- 607 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Çeşme Başı Hikâyesi
Bazı insanlar,bazı kokular ve bazı tatlar hafızamızda öyle derin izler bırakırlar ki,seneler gecsede unutamayız onları.
Sizlere,çocukluğumda yaşadığım ve her aklıma geldiğinde içimi sızlatan bir anımı anlatmak istiyorum...
Benim hayatım sekiz yaşima kadar,Yozgat iline bağlı,Akdağmadeni ilcesinin sirin bir köyü olan"Dokuz"köyünde geçti.Benim rahmetli annecigimin ailesi ilcede yani Akdağmadeni’nde otururlardı.Onun icin zaman zaman ilceye,annemin ailesini ziyarete gider,orada kalırdık.Yine bir ziyaret sonrasında babam,bizi köye götürmek icin geldi.Annem ve babamla birlikte çarşiya indik.Babam köye göturmek icin biraz alışveriş yaptı.Hiç unutmuyorum,fırından lavaş ekmek ve köylumüz olan Mustafa abinin bakkalindan zeytin aldı.Bakkal diyorum.Çünkü o zamanlar büyük mağazalar ve süpermarketler yoktu.
Köye gitmek için,köy minübuslerinin durdugu yere geldiğimizde,bizim köy yönune giden tüm minübüslerin gittiğini öğrendik.Biz de tabanlara kuvvet,otobüslerin gectigi benzinlige giden,yaklaşık iki kilometre’lik yolu mecburen,yürümek zorunda kaldik.Benzinlikten,Sivas’a giden otobüslerden birine bindik.Yaklaşik yirmi dakika sonra,bizim köyün yol ayriminda,otobüsten indik.
İndiğimizde hava da kararmak üzere idi.Hatırladığım kadarıyla,mevsim sonbahardı.Çünkü ne çok sıcak,ne de,çok soğuktu.Köyümüze giden o stebilize yolda yürümeye başladık.Bir sure yürüdükten sonra,yolun sol tarafinda bulunan,uzun bir yalağı olan,o çeşmenin önunde durduk.Annem babama;"Nusret,şu ceşme başında biraz dinlenelim"dedi.Babam’da anneme bakarak gülümsedi ve"olur fato" dedi.Babam anneme"Fato"diye hitap ederdi.Ben zaten,bir babamin"o mahzun gülüşünü",bir de anneme "Fato"deyişini hiç ama hic unutmadım...
Ceşmenin yanindaki taşlara oturduk.Yorulmuş ve acıkmıştık.Annem çantalardan,o uzun lavaş ekmeği ve zeytini cikardi.Zeytini ekmeğe katık ederek yemeýe başladik.Allahım!ne müthiş bir lezzetti o.Ağzıma aldigım her lavas ve zeytin parcası,ağzımda harika bir tat bırakıyor,yeni lokmaları yemek için sabırsızlanıyordum.Ya,cocuk olduğumdan ya yorulduğumdan ya da çok acıktığımdan mıdır bilmem,o zeytin ve lavaş ekmegin bana o kadar tatlı gelişi...
Aradan çok uzun yıllar geçti.Koskaca bir yetişkin oldum.Ve ben,o günden sonra,yediğım hıcbir lavaş ekmeginde,hıcbir zeytin tanesinde, o lezzeti,tadı bulamadım...
Fitnat Yılmaz
YORUMLAR
1990'lı Yılların başı bir ilkbahar mevsiminde; Akdağmadeni, Sivas Erzincan karayolu üzerindeki çeşmede mola verip su içtik. Suyu çok güzeldi, Cam şişeleri doldurduk yol da içeriz diye cam şişe çeşmenin başında kaldı. Unuttuğum şişeden çok çeşmeyi hatırlarım. Teşekkürler anılar ortak.