Elektirik Duası
Bu aralar dua üzerine epey patırdı kopartılıyor, nedeni de, meteorolojinin tahminleri ve kuraklık araştırmaları sonucu zor bir döneme girdiğimizin gerçekleşmeye yüz tutması. Buradaki yüz tutmasının açığa çıkmasına da ete kemiğe bürünmesi diyebiliriz. Açlık; zayıflamayı, zayıflamak da yemek için güçlüye saldırmaya yol açacağı için hayvani bir çekişmenin yaşanacağı ileriki tarihlerde karşımıza çıkacaktır. Bu da yönetilememezliğin bir yansıması olacak veya Rabbena hep bana demeye başlayacaktır insanlar.
Hükümet kanadından yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, vatandaş kuru ekmek yiyebiliyorsa açlık yoktur tezini gündeme sürmek istiyorlar.
Meclis tutanaklarında geçen konuşma şu şekilde: ÖZETLE
Muhalefet: Milletin midesine kuru ekmek giriyor.
İktidar: O zaman aç değiller.
Muhalefet: Kuru ekmek.
iktidar: Sen kendin dedin: Midesine ekmek giriyor, dedin..
Sebep sonuç ilişkisine göre de, yağmur yağmazsa; kuraklık, kuraklığa bağlı olarak da çölleşmenin tehlikesi altına gireceğimiz herkes tarafından bilinen bir gerçek...
Eğer bir şeyin nedenini biliyorsanız, o nedeni yerine getirerek sonuca etki edebilirsiniz. Herkesin hem fikir olduğu ise, yapmanın asırlar sürmesi, yıkmanın ise anlık veya çok kısa zaman aralıklarından meydana gelmesidir. Cumhuriyetin, insan haklarının ve insanca yaşam için bir asırdır verilen uğraş ise son 4-5 yılda yıkılmıştır.
Bir ağacın yetişmesi için geçen süre onlarca, yüzlerce yıl iken, bir ağacı kesmek ise dakikalık bir olaydır. Asırlar göz önüne alındığında ise bir ormanın oluşması için geçen süre ise tahminen en az 50 yıl olabilir mi, ki o da en en asgari süre..
Genelde meyve fidanlarının ürün verme süresi 2 ila 5 yıl arasıdır, Fidanlar da ortalama 10 yıl da genç, 20 yıl gibi de yetişkinlik dönemlerine girerler, elbette bu tahmini süreler iklimden ve meyve çeşidine bağlı olarak değişebilir. Benim örnek olarak yıllarını verdiğim ise malum çok dillendirilen Elma ağacı içindir. 50-60 yıllık elmalar artık ihtiyar kabul edilir ve bakımı da, derimi de zor olur.
Fabrikalarda hayvandan bağımsız et üretiminin artık lisanslanarak üretime başlandığını bildiğinizi düşünüyorum, 10-15 yıla kalmaz eğer bu üretimin yan etkileri olmadığı ve güvenli olduğu anlaşılırsa da ülkemizde de görülecektir. Bunun yanında da elbette fabrikalarda da meyve ve sebze üretimine başlanacaktır.
Dinlerin hüküm sürdüğü çöl diyarlarında ağaç için söylenebilecek en güzel söz, elbette; kıyamet koparken bile ağaç dikiniz olacaktır, ancak çölün olmadığı bir yer içinse bu sözü; "ağaç kesme" olarak düzeltebiliriz.Tımar etmek ise ayrı bir meslektir.
Kırsaldan şehre göç hareketinin bir sonucu olarak da, ormanların ve tarımın sahipsiz kaldığının ortaya çoktan çıktı aslında. Bu sonuç, şehir insanlarının şirketleşerek doğaya mecburen yeniden dönmesine de sebep olmuştur, şehirdeki insanı beslemek kırsaldaki insanı beslemek kadar kolay değildir.
Ekonomik olarak ise; kendi kendine yeten ailelerden, kendi kendini tüketen ailelere dönüşme aşamasındayız. Dünya ile birlikte ülkemizin de gidişatını düşündükçe yeni çağların yaşamak için daha çok zorlaşacağıdır. Elbette bu da insanın doğumundan, ailesinin geçim kaynaklarını teminine ve alışkanlıklara dönüşmüş düşünme ve hareket sistemini mecburen etkileyecektir.
Toplumlarda da çağımız için en gereksiz grupların ise dindarlar olacağı açıktır. Dindarların örnek verdiği kişilerin ise laf taşımaktan başka bir iş yapmadığı da internet sayesinde daha çok açığa çıkmıştır. İlahiyat fakülteleri de Tanrı ve din üzerine laf söyledikleri için topluma hiç bir yarar katkıları yoktur diyebiliriz. Tanrı adının geçtiği her yerde en ön planda olan şey ise gasptır, yağmadır. Tanrı adını kullanan akıllılar yüzyıllarca güçsüzleri ve fakirleri kendilerine din yoluyla kul, köle ve asker yapmaya çalışmışlardır. Görünen o ki dünyanın yarıdan biraz fazlasının bir dine inandığı gerçeği de düşünülürse bu gasp ve kandırmaca da başarılı oldukları yadsınamaz bir gerçektir.
Tanrının da açlıktan ölen bir insana yemek yaptığı veya yemiş sunduğu da görülmemiş ve duyulmamıştır. Bunun yanında ise aldatılan insanlar yine de Tanrıdan durmadan bir şey istemektedirler. Daha akıllı insanlar ise, bu isteyenlere nasıl isteyeceklerini öğrettiklerini sanarak kendilerine kutsallık ve civanmertlik atfettikleri görülmektedir ki
, bu kişileri eleştirenlere ise, o kişiler, dinlerinden aldıkları güçle kafir olarak suçlayıp, gasp edilmelerinin ve öldürülmelerinin Tanrı isteği olduğunu belirterek korkutmaya çalışmaktadırlar.
Tanrının ise neyle beslendiği bilinmemekle birlikte yine de güçlü olduğu düşünülmektedir. Onun can alıcı ve verici ve dönüştürücü olduğunu düşünebiliriz. Yaratma konusunda ise daha insanın istenilen seviyeye gelemediği de ayrıca en önemli gerçeklik olarak karşımızda durmaktadır.
Günümüzün sayısal teknolojileri ise hem yönetim hem de paylaşım adına son elli yıldır yeni çağın kapısını aralamış ve yeni düşüncelerin filiz vermesine neden olmuştur. Çağımızda insanların, elektiriksiz, susuz, ekmeksiz ve fakir kalmalarının nedeni de kalmamıştır diye düşünebiliriz teoride. Uygulamada ise bir türlü eski inanç ve düşüncelerden kurtulamayan insanların daha bir kaç çeyrek veya bir asır yine birbirlerini yoksun bırakacakları açık gözükmektedir.
Bu bağlamda hem dünya hem de ülkemiz insanına hem yeni bir Tanrı hem de yeni bir inanç sunmak mecburiyetindeyiz. Peki, aşağıda,, farklı haber merkezlerinden teyit ederek verdiğim haberlerin neticesinde, neden yazımın başlığı elektirik duası olarak seçilmiştir, bu da ayrıca üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur.
Doğru ya, bu eğri yazının neresini düzelteceksiniz ki... O yüzden işinize bakınız ve dua ediniz, belki...
Saygılarımla..
En sevdiğinize emanet olunuz.
onedio.com/haber/-milletin-midesine-kuru-ekmek-giriyor-tepkisine-o-zaman-ac-degiller-diyen-akp-li-sahin-tin-sosyal-medyanin-gundeminde-947028
www.yenicaggazetesi.com.tr/yagmur-duasindan-sonra-bu-da-elektrik-duasi-allahim-bize-elektrik-ver-322436h.htm
www.sozcu.com.tr/2020/gundem/elektrik-duasina-cikan-koyluler-allahim-bize-elektrik-ver-6168589/
onedio.com/haber/sanliurfa-da-vatandaslar-elektrik-duasina-cikti-allahim-bize-elektrik-ver-bu-zulumden-kurtar-947172
YORUMLAR
Saygı değer yazar,
Bir an için Tanrı'yı bir kenara koyduk. Geriye ne kalır...ben söyleyeyim. İnsan gider bir tür hayvan kalır, yani aklı olan, düşünen bir hayvan türü kalır.
Ne yapar bu tür...mazallah düşünmek bile istemiyorum. Tanrı'ya rağmen böyle yapan, ya O olmazsa neler yapar neler...
Sayın yazar ben Tanrımdan memnunum... En azından sevgi, saygı, adalet, vicdan, utanma, yardımseverlik...anlam buluyor. Tersi durumda bunların hiç bir önemi kalmaz istediğiniz kadar modernizm etiketi yapıştırın. ( Hukuk, adalet, hümanizm, profan bilim, demokrasi, bilimsel ahlak vs.)
Elektrik mi inan bıktık kesintilerden, haftanın en az bir iki gün enerji yok, öyle olmaz böyle olur gibisinden iki akşam önce bir yıldırım düştü karşımdaki trafoya vallahi beğendim, hah! dedim eline sağlık amma on beş saat elektrik yok.
"Ulan, dedim el insaf...ucu yine bize dokundu."
Hadi gel de elektrik duasına çıkma da göreyim...
Yinsani
akademi, askeri, ilahiyat, demokrasi , ahlak mahlak yeniden yazalım diyoruz yeni çağ için ama nasıl olacak bilemiyoruz daha, eski Tanrı toplamış kullarını kölelerini göz açtırmıyor yeni nesle.. ne yapsın bu uşaklar, bu gençler, bu çağa gözünü açanlar... Yeniden daha güzel bir Tanrı hediye edebiliriz topluma da kendimize de, nasılsa tüm dinleri başlatanlar dönemlerine yeni birTanrı hediye etmişler, yeni kurallar... işte biz de onları örnek almaya çalışıyoruz, çünkü çağın döndüğünü bilen biliyor...
saygılarımla efendim.
eksik olmayın..
himmet aygüt
İnsani tanıdık gelmiştir, lakin kenara koymak elzem :)
sonra değil miyiz ki biz yorum yüklenicisiyken:)
erlik aldacı, sayınımız,
kafam karışık vesselam,
çok tanrılı inanışta ( hak dinler diye isyanınızı duymadım ama ) bir dünyada bunlar yaşanır ve iman etmeyenlere bunca yük yüklenirken,
olası yüzde yüz yüz tanrılı bir dünyada ( sizin anladığınız da ) başımıza neler geleceğinin bunca bileniyizken :))
üzgünüm aslında açık konuşmak gerekirse,
koca tanrı olacaksın ve bir kulun sevgi, saygı, adalet ve vicadan diye seni anacak :)
bu ülkenin, topraklarının senden daha güzellerini tanımışlığı bakiyken hem de :) cık, cık, cık.
eyvallah.
Erlik Aldacı
Duru bilinç duru akılla birleşince söz anlaşılır olur ve anlam kazanır. Sıfır noktasını anlamak insan aklıyla mümkün değil...bir şey bir şeye sebeptir. Bu neden sonuç ilişkisi nihayetinde zorunluluk gerektiren duruma kadar gelir. Burası ise mutlak olandır, yüce zekadır. Başka türlüsü olmaz. İnsan eylemler bütünüdür, bu eylemler kendi elinde olmayan etkilerle farklılık gösterse de , ilahi adalet buna karşılık verecek durumdadır.
Sanmayın ki yaşam bana kolay zamanlar sundu bilakis çok zor çok ağır şartlardan gelen biriyim ama bu hiç bir şeyi değiştirmez. Olumsuzluk- kader üzerine öfke biriktirmek veya yadsımak bir işe yaramaz, gerçeği değiştirmez. Tanrı kimsenin anlağına, zekasına, aklına uymak zorunda değildir. Çünkü yaşadığımız somut olan doğa da öyledir. Görmek gerekir...
Yaşama şu an nasıl bakıyorsam yine öyle bakarım...
Daha duru bir anınızda söyleşmek dileğiyle...
Eyvallah.
Erlik Aldacı
Erlik Aldacı
Hicbir inanç sistemi yoktur ki sana kötüyü emretsin...iyi olmayı , dogru durmayı söyler söylermiş ammaa...şimdi doğrunun başı ıslanmayacak olanı var, doğrunun gözü kapanılısı var, doğrunun kulağı duymayan, doğrunun yanlışı soylemeyeni, doğrunun taş atanı, tekme atanı, bıçak çekeni , zorlası var...var oğlu var be nesildaşım...
Bak bunları ben demiyorum dinliyorum, görüyorum, şaşırıyorum ...korkuyorum , igreniyorum, kınıyorum....
Ortada kabak gibi duranın üzerinden atlamak ata sporu haline gelince eee doğal olarak tabii ki ekmeğin kurusu yaşı olmaz yahu...
Bu arada hocam , sağ kaburgada biraz ağrı var ne okusam iyi gelir ki.
Sağlıcakla nesildaşım...
Yinsani
ne okuyacağını bilemiyorum nesildaşım, eskiden olaydı verirdim bir kaç arapça kelime...
evet, gördüklerimizi, duyduklarımızı, okuduklarımızı harmanlıyoruz.. içler acısı bir durum...
bahar da gelecek eminim..kaç kış sonra gelir lakin meçhul..
eksik olma nesildaşım..:)