- 2165 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ADANA'YA BİR KIZ GEÇTİ
ADANA’YA BİR KIZ GEÇTİ
.
Bir türkünün adıdır Adana’ya Bir Kız Geçti. Aslında bu türkü Ereğli’den Çıktı Sökün Eyledi adını taşır. Ama Adana’ya Bir Kız Geçti’yle tanınmıştır. Ve Ali Ercan’ın yorumuyla dillere düşmüştür.
.
Önce Ali Ercan kimdir? Tanıyan var, tanımayan var. Ali Ercan, 1931 yılında Niğde Kemerhisar’da doğdu. Altı yaşında annesini, yedi yaşında babasını kaybetti. Sekiz yaşında bağlama çalmayı öğrendi. Zamanla kendini geliştirdi. Kendi ifadesiyle müzik hayatı 1944’te başladı. 1949’da İstanbul Radyosu’nun sınavını kazandı. Bir yıl çalıştı ve ayrıldı. Besteler yaptı türkü formunda. İlk bestesi “Kara Kaş Gözlerin Elmas”tır. 1964’te ilk plağı "Ereğli’den Çıktı Sökün Eyledi" yi çıkardı. Ünü tüm Türkiye’ye yayıldı.
.
Adaletin Bu mu Dünya, Kırat Gemin Almış Yol mu Dayanır, Zeynebim gibi 200’ün üzerinde bestesi vardır. Son dönemde tasavvufa yakın çalışmalar yaptı. Doyamadım Muhammed’e, Nasihat, Tevbe, Allah’a Ne Yaptın? bu çalışmalarından bazılarıdır. 55 adet plak, 25 tane kaset çalışması vardır. Ali Ercan’ın "Karakaş Gözlerin Elmas ve Niğde Türküleri" adında bir kitabı bulunmaktadır. Bu kitabın yayın yılı 1965’tir.
Ali Ercan 11 Aralık 2014’de aramızdan ayrıldı. Ruhu şad olsun.
.
Gelelim “Ereğli’den Çıktı Sökün Eyledi”ye. Bu türküyü Halil Atılgan, Ali Ercan’dan derlemiş ve notalamış. Türkünün bir de hikayesi var. Halil Atılgan’ın hazırladığı “Geçmişten Günümüze Niğde Halk Müziği” kitabından aldım bu bilgileri.
Ali Ercan Ereğli’den Çıktı Sökün Eyledi’yi Bor’a bağlı Tepeköylü Sabri Baba’dan dinlemiş. Sabri Baba türkünün hikayesini şöyle anlatmış Ali Ercan’a: “Bu türkü, Bor Ortaköy’den Tahir Efendi tarafından yazılmıştır. Tahir Efendi sazını kendi zevki için çalarmış. Altında atı, omzunda sazı şehir şehir, kasaba kasaba dolaşırmış. Bir yaz günü Tahir Efendi Ereğli’ye gezmeye gidiyor. Bir ağaçlık su kenarında birkaç aşiret çadırına rastlıyor. Çadırın birinden güzel bir kız ellerinde helkeleri, saçları iki belik, yakındaki pınara suya gidiyor. Tahir Efendi kızı görünce âşık oluyor. Kızın adı Hüsne. Kendisini tanıtıyor ve kıza evlenme teklif ediyor. Hüsne kabul ediyor ve diyor ki:
-Babam Adana’ya gitti. Bir hafta sonra gelir. O zaman gel, beni babamdan iste.
Tahir Efendi hemen Ortaköy’e dönüyor. Eşine dostuna durumu anlatıyor. Sabırsızlıkla haftayı bekliyor. Tahir Efendi bekleyedursun kızın babası üç gün sonra Adana’dan dönüyor. Kızında bazı değişiklikler seziyor. Vaziyeti öğrenen baba asla razı olmuyor. Hemen çadırı çatmayı yükleyip Adana tarafına hareket ediyorlar.
Onlar gidedursun. Hafta dolar dolmaz Tahir Efendi dünürcüleri alıp Ereğli’ye geliyor. Çadırların olduğu yere geldiklerinde bakıyorlar ki çadırların yerinde yeller esiyor. Bunu gören Tahir Efendi sonsuz gam tülüne bürünüyor. Alıyor sazını işte bu türküyü yakıyor.”
.
Ali Ercan böyle diyor da Ereğlili Mustafa Mamak kabul etmiyor. Başka bir hikaye anlatıyor bu türküye dair. Mustafa Mamak “Bu türkü, Ereğli türküsüdür. Ereğli’nin medarıdır.” diyor. Mustafa Mamak bu türküyü 11 Nisan 1967’de Koreli Derviş’ten dinlemiş. 1946’da yazmış bu türküyü Koreli Derviş. Hikayesini de şöyle anlatmış: “Ereğli’den bir kız kaçırılır. Kaçıran Hasan, Adanalı bir bey oğlu. Kızı alıp getirir Adana’ya. Hasan’ın babası istemez. Karşı çıkar:
-Geri götür kızı. Aldığın yere teslim et, der.
Hasan kızı alır. Tekir’e kadar gelirler. Tekir’de kızı öldürür.”
.
Adaşım Mustafa Mamak böyle anlatıyor hikayeyi. Ama türküye baktığımızda sözler bu hikayeyle pek örtüşmüyor. Benim görüşüm bu. Ali Ercan’ın anlatımı doğru olanı bana sorarsanız.
Şimdi türküye kulak vermenin vaktidir.
Türkünün aslı bir hayli uzun. Ben çok bilinen altı dörtlüğünü ilgilerinize sunuyorum:
.
“Ereğli’den çıktı sökün eyledi
Arayatı(*) Çiftehan’ı boyladı
Kahpe felek ne etti de eyledi
Adana’ya Hüsne’m geçti gördün mü
.
Ulukışla Çiftehan’ın başından
Korkar oldum boranından kışından
Güzelleri mor don giyer dışından
Adana’ya bir kız geçti gördün mü
.
Ay doğmadan Akköprü’yü geçtin mi
Gün çavmadan mah yüzünü açtın mı
Şekerpınarı’ndan bir su içtin mi
Adana’ya bir kız geçti gördün mü
.
Pozantı’nın akar suyu bulandı
Göçün önü Akköprü’yü dolandı
Benim yârim Kavaklı’da sulandı
Buralardan Hüsne’m geçti gördün mü
.
Tekir’e vardım da hava bulandı
Göçün önü Fındıklı’yı dolandı
Benim yarim Kamışlı’da sulandı
Buralardan Hüsne’m geçti gördün mü
.
Yanar m’ola Adana’nın feneri
Avcıları dolanıyor kenarı
Sana diyom Kocahan’ın(**) çınarı
Adana’ya Hüsne’m geçti gördün mü
……..
Not: Metinde geçen Ereğli, Ulukışla, Çiftehan, Şekerpınarı, Akköprü, Pozantı, Kavaklı, Tekir, Fındıklı, Kamışlı, Kocahan (Yanıkhan) yer adlarıdır.
(*)Dinlenme, mola verme
(**)Yanıkhan
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.