Türk Evliya ve Azizleri..
Günümüzde ve çağımızda ekseri insanlarımızı evliyalar ile kandırmaktadırlar. Her şehirde ve bölgede evliya mezarı denilen mezarlar ve bunların kültür mirası olduğu konusunda reklamlar yapılır, yazılar yazılır, hatta konferanslar bile verilir. Bu evliyalar hristiyanlıktaki azizlere karşılık geliyor. Bol aziz ve evliya söylencesi de, ruhbanların halkı kandırmaları sonucu her bölgede var..
Şahsen epey gezdim yatır matır.. Mezar gezmeleri ünlüdür halkımız arasında..
Millatlardan önce bile Yunanların Egedeki yarı Tanrı veya kahraman insanların mezarlarını "yatır" haline getirdiğini de araştırabilirsiniz. Sünnilikte şeyh-şıh gibi isimler alan arap misyonerleri, alevilikte dede ve baba olarak isimlendiriliyor.
Tüm bu insanlar toplum tarafından saygı duyulan, dürüst, doğru sözlü, yiğit, sabırlı, çalışkan ve bolca okuyup yazan kişiler olduğu söylenir, bilinir. Öyledir veya böyledir lakin eski çağ evliyaları ve azizleri çağının gereklerini yapmıştır diyelim geçelim. Üzerinde durmaya gerek yoktur.
Ancak günümüzde bu tür evliya, aziz, dede vb gibi terimler kültürel olarak yeni çağa uymuyor .. Son çağın Türk evliyaları ve azizleri veya büyüğü arıyorsak;
Mustafa Kemal Atatürk
Hüseyin Nihal Atsız
Aziz Nesini .... gösterebiliriz.
İnsanlar gittikleri okullarda öğretilen bilgiler neticesinde bir düşünceye ve ideale kapılır. Oysa günümüzde her dinin ve ideolojinin daha iyisi bulunulabilecektir. Bunun yanında aynı toprakta yaşayan insanlar istihbarat oyunları ve zenginlerin piyonu şeklinde doldurulabilmekte ve piyasaya sürülebilmektedir. Günümüzde de ekranlarda bolca vaaz veren, akıl veren tipler vardır ki, artık çağın gerisinde kaldıkları da görülmektedir.
Türklük bir ırk mıdır, yoksa bir zihin midir? Atatürk’ün sporcular için söylediği, "Ben sporcunun "zeki çevik ve ahlaklısını severim"" sözü aslında Türkü tanımlamaya benim için yeter.
Bunun yanında
Türk şişman olamamalı,
Türk tembel olmamalı.
Türk çağın gerisinde kalmamalı..
Türk yalan söylememelidir.
Türk zalim olamaz.
Türk savaşçıdır. Gibi gibibir çok beylik söz edebiliriz ve sonra aynaya bakarız. Ben ne kadar insanım, ben ne kadar Türk’üm. Eksikliklerimi gidermek için çalışırız. Sen çalış da bırakın gerisini Ulu Tengri yargılasın, tayin etsin..
Daha önceden belirttiğim Altaylı Şamanın ifadeleri hala zihnimde. Türk, Tanrıyla iştişare eder, Arap Tanrıya boyun büker.
Yine de günümüzde Tanrı üzerine yapılan zihin açıklamaları, Tanrı bilinemediği için daha çok boşlukta kalmaktadır. Bu yüzden günümüzde değil Tanrı Türkü Korusun demek, Türk, Tanrıyı Korusun demek icap eder.
Tanrı, dünya gündemine her bölgede farklı şekiller ve anlatılarla girmiştir. Tanrı düşüncesinin en çekici yanı ise, İyileri öldükten sonra ödüllendireceği, kötüleri ise cezalandıracağı düşüncesidir. Bu felsefe insanları hayatlarında iyilik, güzellik, yardımlaşma, güler yüz gösterme, ümitvar olma, ataya anaya hürmet, küçükleri sevmek, merhamet, canlılara acımak, hayvanları ve doğayı sevmek, erkek ve kadın arasında hak ve hukuklar konusunda ayrım yapmamak, insanın öz dairesi ve çevresine saygı göstermek gibi yüzlerden binlerce maddelere kadar sayılabilir.
İşte evliya dediğimiz insanlarda bu özellikleri ile tanınır bilinirdi. Lakin günümüzde teknoloji ve iletişimin değişmesi sonucu toplumların önüne konulan insanların da türlü türlü huyu ve suyunun olduğunun belirginleşmesidir. Perdenin önünde size akıl veren, yol yordam gösterenlerin perdenin arkasında ise söylediklerine zıt hal ve hareketlerde bulunabileceği de ekseri farklı düşüncedeki yayın organlarında karşıki kesimin açığı bulmak için de kullanılabilmektedir.
Ancak görünen o ki sütten çıkmış ak kaşıkların pek az olduğu bir insanlık tarihini de malumunuz olmalıdır.
Peki, bizi, günümüzü ve geleceğimizi hangi Türk Evliyaları, Azizleri okuyabilmekte ve millete doğruyu göstermektedir.
Yukarıda zikrettiğim isimlerin her fikrine kayıtsız şartsız elbette katılmadığım noktalar olabilir. Lakin şunu okuyorum ki, bu insanlar bu yurdun yükselmesi ve insanının insan gibi yaşaması için ödenmesi gereken bir çok bedel ödemiştir. Ödedikleri bedeller sadece gelecek içindi bile denilebilir.
Biri yakılmıştır dinsiz denilerek, biri süründürülmüş-işten atılmış birine de Cumhuriyeti kurduğu için edilmeyen hakaret kalmamıştır.
Hadi derler ya beylik laf olarak, arkasından kırk itin havlamadığı kurda kurt mu denir gibi...
Aslında çok şeyler denilebilir, sözün ardı arkası gelmez. Her yedi delikli kafadan binlerce tür fikir çıkabilir. Lakin ve yine günümüzde bu topraklarda çağın yükselen yıldızı olmak istiyorsak, bu insanların neden dedi, niçin dedi, ne yaptı, neden yaptı, ne yazdı, ne okudu gibi hayatlarını didiklememizde fayda vardır.
Bu konuda fazla münakaşaya girmenin kimseye de faydası olmayacaktır.
Tarihe meraklı olanların bildiği bir söz vardır, Atatrük’ü al koy 1450’lere Fatih’in yaptığını yapar, Fatih’i, getir 1920’lere Atatürk’ün yaptığı yapar gibi...
Aziz Nesin çağımızın Mevlana ve Yunus’larının şeyhi, dedesi ve azizi olabilir bir bakıma.. Hadi be ordan diyeceklere sözüm, her çağ kendi düşünürünü yoğurur olacaktır. Hem Mevlana hem de Yunus’un hayatlarına baktığımızda aldıkları eğitim ve geçtikleri yollarda, bulundukları ortamlarda zihinlerine doldurulan fikirler ve inançlar bellidir. Bir insana ne verirseniz ondan izler çıkarır bir fizik kuralıdır sonuçta..
Önemli olan ise yediğini, zihnine koyulanı çağa uygun hale getirmektir yani yoğurmaktır, en lezzetli şekilde milletine sunmaktır.
Sözün özeti olarak da; Bir insanın gözünden düşen hüzünlü yaş, Türkün kalbine yaşam nefesi olur, o nefesle o hüznü sevince çevirmek içindir uğraşı da savaşı da..
Tarih çok derin, lakin gelecek ondan da derin. O yüzden tarihi gerçekleri bu çağa uygun okumalı. Milletimizin iyiliği, refahı ve mutluluğu için hırsızlık yapmamalı, rüşvet alıp vermemeli, kadınlara tarihin göstermediği saygıyı göstermeli, insanların arasındaki maddi ve manevi uçurumları kaldırarak birbirlerine yakınlaştırmalıdır.
Velhasılı kelam bu yazı çok zihin ve araştırma yoğurur, hadi bana da herkese de kolaylı gelsin..
Birbirinize emanet olun.
Y...den
YORUMLAR
Toplumların prototipleri vardır sayın insani :))
İnanmak ,bir rol model bulmak ve o yönde gelişme göstermek ; önce taklit daha sonra eleştirel bir kafa ile düşünüp- ki yobazlaşmadan- insanın kendi ruh dünyasını imarını kendisinin tamamlaması gerekiyor.
Bu toplum çok sayıda evliya ve aziz yetiştirmiştir.
Şahşen onların hayat hikayeleri ve topluma yön verişlerini çok sevmişimdir.
Ölseler de toplumun dinamikleridir, fakat onları putlaştırmak mezarlarından bir şey ummak ,mum yakmak çakmak çakmak :)) çok anlamsız.
Saygıyla.
Yinsani
Birbirinize emanet olun.
Eyüp Sultanda yatan da bir romalı
:))
Komik tabi böyle şeyler ve aynı zaman da ve daha fazla trajik.
Fatih ve Atatürk yer değiştirme konusuna katılmıyorum( bence aynısını yapmazlardı) ama yazının özü önemli elbette. Aşırı bişeycilik tarih boyunca kimseye fayda getirmemiş, ölen yine insan olmuş. En büyük ders bu olmalı bence.
Sevgilerimle...
Yinsani
diğer konuya da girmeye gerek yok... tarihi romanlarda ekseri bir silsile kurgulanır, devamlılık açısından... sonuçta biri koltuk için yiğenleri katlettirmiş, biri enver paşaya yurdu sokmamış.. eksikleri ve fazlalıklarıyla hepsi bizim..
eksik olmayın efenim..
birbirinize emanet olun.