- 468 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Herkes Herkese Yabancı 1
Kayıp kalplerimiz ellerinizin göğünde yitik bir şarkıyı söylüyor
gözlerinizde batıyor güneş
Yaralı gölgeler gibi karanlık bir geçmişin gövdesinde sarmaşıklar büyüyor
Mevsimsiz bir gençlik hevesinde dalgalanan yapraklar bayrak sanki
Hiç yenilmiyor !
O büyülü çınarın köklerinde dinleniyoruz
Melek yüzleriyle ölü çocukları sallıyor yorgun zaman izleğinde hayat,
salıncağın gıcırtılı iplerine kulak kesilmişim ve seyir defterimin paslı göğünde seğiriyor göz bebeklerim
...Kargalar çıplak bir deride avcı ,melekler pırıltılı bir umuda yabancı yaşıyor ruh ülkemde ...
Herkes herkese yabancı duruyor ...Kayıp ve kırık can pazarlarına kuruluyor intihar sehpaları
Yengimizin bayrağı balıkçılara ve hayalet gemilere ,istasyonsuz trenlere emanet
Yoksul varlığımızı kutsuyoruz o son nefeste !
Yenik yitik bir tutsaklık bizimkisi
Dalgaların sayfalarında denizi boğuyoruz
Mavi kaybediyor
Anlağımdaki ninninin tuzunu basıyorum yarama
Yaşadığımı hissetmek istemek benim de hakkım,üşürken buluyorum kendimi o eski zamanda....Kış palazına yakalanmışım,yangınım dinmiyor ...
Kendimden eksik uyutuyorum laciverdini gecenin, ay gölgeli bahçelerde çiçekler doğuyor
Gece sefası rayihasında efil kokan geçmişin hatırasını çalıyorlar ,
çalıyor kapımı
puslu bir havada kör bir bıçak kadar kanlı ve acımasız kalbim,
bir katil olabilirim ,belki değilim !
Göğsüme saplı hançeri kimse görmüyor
Kanıyorken de kanatabilirsin zira ,kimse bilmiyor !
Yalnız ağlıyorum o boş salıncakta
Afiyet olsuzlara geliyor birileri
Yediğimiz kan çiçeklerini kusuyoruz
Bir
Yangında son kurtarılacak düşleri parçalıyor
Karanlığı çoğaltıyorduk bir zamanlar
Azalıyordunuz
O geniş avluda
Hüzün kovan kuşlarından nihavent şarkılar dinliyordunuz
Bir radyo oyunu fısıltısında yayılıyordu düş burgacınızdaki düğüm/sel gerçek
Kara kutusu kayıp göksel adlara anlamlar yükleyerek yürüyordunuz
Gökyüzünün Tanrı şehirlerinde taşlarla oyalanıyordu gölgeler
Ceplerinizde telaşlar olmalıydı
Başka düşler
Göztaşları
Delik cepkeninizde
Kayıp sularda kayıp suretlerle atını sürüyordu kayıp süvari ...
Sil baştan demişti birileri !
.......
Sessizliğin bedelini ne biz yaşıyorken ödeyebilmiştiniz
Ne de ödeyecektiniz
Karanlıktaki al kanatlı atlılardık,atlardık toynakları yaralı !
Sizden alacaklı gidecektik o uzak limana
Siz !
Gün ışığı bahçelerine yaptığımız yolculuklarda unutulmuştunuz , tozu tortulu ,pas tutmuş bakır maşrapaları boş, kuytuda kalmış kuyularda boğulmuş !tunuz ...
Aynası kayıp , testileri kırık bir geçmişin çatlağından suyu ve ışığı dilenen bir şimdiydiniz belki de ......
YORUMLAR
Öldüğümde bile toprağın tablosunda ses olacağımı ..Bu harika sözleriniz gibi nice cümleler,harfler kaleminizin limanının kalbinde yer bulsun değerli şairim
selamlar