- 5117 Okunma
- 3 Yorum
- 4 Beğeni
İKİBİN YİRMİNİN KAHREDEN YÜZÜ
İKİBİN YİRMİNİN KAHREDEN YÜZÜ
Felaketler, doğadan kayıplara; depremler, ihmalden “ölümlere” neden olurken, çığ felaketleri, pistten çıkan uçaktaki ihmaller, günahsız insanların can verdiği, içimizi acıtan ve darmadağın eden bu felaketler, alınması gereken önlemlere de işaret etmesi açısından “büyük ders” niteliğinde!.. Yapılan meteorolojik uyarıların ardından, rüzgârın şiddetini kuvvetli bir şekilde hisseden insanlar, “deprem değil, bina öldürür” sözcüğüyle bir kez daha dokunmuş yüreklere...
Aylardır, “dünyayı kasıp kavuran” şu virüs katliamlarının halen önüne geçilemezken, dünya, her güne ölümcül kabuslarla uyanıyor!.. Yer kabuğunu istila eden, yasa boğan felaketlerde; binlerce insanın evsiz kalması, yanardağı faaliyetlerinde üst üste yaşanan patlamalar, binlerce askerin şehit olması, helikopter kazaları, spor dünyasında yaşanan sıra dışı ölümler, dünyadaki orman yangınlarında milyonlarca hayvanın telef olması, çıkan alevler sonucunda binlerce insanın hayatını kaybetmesi, milyonlarca hektarlık ormanın ve yeşil alanın âdeta yok olması içimizi “derinden” yaraladı!
Sokağa çıkma kısıtlamaları ve karantina uygulamaları nedeniyle insanlar evlerine kapanmak zorunda kaldı! Uluslararası kuruluşlar, dünya ekonomisinin kovid on dokuz salgını sürecinde uğradığı zarar dünyada büyük daralmalara sebebiyet vermişken; “siyah, insanların beyazların esareti altında kalarak dövülesi, öldürülmesi, nefessiz bırakılması, acımadan katledilmesi,” ırkçılığın acı yüzünü tüm insanlığa göstermiş oldu!
Farklı saat dilimlerinde olsa da dünya, eskiyi geride bırakıp; ortak umutlarla yeni bir yıl karşılanır mı, bilinmezken, insanoğlu, değişmeyen dünya düzeninde sadece rol oynayanların farklılaştığını bilse de, görse de, yaşama dair inancını sürdürmek için umut ve hayal etmekten başka yolun olmadığını biliyor! Bu hayal, “kimi için daha iyi bir ev; kimi için kaybettiği sağlığı, kimi için hayat standardını yükselteceği daha iyi bir maaş, ve kimi için de hak ettiği” terfilerdir.
Farklı dileklerle de olsa insanların ortak beklentisi, her şeyin daha iyi olması içindi, ama olmadı!.. Dünyanın korkuyla ve çaresizlikle teslim olduğu korona virüsü, düşen uçaklarla; depremlerle, şehitlerle, felaketlerle hatırlayacağımız bir yıl geride bırakmak üzereyiz. İki bin yirmi hiç güzel bir yıl değildi, berbattı acılar içinde geçti, her canı “darmadağın” etti! Hepimiz imtihanlardan geçiyoruz, çok ağır şartlarda yaşayıp, çok ağır bedeller ödüyoruz ve ödemeye de devam edeceğiz! Biz, bu bedelleri öderken, ne dertler kalıcı; ne de mutluluk, sağ olana daha neler vadediyor bu hayat “hiç” bilmiyoruz! Hüzünlüyüz buram buram acıyla dolduk, içimiz karardı, maskelerden rahat nefes alamaz, önümüzü göremez olduk! Hepimiz, sabrın azaldığı zamanları yaşarken, yakınlarımızı; çevremizdeki insanları kaybetmiş olmanın hüznünü yaşarken benliğimiz, depremlerle sarsıldık yüzlerce insanı “göçük altından” sağ çıkaramadık! Tarih boyunca bu kadar kötü bir yıl görmedi insanlık, ekonomik darlıktan hepimiz “ziyadesiyle” nasibimizi aldık!.. Ülke olarak olumlu bir şey yaşamadık! Depremler, hastalıklar, korkular, paramızın büyük değer kaybetmesinin büyük sıkıntısı yaşadık! En yakınlarınıza gidemedik, cenazelerine katılamadık, hiç alışkın olmadığımız yaşam tarzına değdi nefesler! Zenginle, fakirin eşitlendiği bir salgın karşısında malın, mülkün zerre kadar hiçbir değerinin olmadığını tanıklık ettik! Tüm insanların ders alması gereken zamanları “yürekçe” hissettik! Biz, insanlar olarak, insandan ötede, hayvanları ve doğayı daha çok sevmemiz gerektiği anlamış olduk!
Kadına yönelik şiddetin çoğalmasını, maddi manevi zorlukla cebelleşen insanların dramını izlerken, eve kapandığımız bu koca zorlu günlerden geçerken, pandemi hepimizi mahfetti! Huzur nedir bilmeksizin gezinen, yolunu şaşırmış yurtsuz ruhlara dönüştük âdeta! Güneşinden kaçmış beyaz bir gülün kararması gibi geldi geçti kocaman yılımız, ve bu süreç daha ne kadar devam edecek, kim bilir?
Ha gayret, üşüyen yüreklerin daha fazla soğumasına meydan vermeden; dostlarımızdan, sevdiklerimizden selâmı, sabahı kesip uzaklaşmadan, dünyanın sonu gelmiş gibi umutsuzluğa kapılmanın bize hiçbir faydası yok! Umutsuzluğa düşen insanlık, tarihinin en ağır sınavından geçti, geçiyor! Milletçe, tüm dünyada görüyoruz ki, sıkıntı had safhada ama inanıyorum ki, el birliğiyle atlatacağız! Yeter ki “sabırlar” tükenmesin!.. Umudumuzu yitirmeden birbirimize destek olmayı benimseyerek, birlik ve beraberlik zamanı, yürek yüreğe vermenin tam zamanı! Hep birlikte güzel ve aydınlık günlere kavuşacağımıza inanalım! Ne gelirse hayırla gelsin de, rahat bir nefes alsın insanlık.
Mehmet Öksüz
YORUMLAR
Nefes aldığımız sürece umudumuz hep baki olmalı...
Bu yıl cidden felaketler zinciriydi.Lakin kendi adıma hep şöyle düşünüp teselli buldum."dünya yorgun ve bir süre sessizlik isteyip insanların kendi içlerine dönmesini,hayatı sorgulamasını istiyor"
Gerçekten de ne çok şeyin kıymetini anlattı bizlere bu salgın.En önemlisi de sağlık ve özgürlüktü.
Yazınızın sonundaki dilek ve temennilerinize katılıyor şimdi den sağlıklı,huzurlu,barış dolu bir yeni yıl temenni ediyorum arkadaşım.
Sevgimle
Mehmet Öksüz
İnşallah 2021 covid vürisünün ve tüm felaketlerin son bulduğu bir yıl olsun Elinize emeğinize sağlık Selamlar Sağlıklı günler