- 858 Okunma
- 6 Yorum
- 7 Beğeni
Ben Mardin
Ben Mardin, hani yere inen ruh ile yaşıt olan Mardin. Son ismim bu benim. ilk ismimi bana Tanrı vermiş gibi hissediyorum, ki Tanrı’nın yarattığı her desene arz olmam bundandır. Bana varan yollar ipekten, gerdanlığın boynunu ben verdim, rengini aldım sim ile güneşten.
Oğullarını büyüttü taşım, kızlarına hayal oldu nakışlı başım. Adamlarına aşkı ben öğretip ezber ettim, kadınlarına şiirden gazeller hediye ettim. Ben Mardin, çan sesim var benim, minarelerim, kubbelerim, başını eğerek girilen medreselerim. Dillerim var bir sürü, dinlerim, mabetlerim, lehçelerim. alnına gümüş sikkesi değen sâbilerim var, kına kokulu sevdalar var üstümde. İkindi vakitleri mahlep kokarım, öğlenleri fesleğen, seherleri ben kokar, akşamları taştan topraktan denizim kokar. Gece olur, zümrütler serperim rüyalarına oğullarımın kızlarımın, bir bebeğin mırıltısı dolar sokağım, bir çeşmenin şırıltısı dolar köşe başım, bir hasta hırıltısı teskin olur ay ışığında.
Ben Mardin, şiirden silüet, Arapça’dan bir nağme, Ermenice’den bir ezgi, Süryani bir tebessüm, Kürdün düğün zılgıtlarıyım.
Ben Mardin, göğü güvercin kanadı, uçurtmalar kuyruğu kalesi. Burnunda bir kadının hızma, bir gelinin belinde kırmızı bir kuşak, buruk bir sancıyım uzaklarda yaşayan bir oğlumun hatıralarında. Kahve kokan avlular var avuç içimde, göbek bağları var taş oyuklarda, ninniler, onbin yıllık bereketli bir râhim yatağım var.
Ben Mardin, daracık sokaklar şehri, asma gölgesinde yetişen insanlık hikâyeleri. Şarap kokar ruhum bir sokakta, bir sokakta zemzem kokarım.
Ben Mardin, Ezidi bir besteyim Kürt lisanında, çorak yanıma tavuskuşu yetişir, renk solar renk dolarım. Zakkum çiçeği yetişir gölgem ile zıkkım öksürük tutar beni, acıları dağlara sürerim. bilirim dağlarım vakur, benim dağlarım pişkin. Ben tandırda herbir şeyi pişirdim.
Ben Mardin, biraz şehir çokça şiir.
ben Mardin, bazen kederli çoğu zaman umutkâr.
YORUMLAR
Teksif edilmiş güzellik...Mardin...
Yaşayan kent...
Hiç görmedim, yaşamak dünyasında...
Çok saytgımla.
Orhan KANZA
Hayran oldum bu anlatıma, inci gibi işlenmiş şiirsel tasvirlere... Pastoral bir tabloydu. Medeniyetin ilk beşiği Mardin var olsun hep, elbette...
Yürek dert görmesin.
Teşekkürler, saygılar, efendim.
Tüya tarafından 24.8.2021 18:04:15 zamanında düzenlenmiştir.
Orhan KANZA
Ben teşekkür ederim, saygılar sevgiler.
Tüya
Çok teşekkürler, saygılar, selamlar.
Orhan KANZA
Hemfikiriz, var olun.
Eser için çok teşekkür ederim, ilk defa dinledim ve Mardin seslerine hemencecik ekledim. Daim olsun sayın Karaca.
En etkilendiğim şehirlerden biri olmuştur Mardin. Elbette eski dokusunu muhafaza eden... O ruha bağlılığının akdini devam ettiren Mardin. Yazık ki, şehirlerin kimlikleri, ruhları birer birer alınıyor ellerinden.
Birbirinin aynılığıyla, ürkünç ve usdışı olan ve tüm güzellikleri tüketmiş ya da tüketmekte olan sözde bir modernitenin getirdiği bu yozlaşma şehirlerimizin kimliğini, ruhunu yok ediyor.
Yazınızla Mardin sokaklarında bir kez daha dolaştım; oradan uzandım Midyat'a...
Çok teşekkür ederim bu güzel yazınız için.
Saygılar.
Orhan KANZA
Ben teşekkür ederim, esen kalın.
Mardin kapı şen ola,
Mezopotamya seni gelip göreceğimm.
İki şehir kaldı gidip görmek istediğim.
Mardin ve Gaziantep.
Kavuşacağımızın hayalini kuruyorum hep.
GAP turu desek daha iyi olur. :)
Çok güzeldi okumak.