- 353 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
HAYATIN AMACI
HAYATIN AMACI
Yaşanılası hayat nasıl olmalı? Daha iyi nasıl yaşarız? Değil, daha iyi nasıl yaşamalı? Sorularına cevap aramalı değil miyiz aslında biz? Hayatı daha anlamlı kılmak değil mi tüm çabamız? Çağın en büyük yanılgısı bu değil mi?
Hep yanlış yerlerde aranan bu anlam, aramayı da anlamsızlaştırmıyor mu? Hani Hoca karanlıkta yitirdiğini aydınlıkta arar ya, işte tam da bu örnek bizi ve çağı en iyi şekilde anlatıyor aslında. Yıllardır bu yanılgıyı yaşadık durduk biz. Oysa kutsal kitabımız Kur’an- ı Kerim bizi bu konuda yalnız bırakmıyor.
Ve diyor ki biz hiçbir şeyi başıboş yaratmadık. İnsan başıboş yaratıldığını mı sanıyor? Bu noktadan bakarsak görürüz ki başta insan olmak üzere her şey bir plan dairesinde bir gayeye istinaden yaratılmıştır. Ancak ne yazık ki insan bunun farkında değil.
Şimdilerde rahmetli olan bir siyasetçi abimiz öyle dedi. Her makinenin bir kullanma kılavuzu var. Mucidi onu hazırlamış. Ve satışta beraberinde vermiş. Hatta burasını ben ilave edeyim,- çünkü o zamanlar garanti olayı bu günkü kadar önemli değildi belki de hiç yoktu.- alıcı o kılavuza uymazsa ürün garanti kapsamından çıkar. İnsan da bir makine, belki makineden de öte, onun yaratıcısı kullanma kılavuzu olarak Kur’an-I kerim gibi bir büyük kitabı göndermiş. Garanti şartlarını ona uyma şartına bağlamış.
O halde biz de deriz ki insan bir görev ve bir gayeyle yaratılmış, bu gaye de o kitapta gösterilmiştir. ‘De ki hayatımda, ölümüm de senin içindir’. Evet, Allah sadece hayatın değil ölümün de sırf onun için olmasını istiyor. ‘Allah (CC.) müminlerden nefislerini cennet karşılığı satın aldı’
Evet, o büyük kitap yolu gösteriyor ta varılacak menzile kadar. O menzil ki tüm yanlış yolları bertaraf ediyor, tüm arayışlara son veriyor, insanın biteviye sürüp giden başıboş arayış ve çabalarına son veriyor. Tam bu noktaya gelmişken tüm felsefelerin boşluğa fırlattığı insana yaratıcısı tarafından atılan can simidi ile karşılaşıyor, tüm umutsuzluklardan sıyrılarak Allah’ın ipi olan sırat-ı müstakime sımsıkı sarılıyor, ’Emr olunduğun gibi dosdoğru ol’ ikazı ile kendimize geliyoruz.
Gençliğimde elimde hiçbir veri olmadan bu konu üzerinde düşünmüş, aldığım eğitimin bana bu konuda hiç yardımcı olmadığını şaşırarak müşahede etmiştim. Odamda masamın başında düşüne düşüne vardığım sonuç maalesef kadınla erkeğin birbiri için, birbirinden zevk almak yaşadığını sanmıştım. Vah vah, vah ki vah. Şimdi hayıflanıyorum o günkü halime. Daha sonra o ilahi bildiri ile karşılaşmam beni uyandırdı derin uykudan. Dahası şöyle söylemek ;lazım düşmüş olduğum kuyudan.
Ama yıllar geçti ben o gün öğrendiklerimi unuttum. Bir Anadolu gezisinde yalnız dolaştığım bir dağ başında kaybolmam bana tekrar gerçek gayemi hatırlattı. Allah’a bundan sonra bu gayeyle yaşayacağımı ant vererek kurtulma duası yaptığımı ve böylece kurtulduğumu hatırlıyorum.
Evet, yaratıcımız sadece hayatımızı değil ölümümüzü de istiyor. Boş yaratılan hiçbir şeyin evrende olmadığını, insanın da başıboş bırakılmayacağını, insan hayatının olduğu gibi ölümünün de bir anlamı olduğunu bildiriyor. Ve emr olunduğumuz gibi dosdoğru olmamız gerektiğini ihtar ediyor. Dahası ekliyor kâinatta Allah’ı zikretmeyen hiçbir varlık olmadığını canlı cansız tüm yaratıkların onu Hamd ile teşbih ettiğini bildirerek yapmamız gereken en önemli işin onu zikretmek olduğunu ifade ediyor.
Demek ki hayatımız hiç de anlamsız değil, belki de anlamların en yücesi ile anlamlanmış ve değer kazanmış. Allah’ı anmak. Siz beni tenhada anın, ben de sizi anayım buyurmuş üstelik yaratıcı. Siz beni bir toplulukta anın, ben sizi ondan daha hayırlı bir toplulukta anayım.
Hadi gelin Allah’ı birlikte analım hayatımız gerçek anlamına kavuşsun, gerçekten anlam kazansın.
Ahmet Kemal
YORUMLAR
Hüzünlendim mi yoksa eşlik eden huzur ve inancın birlikteliği miydi?
Hüzünsüz de olmuyor hani hem hüzünlü kalbi en çok seven de Rabbimiz iken...
Arayış, değerli hocam belki de kendimi ararken rast geldiğim çok başka şeyler çok farklı açılımlar sunarken derken hayatın sunumu:
Sevdiklerimiz ve ailemiz ve onların derdini paylaşmak ve farkında olmadan hayatla uzlaşmak değerli hocam.
Katıksız bir sevgi huzura dair.
Huzur çok rastlanmayan yeter ki inancımıza da bağlıyken.
Bazen vaz geçmek insana en kolay gelen ki vazgeçmediğim ne kaldı ki?
Ama sabır da bir öğreti ve şükür de yüklendik mi...
En çok sevmeyi sevmek nihayetinde insanın kendine ulaşması.
Muhteşem bir farkındalık İlahi Ateşin eşliğinde tüm buzların eridiği yüreğin ise eriyerek hidayete yürüdüğü.
Anlam.
Anlam bulmak.
Anlam olmak.
Sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
İnsan her şeyden vazgeçebilir yeter ki vazgeçmek için bir şeylere dokunsun elbet İlahi Sırdaşımız ve aşk ile yanan bir yüreği de ne söndirebilir ki?
Selam ve saygılarım sizinle
Allah’ı anmak. Siz beni tenhada anın ben de sizi anayım buyurmuş üstelik yaratıcı. Siz beni bir toplulukta anın ben sizi ondan daha hayırlı bir toplulukta anayım.
Hadi gelin Allah’ı birlikte analım hayatımız gerçek anlamına kavuşsun, gerçekten anlam kazansın.
Bu ihlâs dolu yazılmış güzel ve anlamlı yazınız için kutluyorum tebrikler üstâdım.
Selamlar ve saygılar sunarım.