- 401 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Bağiler=Devlete başkaldıranlar=Asiler
Bağiler=Devlete başkaldıranlar=Asiler
Fıkıh örfünde, yani dini ve hukuki anlamda, haksız yere, hak olan Devlet Reisi’ne karşı çıkana denir. Arapça’da çoğulu "Buğat" tır. Devlet Reisi’ne karşı gelenler manasındadır.
Devlet Reisi olma şartlarını kaybetmedikçe, ona karşı çıkılmaz.
Öyle bir baği tayfa var ki, Devlet Reisi’ini hiçe sayan, umursamayan, itaat etmeyen, resmen katletmek isteyen İslâm düşmanı bir tayfa.
Şimdi soruyorum size?
Çalıştığınız yerde üstünüze amirinize, patronunuza itaat etmeyip, tehdit etseniz, hakaret küfür etseniz, firma kurallarına uymasanız ne olur hele bir düşünün?...
Kaldı ki bu dinsiz kavimlerin karşısında, din yolunda dine hizmet eden, din düşmanlarına çok büyük fedakarlık gösteren, gerektiğinde mal, aile, hayat gibi tüm haklarından vazgeçip feda eden ve zındıkların tüm zulümlerine Allah rızası için sabreden, bu da yetmezmiş gibi dışarıdaki şer güçlere karşı dimdik ayakta duran Devlet Reisliği gibi bir makam var.
Patron, amir, komutan, üstünüz, anne babanız sizin bu ergenlik hezeyanlarınıza ne kadar sabredebilir, ne yapar bir düşünün?...
Aslında Hak yolu seçip, iman edip , Hz Kur’an’ı okumaya başladıklarında, hem imanları kuvvetlenecek, anarşi bozgunculuğu, farmasonculuğu, komünistlik gibi tüm... İzm’leri bir bir terkedecekler, hem de Devlet Reisi’ni tenkid yerine takdir edeceklerdir.
Halk kavmi durmuyor ki, "Nişantaşı’da oturanlara akıl veriyor, hepsi tek tek dava açsın diye milyonlara sesleniyor, bu kışkırtma değil de nedir, bu özgürlüğün de bir haddi sınırı yok mu?
Sözcü kavminden, yobaz-mobaz zihniyet diye vızıltı geliyor. Soruyorum bunu söyleyebilmek için, o insanla görüşüp, konuşup, tanışıp sohbet ettikten sonra mı bu kanaata vardınız? Yoksa başkalarının telkiniyle mi bu kanaata vardınız?
Eğer bir ilim adamı olarak görüşme yaptıktan sonra bu kanaata vardıysanız mesele yok....
İlim adamı da değilsiniz ki yobaz-mobaz diyerek kanaat getiriyorsunuz. Siz gibi dinsiz kavimler, insan şeklinde yapmış olduğu putlarını ilah kabul edenler, putperest ve suretperestler helâk olup gitti ve sadece Allah ve onun son Hak din İslâm var ve hep varolacak.
Aynı şekilde, firma patronunuz sizinle görüşmeden, sizin hakkınızda yorumlara mı inansın istersiniz , yoksa sizi de dinledikten sonra karar versin mi istersiniz.
Ya da çocuğunuzun okuldan atılmasına, okul yönetimi karar vermiş, sizinle hiç görüşmeden, konuşmadan bu eylemi gerçekleştirsin ister misiniz?..
Ama kaldı ki, sözcü kavmi, halk kavmi aynen böyle yapıyorlar görüşme, konuşma olmadan , çevreden kulaktan kulağa oyunu sözümona haberciliği...
Bu dinsiz kavimler, en yüksek makama kurulmuş her tarafı görüyor sanıyorsanız, yanılırsınız. Kendi ayağının üstünü göremiyorlar daha.
Onlar, "Meğer dinsizliği ve zındıkayı siyaset zannedip ona tarafgirlik eden insan suretinde şeytanlar ola veya beşer kıyafetinde hayvanlar ola".
Sevgili Validem’le irmik helvası ve tahinli bir kabak tatlısı yapmayı düşünüyoruz, sizde deneyin saray usulü..
Şimdiden afiyetler olsun...
Sevgiyle kalın... ❤️
Lütfiye Çanacık
YORUMLAR
Lütfiye_Çanacık
Merhaba, belki ilginizi çekebilir. Selam ve saygılarımla
Hüzün ise, iki kısımdır:
Ya fakd-ül ahbabdan gelir, yani ahbabsızlıktan, sahibsizlikten gelen karanlıklı bir hüzündür ki; dalalet-âlûd, tabiatperest, gafletpîşe olan medeniyetin edebiyatının verdiği hüzündür.
İkinci hüzün, firak-ul ahbabdan gelir, yani ahbab var, firakında müştakane bir hüzün verir.
İşte şu hüzün, hidayet-eda, nur-efşan Kur'anın verdiği hüzündür.
Hizmet Düsturları