikaye bir gerçeği anlatır
elinize yüreğinize sağlık
İDRİS ÇETİN
-Her Rüzgâr Savuracak Bir Toz bulur.
-Her Hayat Yaşanacak Bir Can Bulur.
-Her Umut Gerçekleşecek Bir Düş Bulur.
-Bulunmayacak Tek Şey Senin Benzerindir.
KEŞKE HERKES BÖYLE BİR VİCDANA SAHİP OLSA NE GÜZEL OLURDU.
İbret alınacak harika bir yazıydı kutluyorum tebrikler üstâdım.
Selâmlar ve saygılarımla.
İDRİS ÇETİN
selam ve sevgiler...
Eline yüreğine sağlık hemşerim
ibretlik hem de düşündürücü
biz kaçını görebiliyoruz
belki hiç birini
İDRİS ÇETİN
selam ve sevgiler...