- 374 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Zamanın silemediği anı
Köyün yukarı obasına yeni bir okul yapıldı. O okulun ilk öğrencisi bizim sınıftı . Dördüncü sınıfa günleri haftaları yolcu ederek geçti. Her sene yenilenen siyah önlüğüm ve dantelli , kolalı yakalığım arkadaşlarımı özendirirken garib bir kıskançlığa sürüklerdi.Dedemin yanında el bebek gül bebek büyümenin tadına varıyordum. Bir dediğim ikilenmiyordu. Rengarenk küçük şemsiyemi yağmurlu günlerde hava atarak kullanır okula giderdim.
Çok sevdiğim arkadaşım Ayşe ‘ile evde ve okulda ayrılmayan ikizler gibiydik. Adem’i cennetten kovduran yasak elmaları Havva ya yedirdiği gibi Ayşe de yeşil ceketinin iç cebinde mandalina, elma saklayarak bana getirirdi. Boğazından bensiz lokma geçmezdi. Okulda sıramızıda paylaştık. Bu zaman içerisinde sebebini hatırlayamadığım bir nedenle kavga ettik. Tam bir ay küstük. İçimizden çok barışmak istesekte gururumuz engel oluyordu.
Birgün Ayşe’nin annesi Zeliha teyze “ yeter sizin bu küskünlüğünüz “ dedi. Bizi yanına çağırdı .” Haydi barışın yeter artık” diyerek ellerimizi tutuşturdu. Sanki büyük bir yarışma da ödül alan yarışmacı gibi sevindik. Sıkı sıkı sarıldık birbirimize! O dargınlığımız son oldu.
1969 yılının Şubat ayıydı. Kış uzun ve zor geçti. Kar çok yağdı. Köyümüzün yolu yakın olan kazamız Gölbaşı’na kapandı. Dedem eve geldiğimde radyosunun başından ayrılmaz haberleri dinlerdi. Kendi kendine konuşur anlatırdı. Yirmi güne yakın yollar açılmadı. Okulda karla çok oyunlar oynardık. Karın üzerine yatar vucüdumuzu resimlerdik. Kızak yapar binerdik. Doğa beyazlara bürünmüş sessiz huzur verirdi. O yıl bizi Hasan adında bir öğretmen okuttu. Soyadını hatırlayamadım. Hasan öğretmen sınıfın masasında otururken bazen bayılır sonra kendiliğinden ayılırdı. Uzun boylu ,esmer, bıyıklı ve çok sinirli ,öfkeli biriydi. Sınıfta uslu oturup öğretmenimi bekliyordum . Ama sınıfımızda yaşça da büyük erkek çocuklar bağırıp duruyorlardı. Birbirileriyle şakalaşıyorlardı. Hasan öğretmen karşı sınıftan rüzgar hızıyla geldi,elini havaya kaldırarak yüzüme öyle bir tokat attıki yere düştüm. Ne olduğunu , neden vurduğunu hiç anlayamadım. Beş parmağının izi yüzümdeydi . Sesim çıkmadan yavaş yavaş kalkıp sırama tutundum. O anı unutmadım. Acısını yıllar geçse de çocukluğumun rutin anısı olarak kaldı.
Feride
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.