- 606 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
DELİ
-mektup 1-
Yıllar sonra seninle yollarımızın kesişmesi tesadüf mü, yoksa beni sürüklendiğim o girdaptan kurtarmak için kaderin bir oyunu muydu? Artık daha az anımsıyordum onu. Üzerinde daha az düşünüyordum ki ona kafa yormaktan az kala kafayı sıyıracağım gibi geliyordu. Bende epeyce sıkılmıştım bu medcezirli hallerden. O’nun varlığı bile belli değilken oysa ben ona körü körüne bağlanmıştım. Sana da anlatmıştım aramızda olanları. Yada olduğunu sandığım şeyleri. Herkesten farklı olarak bana inanmıştın. Benim baktığım açıdan bir tek sen bakmıştın. Aslında sende onlar gibi düşünürsün diye çok çekinmiştim ilk zamanlar. Hasta olduğumu düşünürsün diye. Beni bir tek anlayan sendin.Tabi birde en son gittiğim ruh doktoru var oda gördüğün üzere beni buraya kapattı.Aslında kızmıyorum ona diğerlerine de kızmıyorum. Uzun zamandır böyle herkesten uzak bir yer hayal ederdim. Şöyle hapse falan düşsem de kafamı dinlesem derdim. Bu bahaneyle kendimi dinlemeye ve bol bol yazmaya vaktim oldu. Yaşadıklarımı çok fazla düşünemiyorum verdikleri ilaçlar düşünmemi engelliyor. Ama artık onun var olma inancını kaybettim. Hayatta bir şeyin yalan olmasını istiyorsanız inanmayın. Birinin bir şeyi bırakmasını istiyorsanız hemen ilaçları dayayın. Onlara bağlanmak bağlandıkları şeyden daha az canını yakacak gibi sanki. Bu ilaçlarla insan kendi varlığını dahi yalanlar. Şikayet etmiyorum ama doğrular neye göre, kime göre doğru onu sorguluyorum. Düşünce bizim hayal dünyamızda oluşup beynimizce şekillenmişken üç beş kişi daha aynı şeyi düşünüyor diye o şey’in doğru olma ihtimali neden hep yüksek? Bazı şeyler kanıtlanamaz oysa. İspat edilemez çok şey var ama hissettiğimiz. Öyle ki ben hissettiğimden emindim onunda beni hissettiğine yemin edebilirdim. Ama o benim sonum oldu. Burda olmak beni inan kırmıyor, yaralamıyor ama beni en çok buraya onun göndermesi yaralıyor. Onunla bir kaç defa karşılaşmıştık aramızda geçenleri inkar etmedi. Benimle iletişime geçenin kendisi olduğunu çoğu zaman kabul etti. Ama o zaman bile bunu kimseye ispat edemeyeceğimin imasını verdi bana. Oysa istediğim tüm bunları ispat etmek değildi. Herkese her şeyi anlatıp onu rezil etmek tabi ki de en son isteyeceğim şeydi. Ben çok istesem de ona asla zarar veremezdim. Sadece kendime ispat etseydim yeterdi. Bu kadar ezayı, cezayı boşuna çektim demezdim kendime. Bir hiç uğruna bir ömrü feda ettiğimi düşünmezdim. Ona o kadar inanmıştım ki bana ilk darbeyi vurduğu anı hatırlıyorum. Mesajını okuduğumda saatlerce ağlamış, sokaklarca dolaşmış ve bir durakta yere yığılıvermiştim. Anlık bir şeydi birden yere düşüp etrafımda ki insanların bana baktığını gördüm ve kendi halime topralandım. Tabi günlerce aşk şarhoşluğuyla onunla mesajlaşıp gecelerce uykusuz kalmıştım. Birde sabahları uyanıp işime, gücüme gitmiştim. Ne enerjiymiş aşk enerjisiydi sanırım. Şimdi sana bunları yazıyorum ki sen hikayenin sadece taslak halini biliyorsun. Ve o halde bile bana inanmıştın. Ben kendimi anneme, kardeşime, en can bildiğim dostuma dahi anlatamadım. "Deli" derler diye. Şimdi buraya geldiğimde de o kaçınılmaz sonu yaşadım ya neyse. Sonuçta "deli" diyorlar. Aşk zaten mantık işi değil ki. Hangi yazar, şair mantıklıydı gerçeği yazan çok az ünlü yazar vardı. Hepsi hayal gücünün kurgusu üzerinden ün yaptı. Onlar tüm yazdıklarını yaşadılar mı? Onlarda zaman zaman melankolinin dibine vurdular, intihar ettiler hatta bu yolla öldüler arkalarından "deli" diye yaftaladılar mı? Evet benim tek eksiğim hayatta ün salamamış bir "deli" olmak. Bu sadece isimlendirilmekle alakalı. Halit Ziya "deli" isimli bir eser yazmaya başlamıştır ve sırf isminin verdiği çağrışımdan dolayı yarım bırakmıştır güzelim eseri. Oysa ismini "aşk" koysaydı ve tüm deliliklerini oraya yazsaydı sorun olmazdı. Olay sadece bilir kişi teşhisine bakıyor. Biri sana etiketi basıyor ve deli oluyorsun. Ama başka biri başka bir yerde insanlara zarar veriyor üzerini parasıyla kapatıyor ne katil deniyor ne de akıl yoksunu. Merhametim olmayağına aklım olmasın. Bazı insanlar küçücüktür o yüzden onlar bu dünyaya rahatça sığarlar. Oysa bizim gibiler bu dünyaya hep fazla gelmişizdir. Sebep herkesten farklı gördüğümüz ve düşündüğümüz için. Bazı insanlar basit düşler kurar çabuk ulaşır. Bazı insanlar ise zoru düşler ama ulaşamayabilir. Mesele ulaşmak değildir zaten. Herkesin düşlediğini düşlememektir. Varsın bana da düşündüklerimden dolayı "deli" desinler. Sen öyle olmadığımı bil beni iyi anımsa yeter. Bu arada teşekkürler.
...
YORUMLAR
Yürek sesi dili ile ıspat istemez...Yürekten seven her türlü darlığa zorluğa katlanır...Sevenlerin çoğunu şair yapan duygusal bağlarıdır...
Yarası olmayan şiir yazamaz şairim...
Ümidim odur ki Sevene DELİ Desinler...Seven Deli olsun sebilende o deliyi hak etsin yeterli...
Tebrik ediyorum yüreğine sağlık efendim...