- 386 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MASALLAR
Masallar gerçeküstü hikayeleri anlatıyor. Bu nedenle zararsızlar. Ama bir de gerçekmiş gibi anlatılan masallar var. Siyasi parti programlarının çoğunun masaldan bir farkı var mı? ’’Herkese iki anahtar’’ masalını unutabildik mi? Yasalarımızda ’’Kadın erkek eşittir’’ diye yazıyor. Aklımıza La Fontaine’in masalları gelmiyor mu? Çocuklarımıza kitap, defter ve oyuncak alacak paramız olmadığında Ezop’tan bile daha usta bir masalcı kesilmedik mi? Maaşlarımıza yapılacak yüklü zam vaatlerini dinlerken, Şehrazad’ı dinleyen Harunreşid gibi masal uykularına dalıp gitmedik mi?
Çocukluğumuzun ’’Kurşun Asker’’ i masumdu. Silahıyla, giyimiyle bir askerdi ama, güneş vurduğunda eriyip gidiyordu. Dünyanın dört bir yanında çoluk çocuk demeden insanları kurşunlayan gerçek askerlerin, şöyle bir dokunuşumuzla birer kurşun asker haline gelivermelerini istemez miyiz?
Biz insanlar var olduğumuz sürece masallar da bitmeyecek. Aybaşı olup da ödememiz gereken faturaları gördüğümüzde, hemen uçan halımıza binip, Kaf dağının ardında kayboluvermeyi düşleyeceğiz. Cebimizdeki beş on kuruşla, ümitsizce dolaşırken, dokunduğu her şeyi altın haline getiren Eşek Kulaklı Kral Midas’ı hatırlayacağız.
Herkesin muradına ermesini dileyeceğiz ama kendimizin de kerevette güzel bir yer kapmasını dileyeceğiz. Develerin tellal, pirelerin berber olduğu dünyaları düşleyeceğiz.
Kısacası, masal dünyasında yaşamak o kadar da kötü bir şey değil. Biz ninelerimizin beşiğini tıngır mıngır sallamayı sürdürelim.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.