- 652 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Annemi hatırlatan küçük şeyler üzerine
Ağaran saçlarımı okşayan annem, büyüdüğümü kabullenmek yerine bu saçların hâli ne öyle diye içlenir, ses tonunda iki kere anne olup üzülürdü.
Ah canım annem, demek ki oğlu için dertlenir, saçları ağarmış diye kederlenirdi. Bir, iki, üç derken... Anne sen hayırdır dedim. Ya hu boya şu saçını! İyi de neden üzülüyorsun, ağarmış ise de ağarmış, ne olmuş yani? Hem kusura bakma, ben saçımdan memnunum, boyayı unut ve üzülme canım annem dedim.
Dedi ki; "Oğlum ben kendime üzülüyorum... Sana bakınca aklıma ölüm geliyor, sanırım yaşlanıyorum!"
Ağlarsa anam ağlar dedim de, konu ben değilmişim.
Ne zaman aynaya baksam aklıma annem gelir. Bu arada, anne, kaz ayağı mevsimine daha girmedim. O daha fena. Ama sen hatırına belki siyah jöle kullanırım.
Anne oğul giriş, gelişme ve sonucu bu değildi ya.
Hülâsa; Anneler ve çocuklar ahir zaman insanları oldular.