- 248 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GÜN BATIMI CİNAYETLERİ BÖLÜM-7
GÜN BATIMI CİNAYETLERİ
BÖLÜM-7
Tarık Ahmet, kapının çalmasıyla yatağında doğruldu. Sabah, sabah yatak keyfini kaçıran münasebetsiz için saydırmaya başladı. ‘’Kim o sabah, sabah keyfimi kaçıran?’’
‘’ Pamuk Prenses geldi, içeri girmek için izin istiyor?’’
‘’ Karamel, Yamuk Prensesi, içeri alalım mı? Tamam, alalım. Gelebilirsiniz Yamuk Prenses.’’
Kapı açıldı, İlayda fırtına gibi içeri daldı.
‘’ Demek Yamuk Prenses? Sana da aşk olsun Karamel ikiniz şimdiden çete olmuşsunuz.’’
‘’ Önce yanaktan bir öpücük ver sonrada mutfağa bu sabah kahvaltı hazırlamak senden. Geriye dön, marş, marş ileri. Bu arada ben de giyineyim.’’
Kahvaltımızı birbirimize takılarak yaptık.
‘’Şimdi ne yapıyoruz patron?’’
‘’ Yapacağımız iş belli, buradan çıkıp doğru Asayişe gidiyoruz. Verdiğimiz deliller ne âlemde öğrenelim.’’
‘’ Asayişi falan boş ver patron, olay yerine dönelim. Sokağın girişinde bir kahve var. Kahveye girelim biraz vakit öldürelim.’’
‘’ Senin aklında yine bir şeyler var hadi senin dediğin gibi olsun da, neyse.’’
‘’ Kahveye ayrı, ayrı gireceğiz ayrı masalarda oturacağız. Havayı koklayalım, millet ne konuşuyor dinleyelim.’’
‘’ Peki, civciv ne zaman yazmaya başlayacağız? Koşturmaktan bir şey yazamıyoruz.’’
‘’ Sende mi patron? Yazmaya akşam başlarız, bu gece senin misafirinim haberin olsun.’’
‘’ Bu misafirlikte nereden çıktı, topu, topu bir tek yatağım var.’’
‘’ İkimize de yeter artar. Elbise dolabında bana vereceğin bir gecelik bulunur inşallah?’’
‘’ Tamam, civciv çıkalım. Merak ediyorum bu işin sonu nereye varacak?
2
Kahveden içeri ayrı, ayrı girdik. En dipte, bütün kahveyi görecek bir şekilde, sırtımı duvara vererek oturdum. Benim düşündüğümü patronda uyguladı. Garsona çayımı söyleyip, yanımda getirdiğim moda dergisini cebimden çıkartarak göz gezdirmeye başladım. Geleli neredeyse bir saate yaklaşıyordu, dört bardak çayı mideme indirmiştim. Hiç beklemediğim bir şey oldu. Ocağın yanı başında belli belirsiz bir kapı açıldı, Tanımadığım bir adam çıktı. Etrafı kontrol ettikten sonra, kenara çekildi ve iki gün önce bahçede takıştığım adam içerden çıktı. Hemen başımı eğdim, bana dikkat etmeden yanımdan geçerek kahveden çıktı. Patrona işaret çakarak, kapıya doğru koştum. Dışarı çıktığımda, plakasını okuyamadığım bir araç köşeyi dönerek gözden kayboldu.
‘’ Lanet olsun patron adamı elimizden kaçırdık.’’
‘’ Sen içeri geç hesabı öde ben Asayişi arıyorum.’’
Aceleyle Asayişi aradım. Telefona çıkan Komisere,
‘’ hemen beni Büşra Amire Bağla çok önemli.’’
‘’ Tarık Ahmet, benimle konuşmak istediğini söylediler, önemliymiş.’’
‘’ Amirim hemen buraya bir ekip gönderin. Adamımız buradaydı. Vakit kaybetmeyin çok acil. Adamımızı kıl payı kaçırdık ama yardakçıları burada.’’
Telefonu kapatan Büşra Amir, yerinden hızla kalkarak odasından çıkarken,
‘’ Ruşen, ekibi topla. İhbar aldık hemen yola çıkıyoruz. Devriyeye konum at bizimle buluşsunlar. İki gün önce gittiğiniz olay yerinde. Çabuk olun.’’
On beş dakika olmamıştı ki olay yerine giden sokağın başında Tarık Ahmet bizi bekliyordu.
‘’ Büşra Amirim, içerdeki sarışın garsonla konuşan adamı alın. Çok şey biliyorlar.
Vakit kaybetmeden kahveden adamları toparlayıp Asayişe döndük. Heval, Hansa ve Ruşen, adamları sorgu odasına alırken bende Büşra Amirle odasına geçtik.
‘’ İyi iş çıkardık Tarık Ahmet. Birde adamımızı yakalayabilseydik, bu baskın tadından yenmezdi. Gelelim senin getirdiğin kumla karışık cama’’
‘’ Bende onları merak ediyorum Amirim?
‘’ Sonuç inanılır gibi değil, cam kırıklarını analiz ettik, arşivdeki dosyaları karıştırınca, oldukça tanıdığımız bir eşleşme çıktı karşımıza. Osman Oymacı. Şu anda firarda olan oldukça tehlikeli bir suçlu.’’
Saat beşe doğru İlayda ile beraber Asayişten ayrıldık. Ofise gelmemiz altıyı buldu. İlayda mutfağa girerek bir şeyler hazırladı. Hafif bir akşam yemeğinden sonra, İlayda, eşyalarını elbise dolabına yerleştirmeye başladı. Takılmadan edemedim,
‘’ Siz kadınları bir türlü anlayamıyorum İlayda?’’
‘’ Nedenmiş o?’’
‘’ Bir gece için eşyalarını özene bezene elbise dolabına yerleştiriyorsun?’’
‘’ Sen bana bi baksana Tarık Ahmet. Kim demiş bir gece için? Bunlar burada kalacak. Söyle bakalım şimdi ne yapıyoruz? ‘’
‘’ Hava yazdan kalma, biraz Çay Bahçesine takılalım ne dersin?’’
‘’ Kalk o zaman çıkıyoruz. Karamel ev sana emanet.’’
Yakup bizden evvel gelmiş, masaya kurulmuştu. İlayda ile beni görünce, biraz şaşaladı ama şaşkınlığı çabuk geçti.
‘’ Üstat ne içersiniz?’’
İlayda benden önce davranarak, ‘’ İki demli çay olursa çok ala olur.’’
Gece ona doğru eve döndük, Karamel bizi kapıda karşıladı. Hep beraber odaya geçtik, İlayda,
‘’ Arkanı dön geceliğimi giyeceğim.’’
Önce yatağa ben girdim, arkamdan İlayda yorganın altına süzüldü ve’’ dünden beri hep bu anı hayal ediyordum.’’ Dedi. İlayda’ya baktıktan sonra, sarılarak kulağına fısıldadım. ‘’ Sadece sen mi bekliyordun?’’ dedim ve dudaklarından öpmeye başladım. Ellerim kalçalarına kaydı. Bu geceye kadar beklemenin ödülünü, İlayda kendini bana sunarak, veriyordu.
Sanki kırk yıldır beraber bu yatağı paylaşıyorduk. Bu kadar uyumlu sevişme, her erkeğe nasip olmaz. Sabah kollarımda uyandı. Ama yorganı kaldırınca moralim birden bozuldu. Çarşafta birkaç damla kan vardı. İlayda’nın gözlerinin içine baktım,’’ Neden beni uyarmadın İlayda? Çok üzgünüm özür dilerim.’’
Benim üzüntüme karşılık İlayda hiç oralı değildi.
‘’ Nasıl olsa bir gün o yoldan bende geçecektim. Ha bugün olmuş ha yarın. Akşam yatarken ben geceliğimi giymemiş miydim? Ee şimdi nerede göremiyorum?’’
‘’ Bende atletimi bulamıyorum. En iyisi kalkalım hayatım. Bu arada o geceliğin yanında askıları ip olan seksi kırmızı bir gecelik var, sana kısmetmiş. Bu gece onu giyersin. Yoksa? ’’
‘’ Yoksa ne?’’
Arkasından sarılarak,
‘’ Anlarsın ya…’’
‘’ Terbiyesiz, Önce banyo yapalım. Kurt gibi açım. Dikkat et Karamel’i yiyebilirim.’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.