Dünyanın Her Yerinde Ezan Arapça Okunur
Türkiye’ye on milyonlarca turist gelmektedir. Bu Türkiye aşkı olmasa, güven duyulmasa, tatil ucuz bulunmasa gelinir miydi?
Kendi ülkelerinde olmadıkları kadar özgür ve rahat olduktan sonra neden gelmesinler ki… Sırf para kazanacağız ve bütçeyi dolduracağız diye, İslam dışı görüntüleri görmezden gelmek… Bu görüntüler ile büyüyen gençlik ve turistlere duyulan özenti bu toplumun ahlakını ne hale getiriyor, hiç düşünülüyor mu? Eğitimin ve vicdanın cahilane sunulduğu geleneklerle, alınan eğitimle bu görüntülere bakmayan, hoşlanmayan, etkilenmeyen olabilir mi? Tıpkı Küba gibi, turistlerle kendi halkının iletişimini sınırlayan, ayrı bir para birimi uygulayarak bir düzenleme yapmak bu etkiyi azaltacaktır. Turistlerle aynı denize giren, aynı lokantalarda yemek yiyen, geceleri barlarda içki içip dans eden bir paylaşım ahlaki yıkımı nasıl önleyebilir ki? Camilerimize girerken kadınların bir Müslüman gibi içeriye girme uygulamasına hoş bakan bir anlayış, halkın içine karıştıktan sonrada bulundukları her yerde bu hoşgörü ve saygıyı devam etmeleri… Gereklidir.
Medyanın her türlü aracı, ahlaki kirlenmeye yelken açıyor. Bu kirlenmeye dur demek lazım. Bir zamanlar kadının mini etek giyimine karşı çalışanını uyarmayan, ancak kaplı giyiyor diye savunma isteyen bir anlayış, nasıl yaşatılabilir ki içimizde… Gerçi yaşatılamadı, gördük… Müslüman inancını korumada duyarlı olmak zorundadır.
Elbette, İslam öğretilmeden, İslam dışı bir hayata gençleri haşır neşir etmek ve sonucunda da bunların başımıza gelmesi ne kadar doğal değil mi? Bugünlerde Türkçe ezan ve kadın erkek birlikte mevlevi gösterisi yapılıp eleştirilmesi boşuna da değil. Benim dilim, yani Türkçe dünyanın en güzel dilidir. Bunda şüphem yok. Ancak, Kur’an Arapça olarak indirilmiş ve tüm dünyaya mesajıda bu dilde yaygınlaştırılmıştır. Onu anlamak için Arapça öğrenmek gereklidir. Ancak bunu herkes yapamaz. Yapmaya da zorlanamaz. Bırak ezan Arapça okunsun, imam sureleri Arapça okusun. Ancak, biz okunanın manasını da bilelim. Nedir Türkçesi, ne anlatmak istiyor.. Verilen mesaj nedir! Herkes Türkçe biliyor, o kadar çok Arapça’dan Türkçeye çevrilmiş meal ve tefsir var ki… Oku, kim engele oluyor ki…
Arabistan’a gittiğimde, Kabe’de hutbe okutulurken, hutbenin manasını bilmeden dinlemek çok zoruma gitmişti… Hani dedim, bu hutbeyi Türkçe’ye çevrilmiş dinleme imkanım olsaydı… Nerdeyse yarım saat konuşan imamın, kah ağlayan, kah celallenen, kah yumuşak dille söylediği öğütleri çok az insanın anladığı çerçevede dinleniyordu. Seminerlerde olduğu gibi kulaklık dağıtılsa ve onun içinde hutbeyi Türkçe’ye çeviren biri olsa, ne iyi olurdu dedim. Sonuçta vaazın içeriğine güvendim. Allah’ın evinde insanlara kim küfreder dedim, kim yalan söyleyebilir dedim. En azından buna yeltenen bir olsa Mevlam alaşağı eder dedim. Huşuyla dinledim. Manevi bir ortam ve hissediş ile… Hani orada ezan dinleyen ve köyden oraya gelmiş, ilk defa yurt dışına çıkmış birisi, sanki kendi köyünün minaresinden ezan dinliyor gibi gönül huzuru da duyuyordu. Ezan, Müslümanın bir şifresi, dünyanın neresine giderseniz gidin duyduğunda okunan ezan dedirtiyor ve gönle huzur veriyor. Şifreleri kırmamak lazım ve aynı dil ile herkesi kucaklamaya gerek var. Üniversitede lisans eğitimi alırsınız, çok mu uzmanlaşmak istiyorsunuz profesörlüğe kadar okursunuz. İlim yapmak sünnet ve bunun da ucu bucağı yok, İslamı en derin yerinden öğrenin, buyrun…
Türkiye’ye turist gelsin ancak bizim ahlaki çöküntümüzede izin verilecek yollara engel olunsun. Turist bir otele gelsin, orada istediği gibi giysin ve gezsin. O otelden çıkıp, halkın içine girecekse, giydiğine ve hareketlerine dikkat etsin. Turist bar mı disko mu istiyor, içmek mi istiyor onu otelinde yapsın. O otellerede bizim insanımız müşteri olup kalmasın. Bizim insanımızdan fazla fiyat alarak bunu cazip kılmaya çalışıyorlar ama bu yeterli olmuyor sonuçta. Ben İspanya’da Cordoba camisinde namaz kılmak istedim, hemen yanıma İspanyol polisi geldi ve burada namaz kılamazsın dedi… İşte bu. Yani oraya gelen kimsenin namaz kılarak, başka dinden olan kişilere örnek olmasını istemiyorlar… Bunu kendilerince fitne olarak yorumluyorlar… Peki, biz bunlara neden izin veriyoruz ki?
Saffet Kuramaz
YORUMLAR
Milyonlarca Türk insanın karşısında Tanrı uludur diye okunan ezan iki mana taşıyor 1. Allahın yüce olduğunu belirtiyor.Fakat Türk kimliği altındaki düşmanlarımız aramıza sızıp yılbaşını resmi tatili ve kelime oyunlarıyla yoldan çıkarma amaçlı atasözü gibi dilimize yerleştirdiği [üzümünü ye bağını sorma.Devletin malı deniz yemeyen domuz.Beni sokmayan yılan bin yıl yaşasın vs vs vs]kelimeler arasında 2.olarak sanki afedersiniz it gibi ulutma amaçlı söyletilmiştir.Zamanımızda bile star show fox gibi lisanımızda olmayan kelimeleri tv kanallarıyla sabitlemişlerdir.Hayır kelimesini hem olmaz hemde uğulu manasında kullanılması gündemini koruyor.Aklıma takılan MEB nın yetiştirdiği binlerce prof.dekan.öğretmen arasında düzenleme yapacak hiçmi kimse yok.Allah hakkımızda uğurlusunu versin.Saygı ve selamlarımla
saf şiir
Ezan-ı Muhammedi demek; Hz.Muhammed (SAV)'İn tebliğ ettiği İslam Dininin ezanı ; tevhidi ilan etmek amacıyla yüksek sesle yapılan kutsal davettir.
İslama çapsızların yaptığı son saldırıların vücut bulduğu zamanda İstanbul'da böyle bir olaya sebebiyet vermek bir hatadır elbette.Buna bir sabotaj da diyebiliriz haddizatında.Müslümanım diyenlerin mevcut İstanbul yerel yönetimini gözden düşürmek amacıyla düzenledikleri bir saldırı zemini olmadığını kim söyleyebilir? Hele de Sözüm ona Istanbul Belediyes'inin yapmak istediği hizmetleri engellemek için parmak kaldıran ittifak üyelerinin olduğu bir dönemde.
Dini siyasete alet eden zihniyetler olduğu müddetçe bizler Kur'an-ı Kerimin manasını öğrenip uygulayacağımıza daha daveti kabul edip etmemekle mücadele halindeyiz.Yazık ki ne yazık.Şunun bilinmesinde yarar var..Günümüzde münafıkların çoğaldığı bir gerçektir.Allah dinine sahip çıktığı günde kıyamet münafıkların başına kopacaktır. Rabbim Kendisine gerçek manada inananları muhafaza buyursun.Amin.Saygıyla..
neneh. tarafından 25.12.2020 14:01:26 zamanında düzenlenmiştir.
saf şiir
Ülkemizde kaç kişi turist olarak ispanyaya ırağa, mısıra gidebiliyor, gerçekler kopuk olmuş. Dolar euru gbp/ tl pariteleri eşitlenmediği sürece, ve insanlar para kazanmak istediği müddetçe dedikleriniz olmaz..
Bana kalırsa turizmi komple yasaklayalım, serelim sahillere üstün teknoloji kablosunu, tahtasını, saçını, ince çeliğini elektirik üretelim.. Neyse bunun sistemi, bu turizm yıllarca anlayamadım, adam patlar 1-2 hadi diyelim 1 ayda otelden ... veya ben eğlenmeyş blmiyorum da denilebilir..
Tanrı uludur demenin veya Allah uludur, ezan okunurken işte; şehadet ederimki muhammed onun kulu ve elçisidir'i türkçe okumanın nesi yanlış anlayamıyorum..
Ki kaldıki artık herkeste kol saati gibi cep telefonu var, şehirlerde müslümanın cep telefonu uygulamasına indirmesi lazım ezan uygulaması, ezan okumaya gerek yok bana kalırsa da, tabii bu fikrin kellesi alınır.. Ne demek diyor bu, ezan okunmasın kol saati veya cep uygulamasında okunsun ne demek??
Teknolojiyi kullanmak ve gürültü azlığı demek.. gösteriş değil içsel iman demek. derin iman demek.. yani bence...
Hele hutbelerde arapça okuyup anlamını vermek ne demek, zaten 20 dakika, 8 dakikası hutbe desek, ne diye zamanı harcıyorsun, komple Türkçe olarak okusan derdim için bir zaman hutbedeki imama...
Diyanet işleri yüksel islam işte neyiyse bir prefesör demiş ki, gençler meal veya tefsir okuyunca deizme ve atezime kayıyor demiş, anlamlandıramıyor, bunun içinde bir an önce bizim bu konuda ortak bir meal ve anlaşılır bir kısa tefsir yazmamış gerek demiş..
https://www.veryansintv.com/diyanet-profesorunden-kuran-aciklamasi-turkce-okuyanlar-ateizm-ve-deizme-yoneliyor
bu linkte buldum açıklamayı da, yazı başlığınız dikkatimi çekince yorum larak fikirlerimi yazdım..
Ben de fikrimi söyliyeyim yine; bu çağda son 20 yılda gençliği ve çocukluğu yaşayan bir genç,ister kültürel islamı yaşayan bir aileden ister tarikat ve cemaat var, ister imamım müeziinin oğlu kızı olsun, kuranı mealinden ve tefsirinden anlayarak kültürü, sosyolojiyi, ,insan ilişkisi ve kabile yönetimlerini vb irdeleyerek okusun kesin ya deist olur ya da ateist.
Çünkü son 100 yılın ilmi anlayışı, insana, kadına bakış açısıyla 500, 1000, 1500 yıl önceki bakış açışları birbirine katiyen uymuyor..
Zaten sıkıntıda bu bence..
Eğer bir peygamber gelseydi bu çağa, benim dedikleriöin yüzde 90 ına onay verirdi diye düşünüyorum ... Gerçeklikten kaçamaz hiç bir dimağ..
Saygılarımla saffey bey..
en sevdiğinize emanet olun..