- 1222 Okunma
- 14 Yorum
- 7 Beğeni
Necati abi
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Saat sanırım dörde geliyordu.
Elimde istemsizce salladığım, bir poşet
Birden durdum, ve ne yapacağım acaba diye mırıldanmaya başladım.
Tabii ya, karşıya geçmek için kırmızı ışığın yanmasını bekleyecektim yine.
Cebim de bir şeyler kıpraşıyor, sürekli beni rahatsız ediyordu, ne diye bakayım derken
Telefonumu sessize aldığımı titreşim de çaldığını fark ettim, arayan Sezgindi
-Abi kaçtır arıyorum seni
-Geliyorsun değil mi bu akşam?
-Bak ona göre sofrayı hazırlayacağım
-Ha bu arada Ali, Cevdet, Tarık, bir de Kamuran geliyor
-Ya aslında Gamze de gelmek istiyor ama Ankara da şu an
-Bir yoğunluk mu ne varmış, bilet bulursa ilk uçakla geleceğim dedi.
-Necati abi orada mısın? Necati abi
Tamam tamam güzel olur, ne zamandır bir araya gelmiyorduk zaten.
Telefonu kapattım, tekrardan kırmızı ışığın yanmasını beklemeye başladım.
Ya ben burada ne yapıyorum Allah aşkına?
Necati alem adamsın vesselam
Akşama Gamze, Kamuran, Ali gelecek
Hemen markete gitmeli, alışveriş yapmalı
Sokağın başında ki balıkçıdan, Ali’nin o çok sevdiği balığı almalı
Gamze ile Sezgine göbek salata yapmalısın şaşkın.
Bak bak bak az kalsın unutuyordum iyi mi
Şöyle yüzlük bir rakı, envai çeşit peynir, soğumaya bırakılmış kavun
Köpoğlu mancası, yanına çökertme kebabı, Tarık pek sever haydariyi kerata.
Cevdet şarapsız yapamaz, bir ay dilinden düşmem vallahi almazsam.
Tüh, şimdi işin yoksa şehrin diğer ucunda kalan Kosta’nın bağ evine git şarap seç.
Ah ulan Cevdet, sevildiğini bil huysuz herif.
Of çok yoruldum ya.
Saat kaç oldu ki acaba?
Vay be, sekiz ha.
Dur, Bahtiyarı arayayım da bana yardım etsin
Nasıl taşıyayım onca şeyi tek başıma değil mi yani?
-Baba ne oldu?
Oğlum annenin sipariş ettiği erzakları aldım da, aşağıya gel de yardım et bana beraber çıkaralım.
-İyi de baba ne ara çıktın sen dışarıya?
-Tamam hemen geliyorum.
Of hanım ya
Hep beraber çıkardık seninle alışverişe
Ne diye onca şeyi yıktın üstüme, aşk olsun.
-Bey nedir bunlar?
Sen arayıp sipariş ettin ya bunları yahu.
-Yok, vallahi ben aramadım
-Bir yanlışın olmasın Necati?
-Telefonunu kontrol eder misin lütfen hayatım
A bak Sezgin arıyor iyi mi.
Aman be bir o eksikti zaten
Hayır niye bu saatte arar ki biri
Tövbe tövbe, neyse açayım da ayıp olmasın bari.
-Abi hani akşam bize gelecektin sen ya?
Kim ben mi, ne alaka.
-Evet abi
Allah Allah, ne zaman konuştuk ki?
-Saat dört beş gibiydi
Ha yâ doğru doğru bana gelecektiniz bu akşam!
-Abi ne sana gelinmesi
-Bey sen ilaçlarını içmedin mi bugün?
Ne ilacı hanım?
-Doktor demişti aslında, tek başına yollamayın diye
-Ne ara çıktın dışarıya bey? Oğlum sen fark etmedin mi evdesin bir de
-Sevgi izi yaptırdık da sana, Allahtan kaybolmuyorsun artık.
Ne saçmalıyor geveliyorsun ağzında kadın?
-Hayatım geçen yıl doktor, ilerlemiş demans tanısı koymuştu ya sana hani
-Hatta bir sürü ilaç vermişti, bunların alımı için zaman aralıkları da belirlemiştik
-Ve hatırlamanı sağlayacak notlar yazmaya başlamıştık, evin her köşesine yapıştırdığımız
Yok ya ne demansı.
Turp gibiyim ben görmüyor musun?
Ya hanım hatta aradığında, Gamze İzmir’den geliyor
Onu havalimanından al dedin. Kız o yorgunluğuna rağmen yardım etti bana alışverişte
-Allah’ım sen aklıma mukayyet ol, kimi taktın yine peşine Necati
-Necati hayatım,
-Bugün günlerden ne kocacığım?
-Hayır çarşamba değil, cumartesi
-Necati abi geliyor musun alo
-Anne doktoru arayayım mı, babam iyi değil sanırım
Hüseyin oğlum, ablanın elinde de poşetler vardı, bir koşu kap gel yorulmasın yazık
-Hangi ablam baba? Ablam yok ki benim. Ayrıca benim adım Bahtiyar
-Necati abi, Cevdet sana Kosta’nın oradan şarap almış, çok seviyormuşsun öyle diyor
-Kamuran da, üşenmedi kızcağız göbek salata hazırladı sana
-Necati abi hu sana diyorum yahu duymuyor musun beni?
Siz de kimsiniz be?
-Bağırma ne olursun hayatım
-Ben Hümeyra, mavi gözlerine bakmaya doyamadığın karın
Hayır hayır dur vurma artık anne!
Söz, bir daha senden habersiz çıkmayacağım dışarıya
-Necati hayatım, kendine gel lütfen, korkmaya başladım bak
-Alo ne diye cevap vermiyorsun yahu? Ayıp ama yaptığın, herkes seni bekliyor
-Bahtiyar, Bahtiyar
-Oğlum 112 acili ara, ambulans göndersinler hemen
Şule sen misin balım?
-Şule de kim Necati?
-Balım derken
-Ne aptalım bende yahu, neler diyorum adama, kıymetlisini dahi hatırlamazken!
-Necati abi alo, Necati abi geliyor musun yahu, bir şey söyle...
19.12.2020
Adnan Bilgiç
YORUMLAR
Adnan Bilgiç
Çok teşekkür ederim size, bu yorumunuzdan ötürü.
Ve ayrıca lütfen kusuruma bakmayın, geç dönüş yaptım, özrümü kabul edin.
İyi bayramlar dileklerimle, kendinize iyi bakın olur mu
Adnan Bilgiç
Ve değerli yorumunuz için de ayrıca teşekkür ederim.
İlk öğrendiğim de;
İçime tarifsiz bir korku yerleşti.
Her ne kadar doktorum tane tane anlatsa da olacakları
Öncesinde yaşadığım kanser sürecinden farklı olacağını fark ettim.
Çünkü bu yeni yol arkadaşımın mizacı, alışık olmadığım bir şeye sahip
"Anlık değişen ruh hali" tabii ilerleyen evrelerinde.
İlk öğrendiğimde ki korkuyu yazdım ya hani, artık o korku yok bende.
Düzenli kontrollerime gidiyorum, doktorumun tavsiyelerine hepsi olmasa da uyuyorum.
Kanser sürecinde edindiğim, ve hayatıma artılar katan bir deneyim sonrasında
Artık kişilere "nasıl geçiyor, neler yaptın süreci nasıl atlattın ya da neden başaramadın demiyorum!
Öyle şeyler anlatıyorlar ki;
İnsanda ne kadar yaşam enerjisi varsa karamsarlıklarıyla sömürüyorlar resmen.
Bu çok yanlış bir yaklaşım
Oysa;
Okuduğu kitap,
Dinlediği müzik, hayata bakış açısı olsun
Kendisinden vazgeçmemiş, pes etmemiş, kendine değer katmasını bilen
Pozitif, şen şakrak insanlar olmalı etrafında.
Sizin hayat enerjinizi sömüren her kim varsa, çıkarın hayatınızdan!
Ve içinizde sessizce bekleyen o sevimli çocuğu serbest bırakın...
Ah ila vah ila bir yere varılmıyor inanın.
Şifa da neşe de içimizde ki o çocukta, ondan istemesini bilmek önemli olan.
İyi bakın kendinize lütfen
Saygılarımla
BKaraer
Müzik gibi yaşamayı seçtik bir kere
Sevgide kalın
Adnan Bilgiç
Üzüldüm doğrusu.
Ve ne yazacağımı da şaşırdım açıkçası.
Bugün aklım bir hayli dağınık, lütfen kusuruma bakmayın olur mu.
Huzur daima gölgeniz ve yol arkadaşınız olsun
İyi bakın kendinize
BKaraer
2017 kasım ayında beni yavaş yavaş tırtıklamaya başladı
Sana şiddetli önerim bu yolculukta nihai çözüm bulunana kadar ilaçlarını ömür boyu kullanmanı şiddetli öneririm
BKaraer
2017 kasım ayında beni yavaş yavaş tırtıklamaya başladı
Sana şiddetli önerim bu yolculukta nihai çözüm bulunana kadar ilaçlarını ömür boyu kullanmanı şiddetli öneririm
Merhaba Adnan Bey,özgün hemen bu yaz okuduğum ünlü bir yazarın çaplı bir romanını anımsadım. Yazar, yaşamasını beceren, dost masalarında rakılı, şaraplı günleriyle bezeli ülkemizin 12 Eylül öncesi boğucu havasını yansıtıyordu. Rakı da romanın görünmeyen öznesiydi adeta.
Öykünüzü okuyunca durumun sade, masa tertip etme olayı olmadığını ve benim aptalca yanıldığımı anladım.
Ne denebilir! Allah tüm hastalarımıza şifa nasip etsin. İnsanlığı çaresiz hastalıklardan korusun.
Çok akıcı ve canlı anlatımınızın güzelliği övgülerin en hasına layık.
Emeğe ve sanata saygımla sağlık ve dostlukla kalın.
Adnan Bilgiç
İnsanız en nihayetinde, yanılırız şaşırırız doğrusunu elbet buluruz.
Bahsettiğiniz kitabı okumadım, ama notlarımın arasına alıyorum şimdi, daha sonra bakmak için.
Ölüm dışında hiç bir şey çaresiz değildir.
İnsan gayret ettikçe, şevki kırılmadıkça, aşamayacağı hiç bir şey yoktur İbrahim bey.
Şifa, temenniler, dualar dilekler elbette ki önemli, malum görünmeyen bir zırh oluyor insan ruhunu, aklını kötülüklerden koruyan.
Çok teşekkür ediyorum size
Farklı bir değer kattınız öyküme
Lütfen, çok iyi bakın kendinize
Sağlıkla, huzurla kalın daima İbrahim bey
Çok geçmiş olsun.
Güne değer katan yazınızı tebrik ediyorum
Selam ve saygılarımı sunuyorum değerli şahsınıza
Adnan Bilgiç
Varlığınla değer kattın
Gülüm gönül dostum.
Daima huzur gölgen ve yol arkadaşın olsun
Keyifli bir hafta başlangıcı diliyorum sana
Çok hüzünlü yaşananlar, başına gelmeyen insanın anlaması çok zor. İlerleyen yaşlarda her gün binlerce beyin hücresi zayıflıyor ve ölüyor. Kesin bir çaresi de yok, belki biraz yavaşlatıyorlar durumu. Geçenlerde yarışma programında seyretmişsinizdir bir kazadan sonra adam hiç bir şey hatırlamıyor, karısını çocuklarını bile, sonrasında her şeyi sil baştan öğretiyorlar. İyi bir maddi ödül ile ayrılmıştı yarışmadan. Tabi o adam gençti biraz. Yaşlılarda çok zor bir durum gerçekten. Geçmiş olsun diyelim. Anlamlıydı...
Adnan Bilgiç
Her yaşta insanın karşısına çıka bilecek, kötü bir deneyimdir kısacası.
Alzheimer gibi yaşlılığa bağlı bir olgu değil çünkü.
Bahsettiğiniz olay ise;
Şiddetli bir olay hikayesiyle oluşan
Ve zaman içerisinde yeniden hatırlanan bir vakadır.
Ama demans öyle değil, giden bir daha gelmiyor!
Gelse de, alakasız bir ana denk gelmesinden dolayı bir anlam ifade etmiyor
Zaten kısacık bir ana sıkıştığı için, beraber yaşadığı ya da ona bakan kişi bir şey anlamıyor dediğinden...
Bu arada bahsettiğiniz programı da izlemedim.
Çünkü televizyon izleme alışkanlığım hiç olmadı.
Evet kesinlikle katılıyorum size Ahmet bey;
Yaşananlar gerçekten de üzücü, ve bir çok kişi bu konuda bir hayli bilgisiz :(
En vahimi de, sağdan soldan duyduklarına inanıyor olmaları.
Sayın Ahmet bey;
Değerli vaktinizi ayırıp,
Öyküme yorumunuz ile değer kattığınız için çok teşekkür ederim.
Daima huzurla, sağlıkla kalın lütfen
Ve ayrıca bu yeni haftaya neşe ile başlayın.
Saygılarımla
Adnan Bilgiç
Tekrardan saygılarımla
Ahmet Zeytinci tarafından 20.12.2020 15:53:19 zamanında düzenlenmiştir.
Adnan Bilgiç
Ahmet Zeytinci
Adnan Bilgiç
Anlık bir meraktı, hoş görün beni lütfen.
Saygılarımla
öncelikle geçmiş olsun
yazınızda hepimizi ilgilendiren üzücü bir konuyu kaleme almışsınız tebrik ediyorum
bu konuyu işleyen yeni yazılarınızı bekliyorum
saygılarımla...
Adnan Bilgiç
Bende sizin vesileniz ile
Tüm bu rahatsızlığı yaşayanlara
Öncelikle azimli olmalarını, asla vazgeçmemelerini
Belirleyecekleri aralıklarla okumalarını, zihinlerini canlı tutmalarını
Neşesiyle kahkahasıyla sohbetleriyle, ve yeniliklere açık olmaları temennisi ile şifa bulmalarını diliyorum.
Ve size de çok teşekkür ediyorum, çok incesiniz.
Ayrıca mümkün mertebe yazmaya özen göstereceğim.
Daima huzurla, sağlıkla, neşeyle kalın lütfen
Günün yazısını ve yazarını en içten dileklerimle kutlarım kalemin yüreğin dert görmesin tebrikler gardaşım.
Adnan Bilgiç
Çok teşekkür ederim
Mahcup ediyorsunuz beni.
Huzurla, sağlıkla kalın lütfen
Adnan Bilgiç
Tekrarlı bir yorum oldu sanırım
Peri Sultan hanım.
Yine de boş bırakmak olmaz.
Tekrardan teşekkürler
Adnan Bilgiç
Değerli vaktinizi ayırıp okuduğunuz
Ve yorumunuz ile değer kattığınız için teşekkür ederim size.
Daima sağlık, ve huzurla kalın lütfen
Seçki kurulu da benim kadar sevmiş “Necati Abi”yi:)
O kadar içten ve “içimizden”di ki, hak etmişti o kurdeleyi.
Necati Abi merak etmesin, unutursa; fısıldarız:)
Tebriklerimle, sevgilerimle...
Adnan Bilgiç
Bu arada senin vesilen ile;
"Necati abi"yi günün yazısı olarak seçen
Bir birinden değerli seçki kurulu üyelerine
Tek tek teşekkürlerimi sunuyorum, ayrı bir değer kattıkları için öyküye.
Ve daima huzur gölgeleri, yol arkadaşları olsun
Tabii senin de Eflatun gönül dostum ;)
Unutmak, insana bahşedilmiş en büyük nimetlerden biri diye düşünürüm çoğu zaman. Çünkü, hani o “zaman her şeyin ilacı” sözünün gizli öznesi sanırım aslında. Ama bu “unutmak” başka tabi! Birebir tanık olmadığım ama sıkça duyduğum bir rahatsızlık. Ve öykünüzle çok daha iyi anlayabildim o duygu durumunu.
Diğer yorumlara kulak misafiri oldum... Bu durumda “geçmiş olsun” mu denir, açıkçası bilmiyorum. Ama dilerim ki, çok daha iyi olursunuz, daha ileri bir durum söz konusu olmaz.
Teşekkürler, öyküyle yarattığınız farkındalık için.
Sevgi ve saygılarımla çok...
Adnan Bilgiç
Son zamanlarda bunu sık sık düşünmeye başladım ben
"Unutmak, insana bahşedilmiş en büyük nimetlerden biri diye" deyimini.
Biz belki de abartıyoruz bu durumu.
"Unutmak" zararlı olmaya bilir de yani!
Malum bir çok örneği var, unutmaya dair.
Misal, ana rahmine düştüğümüz an ve bu güne kadar
İsimlerini, yüzlerini, hayat hikayelerini dahi unuttuğumuz kaç kişi girdi, çıktı hayatımıza?
Ya haberlerde görüp izlediğimiz kişiler, sinema tiyatro oyuncuları, sokakta karşılaştığımız her hangi biri
Hangisini gerçek mana da hatırlıyoruz ki?
Belki bu rahatsızlık " artık dur, yoksa silinecek her şey" demenin farklı bir yaklaşımı mı?
Acaba beynimizi çöplüğe çevirdik diye mi bu ikaz?
Ya bu süreci bizler hızlandırıyorsak, bilinçsizce davranarak!
Mesela bir örnek ile;
Ayşe sevgilisinden ayrılmıştır, ve ayrılık acısının verdiği o ıstırapla aktarırken bize yaşadıklarını
Bizler de duyduklarımızı aklımızda işleyip, o an önemsiz gördüğümüz beynimizin bir köşesine kaydediyorsak farkında olmadan, ki ediyoruz
Ve bu Ahmet, Sude, Şevket diye sürekli devam ediyorsa
Bu beynimizin imdat "yeter artık" demesine bir bahane olmuyor mu, bilinçsizce davranış açısından?
Sanırım bu açıdan da düşünmek lazım.
Yani neyi işleyip işlemeyeceğimize dair...
Az önce "Into The Wild" izledim.
Konu ile bir alakası yok aslında.
Ama bazen hani deriz ya "tası tarağı" toplayıp kaçmalı uzak yerlere
Ben ara ara bunu yapıyorum aslında! Tası tarağı toplayıp, müziğin o eşsiz tınısına kaçırıyorum aklımı ve ruhumu, iyi geliyor ;) sakinleşiyorum.
Eflatun gönül dostum;
Bir şeyin var olduğunu hissettiğin an
Daha doğrusu yaklaştığını fark ettiğin zaman
Eğer her hangi bir çaba sarf etmezsen bu bir "hastalık" olur
Şifa gayretindir, geçmiş olsun başın sağ olsun gibi!
Elbette ki dostlardan, bu temennileri duymak gönle hoş geliyor
Ama bunu da aşarsın demek, şevk verir söylenene ;) daha azimle yüreklenir, bir istek oluşur bu andan sonrakine...
Çok kıymetli değerli gönül dostum Eflatun;
O kadar sevindim ki seni burada gördüğüme
Ne kadar teşekkür etsem azdır.
Daima huzurla, neşeyle, sağlıkla kal lütfen
Keyifli pazarlar diliyorum sana
Yakın çevremizde örnekleri olan bir konuyu yazınızla gündeme taşıdığınız için size teşekkür ederim.
Nedenleri tıp için hâlâ bilinmezliklerle dolu bir konu... Başlangıç nedenleri ve gidişatı konusunda çok farklı şeyler söylense de en azından seyrini geciktirmek için uygulanan tedaviler bile umuttur diye düşünüyorum.
Yorumları okudum.
Size de geçmiş olsun. Her zaman olduğu gibi bu konuda da bilinçli olmak büyük kazanç tabii. Size de şifa dilerim.
Saygılarımla...
Adnan Bilgiç
Bedenen ve ruhen, ne kadar güçlü olursan, ve tabii ki
Neşeli, ayrıca doğru bilgi birikimiyle beraber, yenemeyeceğin hiçbir hastalık yoktur!
Tam tarihini hatırlamamakla beraber;
Kolon kanserine yakalandığım tarih açısından yani
Uzun yıllar savaştım onunla. Aslında savaşmak demeyelim de ona
Bilinçlenme daha doğru bir yaklaşım olur sanırım. Aştım onu.
Eski deyim ile "yendim"
Garip bir tesadüf mü
Şans mı bilmiyorum ama
Yine bu rahatsızlığımda olduğu gibi
Erken fark etme neticesinde ortaya çıktı kanser...
Bir çok konu da olduğu gibi, sağlık gelişmelerini de yakından takip ediyorum.
Sadece bilimsel makaleler değil yani.
Yeri geliyor;
Haddimi aşmama kaydı, ve doktor kontrolleri şartı ile
Bilgilerimi paylaşıyor, önerilerde, kibarca ikazlarda bulunuyorum naçizane.
Çok yanlış bilgi kirliliği var.
İnsanları doğru olmayan şeylerle öyle bir korkutuyorlar ki
Şevki kırılıyor ister istemez. Bazen bu yanlışlıklara doktorlar da iştirak ediyor maalesef ki.
Tavsiye ve önerilerim de burada devreye giriyor, bir nevi.
Başka doktorlara da gidilmesi gerektiğini, hastalık ile alakalı ilk yorumla yetinmeyin diyorum.
Araştırın, sormaktan çekinmeyin, sonuçta bu sizi ilgilendiren bir konu diyorum.
Bu süreçler esnasında, kişilerden geri dönüş olarak bir teşekkür almak o kadar güzel ki
Nasıl desem, nasıl anlatsam tam karşılığını yazabilir miyim bilemiyorum ama.
Bir fidan düşünün, ve susuzluktan çatlamış çorak kurak bir toprak
Herkes burada hiç bir şeyin yaşamayacağını düşünürken, ekilen fidanın can bulup filizlendiğini görmek, muazzam bir geri dönüşün, kısacık fakat oldukça derin anlamlar barındırdığı "basit bir teşekkür" ile dile gelmesi, harika bir jest bana göre.
İşte ben böyle bakıyorum hayata!
Bedenen ve ruhen güçlü, ayrıca neşeli...
Değerli Serap gönül dostum;
Şifa dileğiniz için çok teşekkür ediyorum size
Ve tabii ki yürekten kattığınız, tüm bilgiler için.
Daima huzur gölgeniz ve yol arkadaşınız olsun
Sağlıkla kalın lütfen
Yazınızı hüzünle okudum çünkü annem de ağır demans hastası.Arada yüzüne baktığımda çocukluğum daki annem geliyor aklıma.Nasıl da mücadeleci,nasıl da bizler için çırpınan ve nasıl da çalışkan bir kadındı.Şimdilerde bir çocuk kadar masum,az evvel konuştuğunu hatırlamayacak kadar unutkan.Ellerimiz den kayıp gittiğini görmek beni fazlasıyla üzüyor.Bu bağlam da yazınızı okuduğumda bir anda bu yorum dökülüverdi Yüreğim den.Bazen elinizden bir şeyin gelmediğini görmek üzüyor insanı..
Kutlarım anlamlı yazınızı.
Sevgilerimle
Dilek USTA tarafından 19.12.2020 03:24:35 zamanında düzenlenmiştir.
Adnan Bilgiç
Zaman geçtikçe, ve artık bazı şeyler zıvanadan çıkmaya başlayınca
Üzerine sevdiğin insanları unutma kaygısı da eklenince, doktora gitmek zoraki oluyor.
Keşke kişi kaygı öncesinde bu hassasiyeti gösterse ve bu aşamalara gelinmese :(
İşin garip tarafı da;
Aile bireyleri de ilk etap da fark edemiyor olan biteni.
Belki de konduramıyor, bilemiyorum.
Bende demans hastasıyım! İkinci evresi şu an.
Nicedir yazmak istiyordum açıkçası böyle bir konu içeriğini.
Şimdilik zıvanadan çıkan bir durumum olmasa da, bir çok şeyi kişiyi unuttuğumun farkındayım!
Kaygı aşamasına geldim mi? Kesinlikle evet.
Ama erken fark etmenin bilinciyle doktora gittim.
Doktor neler olacağını dair aşama aşama aktardı bana
Bende annem ile kız kardeşime söyledim, bilsinler istedim.
Bu arada çalışıyorum.
Şimdilik işime yansıyan bir durum yok
Ya da ben öyle sanıyorum, bilmiyorum!
Kesinlikle zor bir durum.
Annenizi ve sizi çok iyi anlıyorum Dilek hanım.
İnsan konduramıyor gerçekten de sevdiği birinin başına böyle bir şeyin gelişini.
Çaresizlik muazzam korkunç bir duygu.
Mümkün mertebe, okuma alışkanlığı edindirin annenize.
Hani çocukların bir şey yapmasını sağlamak için ödüller koyarız ya
Daha bir şevkle yapsın, ileriye dönük alışkanlıklar geliştirsin diye
Siz de ödüller verin annenize.
Yeri gelir başardığında alkışlayın, sarılın ekstra sevin, dışarıya çıkarın gezin beraber
Ama kesinle dikte etmeyin! Yani bak şurası şu burası bu hatırladın mı gibi.
Unutan bir insan;
Eğer yerine koyacağı yeni bir şey öğrenmediyse
Geçmişte kalan bir anıyı geriye getirmek için, aşırı bir efor sarf eder hatırlamak için
Ve o hatırlama süreci içerisinde bir çok anı kaybolup gider! Kimse yapmasın böyle bir kötülüğü sevdiğine.
Bırakın kendi kendine hatırlasın.
Tabii hatırlama evresi için ona o imkanları da sağlayın güzel teşviklerle ;)
Tekrardan annenize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum, sizin vesilenizle Dilek gönül dostum.
Daima huzurla, sevinçle sağlıkla kalın lütfen
Dilek USTA
Adnan Bilgiç
İnsan tecrübe edip öğrendikçe, paylaşma yoluna gidiyor.
Ne kadar çok kişiye bilgilerimizi aktarırsak o kadar faydalı oluyoruz.
Yani en azından, etrafımızda var olan olumsuz söylemleri bir bir bertaraf ediyoruz, bu destek paylaşımları ile beraber.
Öncesinde de çok okurdum, şimdi belki biraz daha fazla olmakta.
Okumak, araştırmak, yeni bir şeyler öğrenmek, uzun uzun yürüyüşler yapmak
Din dil ırk farkı gözetmeksizin insanlarla sohbet edebilmek, çok güzel gerçekten de.
Kesinlikle insanın ufku açılıyor. Ve tanıdığım herkese de bunu hep tavsiye ediyorum.
Evet, sanırım şanslıyım bu konularda.
Tanrı bazen, yarattığının kulağına fısıldıyor!
Bak böyle bir şey yaşayacaksın, önlemini al diyor
Kimimiz duyuyor bu fısıltıyı, kimimiz ise es geçiyor...
Dilek gönül dostum;
Vefalı bir evlatsınız, ne mutluluk vericidir bu annenizin adına.
Nice doğan, büyüyen, ardına dahi bakmadan gidenler var en nihayetinde.
Sizi bu davranışınızdan ötürü kutlar, saygılarını sunarım. Teşekkür ederim.
Annenize tekrardan şifalar diliyorum.
Neşeli, bol sohbetli bir pazar günü diliyorum size
Huzurla kalın lütfen