- 405 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
Bir Hikâyeymişim Meğer
Geleceğin isli ışığında durağan bir yıldız kaymasıyla aydınlanan gece.Gelecek,gece gibi karanlık.Yıldızlar dilek fenerleri gibi gökyüzünde asılı duruyor.Bulutlar gri gökyüzünün alnına nakşederken güneşin parıltılı gülüşünü,şiir gibi bir anıya dönüşen günden arta kalan günden geriye kuşlar kalıyor.
Gemiler uzun yolculuklara çıktıklarından ,limanlarda öksüz bırakılmış evlerin insanlarının kalplerindeki o boşluk duygusu ,gün be gün artıyor.Yapraklar dökülürken ,çiçekler tomurcuklanıp,baharla rengarenk olurken doğa;insanı,insanları,hayatı sarıya boyarken yaşam,uzaktan özlediklerimizin bizi çağıran sesinde hasret var.
İçine döndü kadın. İç sesiyle konuşmayalı çok zaman olmuştu.Şimdiki zamandan geriye sürüklenen kayığında,boz bulanık dalgalarda dengede durmaya çalıştığından,gözleri endişeliydi hep ve gülümsemeleri içe dönük olurdu.Gözleri hep içine,içindeki o derin uçuruma bakar olmuştu.Sürekli başa dönüyordu.Sancılı bir zaman ekiydi şimdi.geniş zamanların insanı olmaktan çıkmış,bir hikaye kahramanına dönüşüvermişti sanki...
Bu hayatı yaşadım mı diye düşündü.Her şey bir rüya gibiydi.Uyanacağı zamanı düşünmekten yorulmuştu ve korkuyordu tanrıyla karşılaşmaktan... Yoksa o da bir hayal miydi...Gözleri batan güneşin kızıllığında kayboldu.Kuşlar halâ uçuyordu...
Şubat 2020
YORUMLAR
Öyle gereksiz sesler var ki etrafta , öyle kalabalık ki her yer...kendimizi duyamaz olduk bu karmaşada...bazen iç sesi dinlemek iyi ama onca zaman yalnız kalınca bize sitem etmesi kaçınılmaz oluyor..
Içine döndü kadın baktı ki ....
Sevgilerimle hep..