- 405 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YOBAZ, FANATİK, TUTUCU
Dostlar bu günlerde terimler üzerinde daha çok düşünür oldum.
Eski zamanda birileri birilerini suçlamak amacıyla “yobaz” sözcüğünü kullanırdı. Genellikle de dini yönden aşırı tutuculara denirdi bu söz. Sonra dilimizde bir “fanatik” ortaya çıktı. Bu sözcük de iyi yönde kullanılmadı önce. Ta ki bu isimde bir gazete çıkana kadar. Sonra fanatik olmak güzel bir şeymiş gibi algılanmaya başlandı. Bunlarla birlikte bir de tutucu var. Türkçe bir terim, kimine göre iyi, kimine göre kötü bir şöhrete sahip bizim kelime.
Üçü de aynı anlamdadır iddiasında değilim ama yakın anlamlı kelimeler bunlar. Aslına bakarsanız yön olarak da zamana göre değişiyor, fanatikte olduğu gibi.
Ancak ben ne yönde olursa olsun bu kavramların karşıladığı karakterleri sevmiyorum. Gençlik yıllarında belki zaman zaman bu alana girmiş olabilirim, ancak olgunlaştıkça uzaklaştım.
Ben biliyorum ki mutlak doğru yok fikirlerimizde. Mutlak iyi, ya da mutlak kötü de yok. Her iyinin bir kötü tarafı mutlaka var. Elbette ki her kötünün de bir iyi tarafı olduğu gibi.
Bir fikre saplanıp kalmak, bir insana mutlak bağlı olmak, biat etmek bana asla doğru gelmiyor. Özellikle de fikirden çok insan bana güvenilmez geliyor. İnsanın aklının güvenilmez olması, eksik yaratılışı, belli bir yere ulaştığında inançlarındaki sapmalar, psikolojisinin bağlı olduğu dış şartlar ... benim o insana güvenimi sonsuz olmaktan çıkartıyor.
İşin özeti, kendime bile sonsuz güvenmeyen ben, nasıl olur da başkasına güvenirim? Bu benim inançsız ve güvensiz olduğumu göstermiyor. Ama saplanıp kalmayı sevmiyorum. Belki şimdi inancın bu olmadığını düşünenler var içinizde. Belki siz de haklısınız. Benim imanım Allah’a, onun dışında inanırım ama her saman aklımda bir “acaba” vardır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.