- 1310 Okunma
- 6 Yorum
- 7 Beğeni
Yağmur için Yağmak
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Mavi dağdaki hudâyînâbit ağaç hiçbir dalının ve yaprağının kırılıp dökülmesini istemiyor. Rüzgârın etkisinde kalıyor ve efsununda kaldığı gökkuşağını en çok mavisinden yakalıyordu. Sözcüklere dökülmesi imkân dâhilinde olmayan, bir esinti kanatlanmasıydı bu.
En güvenli o yerde üst üste dizili taşa tünemiş dağın mavi kuşu, sarılır gibi kanatlarını açarak şakayla karışık fısıldadı:
" Hiç vaktim kalmadı artık, yağacaksan yağ."
Hudâyînâbit ağacın dibine kök salan gelincik bir itirafta bulundu ona: " Ben dahi daha yiğidim rüzgâra karşı durmaya, bu bulutun rengi benden kızıl mı, yağmaya" .
Rüzgâr, renklerinin yoğunluğuna kapılıp gitmekten korkuyor, öfkeli yanına öykünerek; koyuldu yeniden göğün gözlerini anlamaya... "Sevmek anlamaktır", diye nazlı nazlı sızlandı.
Hüzünlü biri, bir çıkış arıyor ve saf bir yaratıyla sıyrılıyor hüznünden.
Bu muhabbeti duyan ısrarlı hâline vav bir virgül: " Çok naif ve çok sert olmanın bir dengesi olmalı" diyerek kıvrıldı içine. Yan yana gelmiş iki nokta, kilit taşı olarak kendi kendisini aniden beliren duvara kabul ettiriyordu.
Bu ısrarlı hâle mavi dağ kuşunun ağlamaklı olduğu, kanatlarındaki hüzün sesinden belli ediyordu kendisini. Bir gürültünün rüzgârıyla kuruyan sözleri, ağacın hışırtısını örtüyor, yeşeren her yaprağa bir isim buluyordu.
"Yakınlaşıyoruz", diye bağırdı elinde çalparasıyla gecenin karanlığını yırtan bir ses. Gecenin, boydan boya geçilmesi, kömür kalemle üstünden çizilmiş izlenimi veriyordu adeta.
Mavi dağ kuşu bir yandan kendini içinde hapsettiği demir parmaklıklardan kurtarmak için çabalıyor, öte yandan da dilindeki pası dişlerinin arasına sıkıştırmaya çalışıyordu. Dudaklarını biraz aralasa yüreğindeki sıcaklık uçup gidecek bir buluta karışacaktı hâlbuki.
Ağaçla taş arasında esen rüzgâr, külrengi bir sözün müziğini savurdu toprağa.
Mavi dağ kuşu, üst üste dizili taşların üzerinde... Yağan yağmuru sakince ve susarak yanıtlayabildi.
Uzun bir yoldan gelmişe benzeyen yağmakla yağmamak arası kararsızlığında kalmış ince, hafif bir yağmur, sokağın sessizliğinden ve vaktin müsaitliğinden istifade ederek duyuruyordu sesini: " Yağmak hiç bu kadar güzel olmamıştı".
YORUMLAR
Sevgili Enuma Elis,
Şiir ve yazılarımda hep ağaçlar, kuşlar, taşlar, rüzgâr vardır benim ... Ama konuşmazlar.... Sayenizde, bana ne söylemiş olabileceklerini düşündüm, hayal ettim. Bu arada birbirleriyle konuşmaları da ne güzeldi.. Hele yağmur, yağmurun kararsızlığı ve bir gülümsemeyle yağmaya karar vermesi, içimde çocuksu bir mutluluk yarattı. Huzur ve güzellik doldu kalbime...
Bu mükemmel kısa öyküyle, ruhum ferahlarken, duru anlatımınız ve sade cümlelerle ne çok şey anlatılabileceğine hayranlıkla şahit oldum.
Her yazınız ve şiiriniz, ufuk açıcı, düşündürüyor, duygularımın değiştiğini gözlemlemek, o naif denizin dalgalarında salıncak, bana çok iyi geliyor.
Size tebrik ve teşekkürlerimi sunuyorum.... Gerçekten çok anlamlıydı... Sevgimle ve saygılarımla.... Gülgün
Enûma Eliš
Yoruma isminizi eklediğiniz için isminizle hitap etmemde bir sakınca yoktur umuyorum.
Ağaçlar, kuşlar, taşlar, toprak, su, rüzgâr benim de şiirlerimin olmazsa olmazı olduğu gibi aynı nispette yaşantımın da olmazsa olmazlarıdır. Ayaklarım toprağa basmadan, yüzüme saçlarıma rüzgâr değmeden, ellerim bir ağacın gövdesine, dallarına, yapraklarına dokunmadan nefes alamam sanıyorum. Hele ki yağmur, kar…
Varlığını en derinden hissettiğim, soluduğum tüm bu güzellikleri Yaradan Rabbime hamdüsenalar olsun.
Güzel yorumunuzla içime nefes aldırdınız. Ne kadar teşekkür etsem az.
Kıymetli yorumunuza ve varlığınıza teşekkür ederim.
Sevgi ve saygı ve selamlarımla,
mimoza2023
Siz de cevabınızla ruhuma nefes üflediniz. Ve bu arada bana ismimle hitap etmenizde hiç bir sorun yok, bilakis onur duyarım. Doğaya sevdalanmamız, duru ve gerçek olmasından kaynaklanıyor fikrimce. Ayrıca bir psikiyatrist olarak, kar, deniz ve toprak, ateş, taş,kendi kişisel tarihimiz ve kolektif bilinç altımızı da hesaba katarsak, kim bilir neleri temsil ediyor. Kar benim için beyaz bir ölüm, kavuşamamak, özlem, genç yaşta bir tren kazasında ölen güzeller güzeli teyzem... Düğün ve ölüm kısacası... Ben bbu izleri sürmeyi seviyorum mesela... Doğayla sık sık beraber olamasam da, yıllar sonra köyümün havasını içime çektiğimde, hiç umulmadık şiirlerin kalemimden dökülmesi de, bunun işareti olsa gerek...
Değer veren tavrınızla onore olduğumu iletiyor, size sevgilerimi gönderiyorum... Şiir ve yazılarda buluşmak dileğiyle... Gününüz aydın olsun. Sağlıcakla kalın.
Enûma Eliš
Değerli tavrınızın yansımasıdır bizde gördüğünüz her ne var ise... Tekraren teşekkür ederim.
Sizin de gününüz ve ömrünüz aydın olsun...Sağlıcakla kalınız.
mimoza2023
Kendi kendilerine konuşurlar….
Duymayıp görmeyiz hissetmeyiz
Bildiklerimiz sadece toprağın üstünde yaaa bilmediklerimiz…
Onlar karanlık dediğimiz yerde birbirlerine hücreleriyle sarılır ve çoğalırlar…
ışıksız olduğunu sanırız….
Oysa biz insanlar ışıkta ışıksız kalanlardanız
Ufkumuz hep kısalacak uzamayacak bu gidişle.
Sevgiler
Enûma Eliš
Değerli katkınızdan ötürü çok teşekkür ederim Sevgili Ümmühan.
Saygı, sevgi ve selamlarımla.
Okur yazıda kendini bulur, yazar anlaşılmayı umar dedi Oruç Aruoba. Aynı söyleşide neden ilk şiir, diyelim Homeros'un eserleri örneği ile soruldu kendisine. Bir kalem alıp ritm tuttu, işte bu melodi anlaşılmayı mümkün kılar diye devam etti.
Şiirin melodisini, o zengin kaynağını, imgelerini her yazıda görmek elbette mümkün değildir. Renklerin, tabiatın, seslerin daha nicesinin canlanıp kelimelere bir kalp atışı bahşeden yazınınız, okuyucusunu daha önce karşılaşmadığı yollara, muhabbetlere taşımış, izleyiciden çok tıpkı kadim bir uygarlığın kutsal topraklarına yolculuk etmiş de beraberinde rüzgarını getirip "okumak böyle güzel olmamıştı" sözlerine vesile olmuştur, diye yazmak geldi içimden. Öyle güzel ve eşsiz değerde bir öykü okuduğumdan olsa gerek.
Anlam insanın yükü değil sığınağıdır. "Sevmek anlamaktır," varlığını dünyaya ne naif ve güçlü bir biçimle sunan bir cümle.
Çok beğendiğim öykünüz için tebriklerimle.
Enûma Eliš
“Anlam insanın yükü değil sığınağıdır.” Şu cümlenizin derinliği yazıyı dahi gölgede bırakır.
Çok beğenmenize çok sevindim, bunca iyi yazan bir öykü yazarımızdan bunu duymak sevindirdi.
Sevgi ve selamlarımla.
Parlain m
Sevgi ve saygımla efendim.
İnsan çabası olmadan doğada kendi kendine yetişen hudainabit, ya da eğitim, öğrenim görmemiş ama kendi kendini yetiştirmiş insanoğlu ikisi de bir .
Onlara bir gelincik ne kadar kafa tutabilir ?
Bir mavi dağ kuşu ikna edebilir beni.
Sembolizması derindi , bir kaç kez okumak ve yazının kapısını açmak zor olsa da dediğiniz gibi sevmek anlamaktı .
Sevgilerimle.
Enûma Eliš
Yağmurla yağar, rüzgârla eser, mavisiyle sever.
Teşekkür ederim Sevgili Canan.