- 395 Okunma
- 1 Yorum
- 3 Beğeni
Allah'tan utanan Hırsız
Bir hırsız vardı. Tüm ömrünü hırsızlıkla geçirmişti. Ölülerin kefenine bile tamâ eder. Gece olunca kefenlerini çalardı. Yapmadığı zulüm, incitmediği can kalmamıştı. Yaşlanıp ta ölüm anları geldiğinde nedamet getirerek evlatlarını yatağının başına çağırdı. Onlara:
"-Ey evlatlarım. Bildiğiniz gibi benim tüm ömrüm melanetle hırsızlıkla geçti. Şimdi öte yanda bana Rabbım ne gibi azap eder bilemem. Sizden isteğim. Ölünce benim bedenimi üç parçaya ayırın. Bir kısmını denize atın balıklar yesin. Bir kısmını yakın kül edip külünü rüzgarlarla savurun gitsin. Son kısmını da dağa bırakın kurt kuş yesin." der
Ölür ve evlatları onun cesedini tam da onun dediği şekilde dağıtırlar.
O gece evlatları babalarını rüyada görürler. Babaları cennette yeşillikler içinde zevk-ü sefada neşeyle gezmektedir. Şaşırıp sorarlar:
"-Ey babacığım. seni biz cehennemdedir diye endişe ediyor ve üzülüyorduk. Nasıl oldu da bu devlete eriştin. "derler. Babaları:
"Evlatlarım ben de buralara geleceğimi ummuyordum. Ruhumu teslim ettikten sonra parçalarımın bir kısmını balıklar yedi, bir diğer kısmı kurda kuşa yem oldu ve diğer kısmımda rüzgara karıştı gitti ama melekler ruhumu Allah-u Tealanın huzuruna çıkarttılar. Rabbimiz bana:
"-Ey benim azgınlığıyla haddini aşıp ta nefsine zulmeden zalim kulum. Dağa, denize, kurda,kuşa cesedini dağıtarak benden ve azabımdan kurtulacağını mı zannettin" dedi.
Benim ruhumda büyük bir utanç içinde:
"-Haşa ya Rabbi. Senin azabından kurtulmak ne mümkün. Ben cesedimi paramparça ettirdim ki belki o aczimi, belki o perişanlığımı görür de bana merhamet edersin diye düşündüm." deyince Allah-u Teala:
"-Madem ki sen benim azabımdan böyle korkar ve benim rahmetimi de böyle umarsın. Ben de şanıma yaraşır bir şekilde seni affettim" dedi. İşte ben de böylece bu büyük ihsana nail oldum." der ve ekler:
"Aman evlatlarım,
Ne kadar günahkar olursanız olun. Allah’tan umudunuzu kesmeyiniz. Benim yaptığım gibi yapıp ta tövbe etmeyi de son anlara bırakmayınız..."