Simetrik Tablo
-Tak tak tak… Polis. Açın kapıyı!
Aile kısa koşuşturmanın ardından kapıyı açtı. Aile büyüğü erkek en önde durmaktaydı.
-Buyurun memur bey.
-Evinizde terör örgütlerine yardım ve yataklık unsuru sayılacak eşyaların varlığına dair kesinlik ifade eden duyumlar aldık. İşte buyurun arama iznimiz (Gösterir). Şayet aldığımız durum doğruysa çıkarın evinizdeki sakladıklarınızı, iş birliği yaptığınızı not düşelim, cezanız hafiflesin. Ama eğer biz bulursak bu unsurları cezanızı hafifletecek bir şeyiniz olmayacaktır.
Evdekileri bir korku sarmıştı, ne herhangi bir terör örgütü mensubu görmüşlerdi ne de terör unsuru sayılacak eşya. Afallamış gözlerle gelen memurlara bakıyorlardı.
-Affedersiniz memur bey ama bizde bahsettiğiniz her neyse yoktur. Kendi halinde yaşayan insanlarız biz. Ne işimiz olur terörle, örgütle…
-Bizim görevimiz, aldığımız duyumların asılsız olup olmadığını tespit etmektir. Aramayı yapacağız. Arkadaşlar dağılın eve.
Memurlar eve dağılır, ailenin şaşkın bakışları üzerlerindedir. Uzun süren aramalar bir sonuç vermez. Neredeyse aramayı durduracakken amir, bir polis memuru elinde tuttuğu tablo ile çıkagelir.
-Amirim. Evde terör unsuru sayılabilecek bir tablo bulduk. Buyurun bakın.
Amir tabloya bakar. Tabloda ağaç gövdelerinden oluşan bir ormanın fotoğrafı vardır.
-Bu tablodaki ağaçlar neden bu kadar simetrik Ahmet Bey söyler misiniz? Neden özellikle bu tabloyu astınız duvara. Bu bir mesaj mıdır? Onlara olan özleminizin bir sembolü müdür bu?
-Olur mu hiç amirim, benim amcaoğlundan hediyedir o tablo. Doğum günü hediyesidir. Ne alakası olabilir ki bu tablonun duvarda asılı durmasının mesajla inanmayla falan. Anlayamadım doğrusu.
-Bizi ilgilendirmez, bunun kararını verecek durumdaki kişi ne sizsiniz ne de biziz. Bunu karara bağlayacak tek yer yüce mahkemelerimizdir. Götürelim Ahmet Bey’i, duvara tabloyu asan bizzat kendisiymiş, itiraf etti. Gerekli görülürse tekrar gelir kalanları da götürürüz.
Ahmet Bey götürülür, ifadesi alınır ve hâkim karşısına çıkana kadar kaçmasın diye kontrol altında tutulur(hapiste).
Mahkeme günü gelir. Ahmet Bey mahkeme salonunda yerini alır, hâkim gelir.
-Evet Ahmet Bey, anlatın dinleyelim sizi. Nedir bu tablo meselesi.
-Vallahi efendim bu tablo bana amcaoğlum Mehmet tarafından verilmiştir. Doğum günü hediyemdir. Ben de bunu duvara asmıştım. Polislerin yaptıkları aramada, evimde hiçbir suç unsuru bulunamamıştır. Bu tablo da suç unsuru sayılamaz sayın hâkim. Görülmüş şey değildir bu.
-Şimdi bu görülmüş şey, görülmemiş şey kelimelerini bir kenara bırakın. Bu kadar ağacın birbirine simetrik yan yana durduğu bir tablo belli ki bize bir mesaj veriyor. Anlayamadığımızı mı ima ediyorsunuz şimdi siz? Nereden biliyorsunuz amcaoğlunuz Mehmet’in bu tabloyu suç unsuru olarak görüp de size yollamadığını? Belki size hediye ederim diye kurtulmak istedi bu tablodan. Yaz kızım: Davanın üç ay sonraya ertelenmesine, sanık Ahmet Mağdur’un sonraki duruşmaya kadar tutuklu kalmasına, bir sonraki duruşmaya Mehmet Mağdur’un da getirilmesine karar verilmiştir.
Aradan üç ay geçer. Mahkeme günü gelir. Duruşmaya Mehmet Mağdur da getirilmiştir. Hâkim konuşmaya başlar.
-Evet Mehmet Bey, sizi dinliyoruz. Nedir bu tablo açıklayın bakalım.
-Sayın hâkim. Ben tabloyu bizim aşağı mahalledeki eskici Polat abide gördüm. Hoşuma gitti. Bizim Ahmet’in de iki gün sonra doğum günüydü. O da hoşlanır böyle tablolardan. Ona hediye ederim dedim, fiyatı da uygundu, aldım.
-Ya. Demek eskiciden aldın bu tabloyu.
-Evet sayın hakimim. Bizim ne ilgimiz olur terörle, örgütle.
-Anlaşıldı Mehmet Bey. Yaz kızım: Davanın üç ay sonraya ertelenmesine, sanık Ahmet Mağdur’un tutukluluğunun devamına, sayın Mehmet Mağdur’un da sonraki duruşmaya kadar tutuklu kalmasına, eskici Polat Bey’in sonraki duruşmaya getirilmesine karar verilmiştir.
Aradan üç ay geçer. Eskici Polat Bey de getirilmiştir mahkemeye. Hâkim konuşmaya başlar.
-Evet Polat Bey anlatın bakalım nedir bu tablo meselesi.
-Sayın hakimim. Bana bu tabloyu, tabloyu bizzat çizen ressam satmıştır. Benim ne terörle ne de örgütlerle bir işim olmaz.
-Anlaşıldı Polat Bey. Yaz kızım: Davanın üç ay sonraya ertelenmesine sanık Ahmet Mağdur ve sanık Mehmet Mağdur’un tutukluluğunun devamına, sayın Polat Antikasever’in sonraki duruşmaya kadar tutuklu kalmasına, Polat Antikasever’e resmini satan ressamın tespit edilip sonraki duruşmaya getirilmesine karar verilmiştir.
Aradan üç ay geçer. Ressam Vahit Sanatsever getirilmiştir. Hâkim konuşmaya başlar.
-Evet Vahit Bey anlatın nedir bu tablo meselesi. Neden çizdiniz böyle bir tabloyu ve neden piyasaya sürdünüz.
-Sayın hakimim. Ben bu tablonun suç unsuru teşkil edeceğini düşünmemiştim efendim. Ancak ben bu simetrik resim çizme tekniğini çok sevdiğim hocam Atıf Sanatsevdiren’den öğrendim. Ben suçsuzum efendim.
-Ya öyle mi. Anlaşıldı Vahit Bey. Yaz kızım: Davanın üç ay sonraya ertelenmesine, sanıklar Ahmet Mağdur, Mehmet Mağdur ve Polat Antikasever’in tutukluluğunun devamına, sayın Vahit Sanatsever’in de üç ay tutuklu kalmasına, Atıf Sanatsevdiren’in de bir sonraki duruşmaya getirilmesine karar verilmiştir.
-Sayın hakimim affedersiniz. Atıf hoca uzun zaman önce vefat etti efendim. Ben de bu tekniği onun tek eseri olan ‘’Simetrik Çizimler’’den öğrendim.
-Niye baştan söylemiyorsunuz Vahit Bey. Yaz kızım: Sanıklar Ahmet Mağdur, Mehmet Mağdur ve Polat Antikasever’in salıverilmesine, sayın Vahit Sanatsever’in hür iradesiyle çizmiş olduğu tablonun suç teşkil etmesinden dolayı hapsine, ancak yerine getirdiği fiilin suç teşkil ettiğini bilmemesinden mütevellit hapis cezasının para cezasına çevrilmesine, asıl sorumlu kişi olarak tespit edilen Atıf Sanatsevdiren’in eserinin suça teşvik edici unsur sayılmasına ve dolayısıyla toplatılmasına ve imha edilmesine karar verilmiştir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.