- 524 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Yatay Zeka
Yarını sisli dünyanın sisi en kalın ülkelerinden birinde yaşıyorsanız, aklınızda cevaplanacak bir çok soru birikir hep. Çoğuna verilmiş ve verilmesi umulan cevaplar da yoksa durum daha da kaotik hale gelir. Bu potansiyel mutsuz ve umutsuz yığınlar üretir durmadan. Sistemlerin hemen hepsi size olan biteni algılayamayacak kadar aptal olduğunuzu aşılar. O küçük grup hariç(!) kimse o sindirilmiş soruların cevabını bilmez. Zaten onlar da asla doğruyu söylemez..İşte o çok bilenler bir gün "yapay zeka" ürettiler. Yapay zeka uygulamaları şahlandıkça "yatay" zekalıların tepesinde bir balık ağı oluştu düğümleri sıkı... Topluca yakalandılar, tutsak oldular. Peki kimdi bu yatay zekalılar?
Bir kaçını şahsen tanıyorsunuz aslında. Mesela bir tanesi yattığı yerden üç sezondur tekrarı gösterilen televizyon dizisini hatmederken bir anda doğrulup;
-Türkiye’nin üç tarafı deniz ve sayısız göl ve nehirleri ile kaynak suları zengini iken nasıl kuraklıktan behsediyoruz? Yok mu kardeşim bu ülkenin bir su politikası?
diye sormayan zatı muhterem.
Bir diğeri yaz-boz tahtasında tebeşir tozuna bulanmış evladının haykırışını duymamak için kulağının üzerine yatarken;
-Bizim toprağımızda doğmuş bir evladı biz nasıl başka üniversitelerin kapmasına izin verdik? Şimdi o ülkelerde onlara sunulan imkanlarla kazandıkları başarıyı nasıl bir hadsizlikle sahipleniyoruz? O insanların sadece soyu ya doğumu Türk iken ve başarıları başka ülkelerin hanesine yazılıyken biz bunun neresinden gurur duyuyoruz?
diye sormayan bir zatı şahane.
Ah bir tanesi epey ünlü mesela. Elinde son model vergisine kendisinden fazla para verdiği cep telefonundan öz çekim yapıp dedesinin mezarını ifşa ederken;
-Ya biz neden şu şeyi kendimiz üretmiyoruz da bu pazara müşteri oluyoruz? Neden elektronik alanda bu kadar zayıfız? Neden millet Mars’ta koloni kurmak için hazırlanırken biz hala bırak uzayı kendi taşıtımızla göğe çıkamadık? Dünyaya kendini kanıtlamış kaç elektronik marka üretiyoruz? Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana bir türlü yürütemediğimiz arabalarımız ve uçuramadığımız uçaklarımızdan utanmıyor muyuz?...
diye sormayan ulu kişilik.
Bunlar sadece bir kaçı...
Yatay zekalıların fink attığı bir coğrafya burası...
Yapay zeka denilen şey, yapay olarak üretilmiş, aslında çoğunluğu doğrulanmaya muhtaç ve anlamsız bilgilerle yıkanmanı ve sakince güdülmeni sağlayan bir duş başlığıdır aslında. Duşun altına gider yatarsın. Ohhh. Ilık ılık. Uyuşur da uyuşursun. Bakarsın önünden geçip giden fırsatlara . Başkalarının kurgularına figüran olursun. Gelecek beklentin Marstan daha ulaşılmaz olur. Bazen pardon hep mutsuzsundur ama sorgulamada dili tutuk olursun. Sonra bilgisine bilgi katan ve seni güdülemeyi iyice profesyonelleştiren yapay zeka bir gün seni yattığın yerden eder. Bilgisayarda ve hayatta yatay zekalar da dahil kullanılmayan her öğe çöp kutusuna gider...
YORUMLAR
sorun galiba ilk kendimizden başlıyor usta,
neyiz, neye yeteriz. duygu açmazlarımızdan başlamayacağım elbet, ki korkum sorunun asıl orada düğümlendiği... yenmek için bir çaba yok, sürgit içinse çok. yenilenler yerine tüm muktedirleriyle yenenleri alkışlıyorken bu günden düne, ve daha kırılması gereken nice kelepçe varken aklın önünde , yakın zamanlı umut yok ne yazık ki ve dileğim toplum olarak daha fazla acısını çekmeden beyin denileni kullanmayanların çöpe gitmesi elbet.
eyvallah.
SERPİL ŞEN
Çöp atılacak elbet, önemli olan çöp kutusunun içinde mi dışında mı olacağımız.
Eyvallah