- 544 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Hakikatın hatırı...
En sevdiğimiz şeydi; çaylarımızı yudumlarken ateşe odun atmak ve alevlerin dansı eşliğinde sohbet etmek. O bir sahil kasabasında balık tutmayı, bense yetiştirdiğim özgür tavuklarımın taze yumurtalarını sahanda tereyağı içinde cızırdamasını hayal ederdim. Onunla hiç bıkmadan saatlerce konuşurduk, her akşam okuldan sonra aynı yerde buluşur sohbet ederdik, sohbetlerimizi çok çabuk özlerdim, aslında biz çok iyi iki arkadaştık çünkü birbirimizin hayallerini dinlerdik. Birkaç kadeh içtikten sonra da hayattan ve kadınlardan söz ederdik onları ne kadar çok sevdiğimizi konuşurduk. O daha iyi konuşurdu, anlatırdı ’’bizi biz yapan kadınlardır, onlara teşekkür etmeliyiz’’ derdi. Onu keyifle dinlerdim ikimizin de zamanla derdi olmazdı, birbirimize uzunca bir zaman ayırırdık, konuşacaklarımız bitmeden birbirimizden asla ayrılmazdık ikimizde aşksızdık, tek başına olmanın ne demek olduğunu çok iyi biliyorduk. Kadın demek aşk demekti Aşk bir cennetti yalnızlık ise huzur, uzun kış gecelerinde ateşin başında içer, dertleşirdik, bazen çocuklar gibi gülmeye çalışırdık bazen gözlerimizden hüzün damlardı ortak sevinçlerimiz ve kederlerimiz vardı, kaygılarımız da vardı sonra o başka bir yere tayin istedi gitti ancak istediği sahil kasabasına gidemedi daha sonra ikimizde başka şehirlerde evlenip boşandık..
Onun ölüm haberini alınca çok üzüldüm bir yanım eksildi sohbet ettiğimiz o kış gecelerini ne kadar da çok özledim. Şimdi bir sahil kasabasında yetiştirdiğim tavukların yumurtaları tereyağında cızırdarken arkadaşımın hayalleri geliyor aklıma, balık tutmuyorum ama denizin kıyısında onunla sık sık sohbet ediyorum ara sıra da ateş yakıyorum ve onun yerine de ateşe odun atıyorum, bir kadeh de fazladan onun için içiyorum meğer onunla bir hikâyem varmış, ne güzel anılar biriktirmişim,bendeki hatıraların hiç eskimeyecek
huzur içinde uyu kardeşim...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.