- 482 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
PREFÖSÖR ECÜMENT OVALI
PROFESÖR ERCÜMENT OVALI
Yusuf Yılmaz
Güneşli, tatlı bir sonbahar günü sahil boyu geziyorum.
Bir adam eğilmiş çiçek topluyor. Baktım baba dostu.
Selam verdim.
-Kolay gelsin.
-Sağ ol yeğen.
-Ne topluyorsun.
-Ebegümeci çiçeği.
-Ne işe yarar?
- Ben askerliğimi sıhhiye olarak yaptım. Bu çiçeği böyle ağzında çiğneyip yutarsan nefes darlığını giderir.
-İlk defa duydum.
-Eskiden ilaç yoktu. Tuzlu suyu kaynatıp kapağında buharlaşan damlaları cam kavanozda biriktirerek serum yapardık.
-Bir komutanımız anlattı:
“Andımızın yazarı Dr. Reşit Galip Kurtuluş savaşı sırasındaydı.
Soğuk bastırmış, halk, asker ‘kırılıyor’ hastalıktan.
İlaç lazım, serum lazım, İstanbul ‘sırtını dönmüş’ görmüyor.
Arkadaşlarıyla önce gizli gizli ‘Fransız hardal şişelerini’ kaçırdı Anadolu’ya.
Temizledi, dezenfekte etti.
Gaz lambasının ‘ışığıyla’ aşı ve serum üretti.
Deney hayvanı yok.
Baktı olacak gibi değil, konuyu ‘arkadaşlarına’ açtı.
Hepsi gönüllü oldular.
Üretilen bütün aşıları önce ‘kendi vücutlarında’ denediler.
Sonra halka ve askerlere dağıttılar.
Kırılsın diye beklenen ‘insanlar’ kendilerini ‘kobay’ yapmak için ‘gönüllü’ olan bir avuç doktor tarafından yapılan aşılarla, serumlarla, ilaçlarla cepheye koştular.
Sonuçta, aşılar işe yaradı, ‘gelenler, geldikleri gibi gittiler.”
Çok ilginç değil mi?
Nerden nereye…
Cumhuriyet hangi şartlarda kurulmuş? Çağın çok gerisinde kalmış, dağılmış yok olmuş Osmanlının külleri arasından pırıl pırıl yepyeni bir medeniyet doğmuş.
Şimdi biz bu medeniyeti bırakacağız tekrar köhnemiş, çağın çok gerisinde kalmış o karanlık döneme geri döneceğiz!
Henüz aklımızı yemedik.
Koskoca Osmanlıda sadece yedi eczacı varken bugün bir ilçemizde en az yedi eczane var.
Kadınların milyonda biri erkeklerin binde biri okurken bugün yüzde yüzü okuyor.
Daha neler….
Sohbet hoşuna gitmişti amcanın.
İyi akşamlar deyip vedalaştık.
Şimdi gelelim esas konuya.
Aşı ile yatıp kalkıyoruz.
Neredeyse haberlerin yarısı aşı haberi.
Hepsi de dışarıdan gelecekmiş.
Yalnız bizim bazı ilim adamlarımız da -beyin göçü olduğunda- yabancı ülkelere gitmişler oralarda başarılı aşı çalışmaları yapıyorlar diye övünüyoruz.
Ama yanı başımızdaki ilim adamlarını görmüyoruz.
Bu değerli bilim adamlarından birisi olan Profesör Ercüment Ovalı:
Karadeniz Teknik Üniversitesi Hematoloji bilim dalında öğretim üyesi.
Uluslararası Medikal Kurtarma Ekipleri Derneği (UMKE-DER) şirketinde Umke gönüllü hekimi olan Acil Tıp Uzmanı Sarper Yılmaz, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla Ovalı’ya destek verdi.
Prof. Ovalı’nın sistematik bir şekilde yerin dibine sokulduğunu ifade eden Yılmaz, Ovalı’nın dünya çapındaki aldığı ödülden bahsederek yurt içi ve yurt dışında toplam 370 makalesinin yayımlandığını hatırlattı.
Yılmaz, "Ergenekon, izinsiz deney, gibi suçlamalar ile yapılmadık kalmadı kendisine. Çoğundan aklandı ya da devam ediyor davaları. Neyse bunları da bilin istedim" derken, "Başaranların topuklayıp gittiği ya da gittiği yerde başardığı bir sistem içinde çabalayanların emeği saygıyı hak ediyor!" ifadelerini kullandı.
Dr. Sarper Yılmaz’ın paylaşımları şöyle:
Kaynak Yeniçağ: Prof. Ercüment Ovalı’yı her açıklamasından sonra hedef alanlara tokat gibi yanıt. Bu paylaşımları satır satır okuyun!
1-Evet bu floodu hoca ile ilgili alaycı ve küçük düşürücü paylasımlardan sonra hazırlamaya karar verdim. Gerçekte bir bilim insanı sistematik olarak el birliği ile yerin dibi sokuluyor. Sanırım bu flooddan sonra ben de bundan payımı alacağım ama yine de yazmak istedim.
2- Hocanın bugüne kadar yurt içi ve yurt dışında toplam yayınlanmış makale sayısı 370!! (Benim 2 bile olmadı hala) Bunların 59’u yurt dışında en prestijli dergiler. Bir çok rektör ve dekanın 10larca katı bu. Devam edeyim.
3- Devamı , 2017 yılında “Kan ve Kök Hücreden Yapay Deri Üretimi” ile dünyanın prestijli tıp ödüllerinden, ABD Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Derneği’nin “En İyi Deneysel Araştırma Ödülü”ne layık görüldü. Ödülü şehit düşen Eren Bülbül ve askerlerimize adadı.
4- Gel gelelim hani bu aşı nerde? -“Çalışmalar şunu gösteriyor ki bir virüsün zayıflayabilmesi için 300 pasaj (bir yerden başka bir yere atlayarak çoğalması) görmesi gerekiyor ve her bir pasajında 3 gün olduğunu düşünürsek bunun ortalama 900 gün olduğunu gösteriyor yani 3 sene.”
5- Bu da hocanın açıklaması üzerine çalıştığı aşı ile ilgili. Bu açıklamayı sadece 1 basın kuruluşu haber yaptı. Diğerleri görmezden geldi.Ropörtajlardaki bir cümle cımbızla çekilip bak ne dedi denilerek kahkahalar atıldı. Pamukta fasülye deneyi ile akademiye girenler tarafından
6- Türk bilim adamları diye övündüğümüz Uğur ve Özlem hoca anaokulundan beri Almanya’da eğitim ve kariyere sahipler. Ne mutlu. Olsun yine de gurur duyduk. İlginç birşey söyleyeyim.
7- BioNTech 2017 yılında daha hiç pandemi yokken Alman Devletinden 370 milyon Avro destek almış. Bu fiyat şuan hocanin çalıştığı laboratuvarın sahibi olan hastaneler grubunun mal varlığını yarısı ediyor neredeyse. Destek arasındaki uçurumu fark ediyorsun değil mi?
8- Türklerin yurt dışındaki “Başarılarına” bakarak hayıflanıp içerideki “başarabilecekleri” ya desteklemiyoruz ya da -Aşı? -Yılbaşı diye aşağılamaya devam ediyoruz.
9- Bu süreçte en fazla mikrofon uzatılan hocaydı belki; -Bir tane sağlık çalışanını ya da bölümü aşağıladığını -Bir tane yüksek perde sattığını göremezsiniz. Aksine yanında düşük maliyetle destek veren tüm ekibe kahraman evlatlarım diye sesleniyor her fırsatta.
10- Ergenekon, izinsiz deney, gibi suçlamalar ile yapılmadık kalmadı kendisine. Çoğundan aklandı ya da devam ediyor davaları. Neyse bunları da bilin istedim.
Profesör Ercüment Ovalı koronaya yakalanıyor ve geliştirdiği ilaç sayesinde ciğerleri iki günde temizleniyor. Sağlığına kavuşuyor.Haber değeri taşımıyor!
Yorumu okurlarıma bırakıyorum. Saygılarımla.