- 386 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İNANCIN COŞKUSU
Asım Bezirci, önceleri takma adlarla yazıyordu.Sonra kendi adını kullanmaya başladı. İnancının coşkusu, sesinde ve yüzünde yankılanırdı.
Doğru bildikleri onun yaşamını etkilemişti, siyasal inancı yüzünden uzun süre kovuşturmalara uğramış, tutuklu kalmıştı.
Asım Bezirci, yazdıkları kadar günümüz diline aktardıklarıyla da Türk edebiyatını güçlendirdi,Türk okuruna çok önemli eserler bıraktı. Bezirci, eleştirmeyi, kişisel duygulardan uzaklaştırmak için büyük çabalar harcamıştı. Türk edebiyatının toplumcu ustaları üzerine yazdıklarında;onların yalnız edebiyat alanında değil, düşünce özgürlüğü mücadelesindeki çalışmalarını da gün ışığına çıkardı ve yeni kuşaklara ulaştırdı.
Asım Bezirci için edebiyat güzellikler toplamıydı, ama insanın daha iyi, daha özgür bir dünya kurması için de bir sosyal mücadele aracıydı.
Edebiyatımızdaki 1940 toplumcu-gerçekçi kuşağı Asım Bezirci’ye çok şey borçludur. Edebiyata inanca, doğruluğa adanan bir ömrün böyle noktalanmasına sadece kendim adına değil, toplum adına da acı duyuyorum.
Belki de bir gün çıkıp gelecek bize, elinde kendinden kocaman çantası ve özgün bir çalışması ile...
Şiirin sevdiğim bir adıydı Behçet Aysan; şiirini ödüllerle pekiştirmiş, kuşağının acılarını kişiliğinde eritmiş iyi bir edebiyat adamıydı. Şairler bencil ve kıskançtır, kendileri kendi ağıtlarını yazmışlardır. Aynı Behçet Aysan gibi...
Nesimi Çimen’i birdenbire karşımda gördüm sanki. Çalışmalarından söz ediyor. Kalın bıyıkları siyah gözlerinin altına bir dostluk çizgisi çiziyor.
Ölmeleri değil, ölüm biçimleri belki de bizi kahreden.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.