- 465 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ANTİK MISIR' IN GİZEMLERİ (BÖLÜM 5)
Hz.Yusuf’ un atası Hz.İbrahim’ in Şanlıurfa’ nın Harran bölgesinde doğduğu, oradan Sümerler zamanındaki Ur şehrinden, ve Kenan diyarından kıtlık başgösterdiği için eşi Hz.Sare ile birlikte uzun yolculuk döneminden sonra Mısır’ a giriş yaptığı ve oğullarından Hz.İshak’ ın oğlu Hz.Yakup ile Hz.Yusuf’ un dünyaya geldiği bilinmektedir. Ayrıca 18. Yeni Krallık Hanedanlığı’ nın firavunlarından III.Tutmosis (Mö1468-1436) Akheneton’ un büyük büyük büyükbabasıdır. III.Tutmosis’ de I.Tutmosis’ in torunudur ve I.Tutmosis I.Amonhotep’ den tahtı devralmıştır. Yani firavun I.Amonhotep’ in çocuğu olmadığı için firavun I.Tutmosis’ in kökeni Mısırlı değildir. Ayrıca Akheneton’ un annesi Tia Yahudi kökenli olup, yine Akheneton’ un eşi Neferti Tia’ nın yeğenidir. Ayrıca Kuran’ da da şöyle geçer:
“Hani Musa kavmine demişti ki; Ey kavmim! Allah’ ın üzerinizdeki nimetlerini hatırlayın.Hani içinizden peygamberler çıkarmıştı.Sizi hükümdarlar kılmıştır ve (diğer) toplumlardan hiç birine vermediğini size vermişti.” (Maide S.20. ayet)
Antik Mısır’ ın yıkılmaya yüz tutmuş zamanlarında kabile toplumu Libya asıllı firavunlar yönetimi ele almıştı. Yine, Nübye’ deki Afrika kökenli siyahi Kuş Kralı Piye’ nin firavun olması nasıl bir gerçek ise İbrani soyundan gelen Hz.Musa’ nın da Mısır Kralı olma ihtimali yüksektir. Siyahi bir lider olan Piye Mısır’ ın 25. hanedanın firavunlarından biri olmuştu. Piye gibi 12 yıl sonra yönetimini bıraktığı kardeşi Şabaka da güçlü ve aynı zamanda merhametliydi. Bu yüzden esirleri katletmezler ve inşaat işlerinde çalıştırırlardı. Ardından yine Kuş Krallığı’ ndan gelen yine siyahi 25.hanedan firavunu Taharqa Mö 700’ de Kudüs’ü ve Hz. Süleyman’ nın mabedini Asurlular’ dan kurtardı. Eski Ahit’ te de Taharqa’ nın adı kurtarıcı olarak geçer. Fakat 25.hanedanın isimlerinin Kahire Müzesi’ nin girişinde yer almaması da oldukça ilginçtir. Bunu, zamanında Kuş Krallığı ile düşmanlıklarına da bağlayabiliriz fakat bu, sanki Akheneton’ un krallık dönemindeki kalıntılarının ortadan kaldırılması gibi bir şey... Yok sayma.
18. hanedanlık dönemlerinden sonra gelen 19. ve 20. Ramses dönemlerinin firavunlarından Firavun Seti dahi, Abdju’ da yaptırdığı tapınak girişindeki sütunlu salondaki rölyefte geriye dönük 67 Mısır firavunlarının isimlerini yazdırmış fakat, bilhassa Haçepsut, Akheneton, Tutankhamun ve sonra gelen iki firavunun daha isimlerine tabletlerde yer vermemiş, yani yok saymıştır.Hatta Firavun II.Ramses, Firavun Akheneton zamanında yapılmış Teb şehrindeki ve Akheneton’ un ismini taşıdığı Akheneton şehrindeki mabetleri yıktırmış buradan çıkan beton blokları Abdju, İunu, Herakleopolis gibi tapınak inşaatlarında kullanmıştır. Bu arada II.Ramses’ in kendi üstünlüğünü gölgede bırakacak her şeyi ortadan kaldırma özelliğini de unutmamak gerekir. Mö 664’ te Asur Kralı Asurbanipal bile Teb kentini yerle bir etmiş tüm tarihi eserleri ortadan kaldırmıştır. Bu bağlamda dış ve iç unsurları göz önünde bulundurursak; Tarihin yok edilmesi fiiliyle Antik Mısır hanedanlık dönemlerinde bir çok firavun kendinden önceki firavunların isimlerini yok etme çabasına girişmiş, ancak bu tahribat 18 hanedanlık dönemi kadar etkili olmamıştır. Antik Mısır’ ın 19. ve 20. Ramsesler hanedanlık zamanından sonraki 21.hanedanlık yani üçüncü orta krallık gerileme dönemi ekonomik olarak yönetimin sıkıntıya düştüğü zamanları kapsamakta, dolayısıyla ve bilhassa Krallar Vadisi’ ndeki firavun mezarlarındaki değerli eşyaların çalınması, yok edilmesi, soyulmuş firavun mumyalarının yanyana yatırılması ve her şeyin yerle bir edilmesi beraberinde tarihi belgelerin yok oluşunu da getirmektedir. İlginç olanı, gerileme döneminde kral mezarlarının soyulmasının devlet gözetiminde örtülü olarak olmasıdır. Yine büyük şans eseri Firavun Tutankhamun’ un mezarının mezar hırsızlarının gözünden kaçması, tarihe ışık saçması yönünden oldukça önemlidir. Bu bağlamda bizler elimizdeki küçük ip uçlarıyla Antik Mısır’ ın tarihini anlamaya çalışıyoruz.
Yine Akheneton zamanına dönecek olursak; 18. hanedanlık firavunu Akhenaton bir firavun olarak kendisinin tanrı olmadığını savunuyordu. Artık eski ismi IV Amonhotep yerine Akheneton olarak değişiyor ve
isminin anlamı "Aton için yararlı olan" şeklinde yer alıyordu. Ayrıca Akheneton’ un tek tanrı Aton için yazdığı şiiri şöyleydi;
Tanrı, uludur, birdir, tektir.
Ondan başkası yoktur.
Bir tanedir,
O’dur her varlığı yaratan.
Bir ruhtur tanrı, görünmeyen bir ruh…
Ta başlangıçta vardı tanrı.
Tek varlıktı o.
Hiçbir şey yokken o vardı.
Herşeyi o yarattı…
Zamanından geriye 1700 yıllık çok tanrılı inancın aksine yukarıdaki, Akheneton’ un yazdığı bu şiir bile O’ nun bir Peygamber yani Hz.Musa olma ihtimalini kuvvetlendirir.
Başka bir ilginç bilgi de şudur; Mısır tarihini inceleyen ve Akheneton’ un Hz.İbrahim olduğunu ortaya atan (çok zayıf bir ihtimal) Yahudi kökenli iki Fransız bilim adamı Roger ile Messod Sabbah’ tır. Roger ile Messod Sabbah 20 yıllık çalışamlarının ardından bir kitap yayınladılar. Henüz ülkemizde yaynınlanmamış kitabın içeriği merak konusu.
Toparlayacak olursak, 6600 km uzunluğu olan ve dünyanın en uzun Nil Nehri ile hayat bulan Mısır, çok tanrılı inançla ataletini kaybetmişti ve böyle bir dönemde peygamberler vasıtasıyla tek tanrılı inanç ekseninde ruhlar hayat bulmuştu.
(SON)
İrfan Yıldırım Çevik
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.