Zaman büyük bir öğretmendir. ne yazik ki tüm öğrencilerini öldürür.-- curt
Chn_Srgc
Chn_Srgc

ÖN-YARGI

Yorum

ÖN-YARGI

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

534

Okunma

ÖN-YARGI

ÖN-YARGI


Hafta sonu bol oksijen almak için bir ormana gittiğinizi düşünün. Çiçekler, böcekler, bol oksijen ve harika bir ortam. Aniden karşınıza iri yarı bir ayı çıktı. O heybetli cüssesiyle ayağa kalkıp bütün ormanı inletecek şekilde kükrüyor ve size dişlerini göstererek hırlıyor. Saldırıp sizi paramparça edeceği çok belli. Bu durumda ayının o korkunç dişlerini bile görmeden refleks olarak hemen koşarak kaçarız değil mi? Peki bizim ayıyı görür görmez düşünmeye bile vakit bulmadan hemen oradan uzaklaşıp kaçmamıza vesile olan sebep ne? Korku mu yoksa ön yargı mı? Yani önce korkup sonra mı kaçıyoruz yoksa tecrübeler sebebiyle elde ettiğimiz ön yargılar sonucunda "bu ayı bizi parçalar hemen uzaklaş ve kaç" sinyali verip sonra mı korkuyoruz? Bu soruya William James, 1884 yılında insan duyguları üzerine kaleme aldığı denemesinde geçmişte elde ettiğimiz bilgilerden dolayı biz önce koşup kaçarız, daha sonra oluşan bu duygunun adı korkudur şeklinde cevaplamıştır. Yani James demek istiyor ki başımıza ne geleceğini ilk avcı-toplayıcı toplumlardan beri binlerce yıllık tecrübe sonucunda bildiğimiz için önce kaçar sonra korkarız. Evet gerçekten de hayatta kalma iç güdüsü bizim için en öncelikli ve önemli bilgidir. Normalde evlatlarımızı canımıza tercih ederiz. Hatta çocuğumuz suya düşse hemen peşinden atlarız ama kurtarma esnasında çocuğu kurtarmak için suya atladığımız halde eğer çocuğun seni dibe çekiyorsa sen de hayatta kalma iç güdüsüyle onu itebilir ya da üzerine basıp yükselmek isteyebilirsin. Çünkü hayatta kalma mücadelesi insanın en temel mücadelesidir. Tüm bunlar binlerce yıllık insan tecrübesidir. Hülasa ayıyı görünce kaçmak ön yargısı ya da suda boğulurken bizi kurtarmak isteyene canhıraş şekilde sarılmayı isteme ön yargısı binlerce yıllık hayatta kalma içgüdüsü sonucu oluşan bilgiyle oluşuyor. Yani önce bilgi oluşuyor sonra yargı.

Günümüze gelirsek özellikle dijitalleşme temayüllerinin çok yoğun olduğu bugünlerde insanları kandırmak, algı oluşturmak ve onları kolayca bir yalana inandırmak o kadar kolay ki; bunu yapmak için biraz yığın ve biraz görselle desteklemek yeterli oluyor. Yukarıda örneklerde verdiğimiz bilginin oluşması için gerekli olan binlerce yıllık tecrübenin artık hiçbir önemi yok. Zira insan; okumadan, araştırmadan, sormadan, dinlemeden ve bunların sonucunda bilgi oluşmadan mevcut algılarla hakikat budur deyip, bu uyduruk hakikate direk inanıp yargısını oluşturabiliyor. Yani günümüz insanı önce korkuyor sonra kaçıyor. Ön yargısı bilgisinden önce geliyor. Bu tür insanlar zamanla bir kelebekten, zararsız bir böcekten ve çok sevimli bir tavşandan bile korkabilirler. Daha sonra araştırıp, bilgi sahibi olunca bakıyorlar ki kelebek meğerse çok zararsız bir hayvanmış.

Zaten Kur’an, Zümer Süresi 18. ayette "doğru yolda olan kullarını sözü dinleyip en güzeline uyanlar olarak" niteliyor. Bu da demek oluyor ki dinlemeden, anlamadan, kavramadan doğru olan yolu bulmak biraz zor. Tamam belki bazı hakikatler söyleyen kişiye bağlı olarak değerini yitirebilir ama zarfa bakarak mazrufu değerlendirmek bizi hayal kırıklığına uğratabilir. Hatta size bu konuda güncel bir örnek vereyim. O Ses Türkiye adında bir ses yarışma programı var herhalde bilmeyenimiz yoktur. Jüri üyelerinin sırtının dönük olmasının temel sebebi; söyleyen kişinin fiziksel ve ruhsal durumundan etkilenmeyip, ön yargı ile hareket etmeden sadece sese yani o program için geçerli olan gerçek bilgiye odaklanmaktır. Bu amaçla jürinin koltuğu ters çevrilmiştir. Yoksa yarışmacılar daha içeri girer girmez önce ön yargı oluşur sonra bilgi oluşur ki ön yargıyla oluşan bilgi bizi çoğunlukla yanlışa sürükleyebilir. O yüzden bizim insanı insan yapan değerlerimize dönüp önce okuyup, araştırıp, sorgulayıp meseleyi anlayıp sonra bu araştırma ve sorgulamalarımızın sonucunda oluşan bilgiyle bir yargı sahibi olmamız lazım. Ön yargının da önemli ve geçerli olduğu durumlar vardır elbet ama eskilerin deyimi ile malumat (bilgi) sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz. Gerçi mutlak bilgi var mıdır? Hakikatin mutlakı olur mu, her bilgi doğru mudur gibi konu başlıkları da var ama o da başka bir yazının konusu olsun.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ön-yargı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ön-yargı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ÖN-YARGI yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Ahmet Zeytinci
Ahmet Zeytinci, @ahmetzeytinci
20.12.2020 17:16:27
İnsanın insana ön yargılı davranışı bir çok problemi de beraberinde getirir. En tehlikeli iştir bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak. Günümüzde artık bilgiye ulaşmak çok kolay, bir çok zeminde, ancak İnternet ortamında bilgi kirliliği de had safhada... O zaman araştıracağımız bir olguyu ya da bilgiyi değişik kaynaklardan araştırmak en akıllıca olanı. Hele de insanlar ve etnik kökene sahip insan toplulukları hakkında bir iki kişinin davranışına bakıp da yargıya varmak, en ahmakça yapılan, ön yargılı bir eylem olacaktır. Kutlarım güzel bir yazıydı...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.