- 349 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Aşk ve Sevgi Bir Tecessüstür
Aşk ve Sevgi, sadece bir buseye indirgenemez!
Gönülden pay almak ve gönüle pay vermektir! Beraberliği paylamşmaktır! Onunla bütünleşerek kendini bitirmektir!
Hakiki sevgiler ya da aşklar sadece kalemle ifade edilenler de değildir; dudaktan süzülen de! Hakiki aşklar – sevgiler yürekten yüreğe yazılan ve ruhlara bir sanat eserinin nakışı gibi nakış nakış işlenendir. Sevgi veya aşk öyle sade bir iki kelimeyle, birazcık sulu gözlerle, dünya işlerinde vazgeçmekle –itikaf etmekle itiraf etmek de değildir!
Hiç bir kalem, hiç bir kelam, hiç bir sanatçı da onu öyle kolay kolay ifade de edemez! Ancak kendi gözlemlerinden, yetiştiği ve yetiştirildiği ortamın şartlarından, aldığı eğitimden etkilenerek betimlemeye çalışmaktır. Yaldızlanmış sözcükler ise asla ne aşkı, ne de sevgiyi kesinlikle betimleyemezler …
O, en büyük mühürün gönüllere, beyinlere ve ruhlara vurulan silinmez kaşesidir. Bu yüzden yapamaz insanoğlu hiç bir zaman ne aşkın ne de sevginin tek bir tanımını. Onun tılısımlı tını her gönülde kendine göre namelenir, dillenir, söylenir, gürlenir, derlenir kendi yerini bulmak için. Yani her dilde, her sözcükte, her beyinde çınlayan tekillerin çoğuludur.
Ve yine her seferinde duygu, hassasiyet, efsane, melankoli, tatlı bir hüzün ve hafif bir kasvet içermektir, kendinden geçmektir aşk ve sevgi. Klasikleşmiş her şair, her psikolog ya da her sosyolog onu toplumsal gerçeğin ve hayallerin yüreklerde oluşturduğu tarzda dener onu betimlemeyi! Aşkı ve sevgiyi beton bir blok gibi bir kalıp içine koymak ya da orada aramak hem kişisel bir zaaf ve kayıptır. Aşk ya da sevgi kalıplara sığmayarak kendini onda bulmak, onunla özdeşleşmek ve onda erimek demektir. Onun ne şekli, ne bir tekdüze tanımı, boyutu, ebatı ve sınırı yoktur. O kendine has ne özel bir kütlesi, ne hacmi, ne de sınırı vardır. O sadece özde ve gönülde özel „özgül ağırlığı“ olan bir duygular ve duyumlar toplamıdır, bu toplamın karesidir, küpüdür. Yani bir bedenin en sağlam köküdür.
Sevgiye ya da aşka en büyük engel, onunla ilgisi olmayan üçüncü şahısların kendilerini iki insan arasına girerek yaptıkları tahribatlardır. Bu aşkı ve sevgiyi örene döndüren en büyük depremdir. Biz insanlar, özellikle günümüzün insanı onu sürekli kılık değiştiren bir insan biçiminde algılar ve öyle uygulamaya çalışırız. Oysa bu aşka ve sevgiye her zaman zarar veren, onu yıpratan ve bazen de zehirleyerek öldüren yaşamın gerçeğidir. Kapitalist sistem de aşk ve sevgi beraberlikten sonra menkullere ve gayri menkullere dönüştüren acı gerçeklerdir bu sistemin! Ve bu zehirli baldıranlar ise aşkı ya da sevgiyi yavaş yavaş yıpratarak bitirir. Tılsımını bozar, hisleri tahrip eder … Bu borçlar, araba, çevremiz, akrabamız hatta bazen kendi çocuklarımız bile olabilir. Bu, yan tesiri güçlü antibiyotikler gibi yıkar o aşkın büyük ve sihirli gücünü! Oysa aşk ve sevgi yıkılmayacak kadar; „bizden geçtilere“, „ben bundan çok zarar gördümlere“, „aman üstü sen de kalsın“, „ o da neymiş“, „o, bir gençlik serüvenidir“, … diyenlere rağbet etmeyecek kadar ve rağmenlere rağmen, gözü kara ve gönlü engindir.
Hakiki aşk ya da sevgi kesinlikle, ama kesinlikle biçim ve şekil değiştirmeye direnecek kadar sağlam köklü bir çınar gibidir asırlardan beri insani yozlaşmamıza ayak direyerek kendini her dönemde yeniden ıspatlayan! O, her dönem de içini boşaltmayan, özünü koruyan ve sonsuza dek simetrik bir şekilde büyüsünü artırarak yükselen. O, insanlığa hep paralel giden, ama asla teğet geçmeyen bir sabitidir gönlünde insanlığı barındıran ve büyüten!
Günümüzün aşkı ya da sevgisi elde ediltikten kısa bir süre sonra yitirdiği en büyük zenginliğidir insanın ve insanlığın. Bu gidişatı durdurmanın ve şahsi olarak bunda başarılı olmanın yegane nedeni ise koşulsuz ve her zaman kendine güvenle; koşulsuz, rağmensiz, saygıyla ötekine yeterince sahada yer bırakarak sevebilmektir ve bu gücü kendinede bulabilmektir. Aşkta – sevgide kesinlikle üstün olmak gibi bir niyetiniz olmasın! Bu aşkınızın ve sevginizin en büyük düşmanıdır. Bu felaketten korunmanın en büyük dayanaklarından diğer bir şıkkı ise beyinlerde sağlamaktır beraberliğimizi. Beyinler de saklayacağınız beraberliği hiç bir fırtına, ya da hiç bir yaşamsal deprem sarsamaz! Sarsılmaz bir güvenle aşka ve sevgiye giden yolda daha mutlu bir 2019 yılı olsun! Ben, onu sarsılmaz ve derin bir saygıyla seviyor ve sayıyorum!!!
H.Hüseyin Arslan - 03.01.2019
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.