En kolay şey insanın kendisini aldatmasıdır, çünkü bir insan genellikle istediği şeyin gerçek olduğuna inanır.-- demosthenes
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş
@ahmetbektas

Yeni

19 Aralık 2020 Cumartesi
Yorum

Yeni

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

414

Okunma

Yeni

Yeni

"Eskisi olmayanın yenisi olmaz." Bu atasözü, eskiyi muhafaza etmenin önemine dair anlaşılıyor olsa da ben diğer açıdan bakacağım. Her yeni, sonuçta eskir. "Eski", varlığını yeniye borçludur. Bildik manada eskime, yıpranma veya yıllanmaya göreceli. Popüler güncelde ise yıpranması veya yıllanması gerekmiyor; yeni sürüm- model çıktığında- geldiğinde eldeki "Eski" konumuna düşüyor. Yeni sürüm- model çıktığında aynı yılda hatta aynı ayda da olsa yine önceki eski konumuna düşüyor.

Yeni, eskiyi belirliyor; eski, yeniyi değil. Aslında yenisi olmayanın eskisi olmuyor. Şöyle ki iki arkadaş, beraber aynı zamanda telefon alıyor. Biri yeni model çıktığında hemen onu alıyor ve elindeki "Eski" konumuna düşüyor. Diğeri hala beraber aldıkları "Yeni" telefonunu kullanıyor. Ne zaman o da yeni bir telefon alır diğeri yani önceki, "Eski" konumuna düşer.

Yeni, eskiyi belirliyor! Eskinin olması, yeninin varlığını gösteriyor. Hiç arabası olmamış birisi, "Eski arabam" sözcüğünü kullanamaz! Tek arabası olan da "İlk arabam" diyebilir. Ama birden çok arabası olan, "Eski arabam" hatta "Eski arabalarım" diyebilir. Yani eskin var ise yeniden bahsedebilirsin. Atasözündeki "Eskisi olmayanın yenisi olmaz!" buna işaret ediyor.

Sosyal hayatta fikirler için bunu yorumlamak isterim. Yeni fikir üretilmemiş ise eski fikirden ancak "İlk öğrendiğim fikir" şeklinde bahsedebilir. Bizzat kendisinin ürettiği bir yeni fikri yok ise "Eski fikrim" diyebileceği kendine ait bir "Eski fikir" olmayacaktır. Eskisi olmadığı için yenisi de olmayacaktır. Yeni fikir üreten ise ürettiği fikre "İlk fikrim" diyebilir üzerine tekrar ürettiyse "Eski fikrim" diyebilir; her yeni ürettiğine de "Yeni fikrim" diyebilir. Hem yenisi hem de eskisi olur. Diğerinin ise öğrendiği kendine ait olmayan ve "Eski-yeni" olarak adlandıramayacağı bir "İlk öğrendiği" olacaktır. Eskisi de olmayacak, yenisi de olmayacaktır.

Tüm bilim dallarında ve sosyal hayatta bu "Eskisi olmayanın yenisi olmaz" atasözü geçerli! Bir bilim insanını düşünün; "Eski" veya "İlk" olarak adlandıramadığı bir üretimi yok ise yeni yani hiç bir şey üretmemiştir. "Yüksek" okulda öğrendiklerini tekrar etmekten öteye geçemez! "Tekrar", kısır döngüye girdiğinde de yeni olmadığı için eski de aslında olmaz. Elde tekrarlanan bir nakli bilgi kalır.

Son tahlilde; bu yazım "Yeni" olduğundan önceki yazılarıma "Eski yazılarım" diyebilirim. Bu "Yeni" yazım olmasa idi önceki yazılarımdan "Eski" olarak bahsedemeyecek idim. Eskim olduğu için yenim de var! Atasözünün hakkını vermek gerek.

Saygılarımla,
Ahmet Bektaş

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yeni Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yeni yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yeni yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.