Hiçlik
İnsan yaşamı boyunca bir hiç miş gibi yaşamalı!
İnsan yaşamını sürekli birşeylere sahip olma hırsıyla idame ederse, kazandığı tek şey parasal değeri olan maddelerdir. Zamanla kendi öz benliğini özgürlüğünü kaybeder. Sahip olmak için sürekli çalışmak, sürekli zamanından fedakarlık etmek zorunda kalacaktır. Bir süre sonra sahip olduğu herşeyin aslında bir hiç olduğunu görmesi yaşamında ve özgürlüğünde geriye dönülmez harcanmış bir ömür olarak önüne çıkacaktır. İnsan bir hiç olarak doğar ama bireysel hırslar devreye girdiğinde kendini çok şeymiş gibi hissetmeye başlar. Bu da ilk olarak özgürlüğünü elinden alır ve farkında olmadan maddelerin ve hırslarının esiri olur.
Günümüzde kapitalist sistem de insanları maddelerin esiri yapıyor bir şekilde. Ekonomik olarak en alt tabakadan en üst seviyedeki insanda, maddelerin kölesi olmaktan kurtulamıyor. Parasal olarak güçlü olan kesim kendini herşeyin sahibi gibi görüyor ve herşeyi satın aldığında bunu güç olarak algılıyor. Oysaki asıl kazanan satın aldıkları maddelerdir ve onları sahip olma duygusu ile ele geçirmiştir zaten.
Ekonomik olarak en güçlü kesimde en zayıf olan kesimde de bu değişmiyor. Yaşamak için sahip olması gereken şeylere değil, kapitalist sistemin dayattığı sahip olma hırsından ekonomik olarak en zayıf olan da nasibini alıyor ve tüm gücünü maddelere sahip olmaya harcıyor.
Dünya üzerindeki ülkelerde en az sahip olunan da bilgidir sanıyorum!
Bilgi hava ve su gibi insana gerekli en temel ihtiyaçlardan biridir. Kapitalist sistemin de insanların sahip olmasını istemediği en önemli gereksinim de bilgidir. Eğer bilgi edinilirse maddelere olan ihtiyaç da bitmiş olacak. Belki insanlar hiçliği benimseyip sahip olma duygusundan arınıp var olan herşeyin tüm canlıların gereksinimleri için kullanmaya başlayabileceklerdir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.