17
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
1418
Okunma
Kitaplarda sergilenen albenili şekillerine aldandık. Beyazlığına kandık. Mikropları temizleyeceğini sandık. Mutlu olduk gelişine, lapa lapa yağışına sevindik. Pencereden izlerken odamızın sıcaklığından soğuk yüzünü hissedemedik. Sıcak odadan izlemesi zevkliydi, zaten en çok kar yağmasını isteyenler de onlardı bir de bizim gibi sonunu tahmin edemeden albenisine kapılıp gelmesini bekleyenler.
17 Gün oldu, bir sevinçle çıktı; koca koca adamlar, kadınlar, çocuklar. Lapa lapa yağan ak bayrağın altında coşkulu çığlıklar attı. Kartopu oynadılar, yedikleri darbeler bile hoş geldi hepsine, sevimli münakaşalar gibiydi, acıtmıyordu. Karanlık çökene kadar kimse fark etmedi gelecek felaketi. Sıcak evlerinde ak düşlere daldı hepsi. Karanlıklar zorluklara gebeydi bir ayaz doğurdu. Bembeyaz karlar ışıkta parlayan cam kalıplarına döndü. Dışarıya çıkmak zorunda olanların kimisi kaydı kemikleri kırıldı. Arabalar kaydı hem kendilerine hem diğerlerine zarar verdi. Sokaklarda yaşayanlar, yaşamak zorunda olanlar; kediler, köpekler ve daha çok canlı kuyruklarını titretmeye başladı.
Beyaz diyorduk, pisliklerden kurtaracak diyorduk, yanılmışız sadece saklıyormuş yüreğinde her türlü kötülüğü. Bir an önce güneş doğsun eritsin yok etsin karları diyoruz şimdi de. Hala düşünemiyoruz o buz tutmuş kütleler eriyince dağlardan gelecek selleri. Ekonomik, ekolojik ve daha nice ekodepremle karşılaşacağımızı.
Zor işimiz bizim gibi sobanın sıcaklığını hissedemeyenlerin. İzlemek de rahatlatmıyor, eninde sonunda bizim de kırılacak leğen kemiğimiz. Önceden severdim, şimdi sevmiyorum beyazı. Çiçek de olsa, kuş da olsa, gelinlik de olsa, kar da olsa fark etmiyor.
Bana Kartanem diyen dikenli gülüm, başka isim bul abla de, teyze de, kocakarı de. Daha çok sevinirim.