- 930 Okunma
- 4 Yorum
- 5 Beğeni
O Çiçek, Çocuk Çiçek
Akşam saatleri...
Otobüs durağında sonu gelmeyecekmiş gibi bir bekleyiş içindeyim. Yaklaşık kırkbeş dakikadır Kadiköy otobüsünü bekliyorum.
Durağa gelen otobüslere umutla bakıyor, bekledigim otobüs olmadığını anlayınca da arkalarından oğlunu askere gönderen bir anne gibi üzüntüyle, içim burkularak bakıyorum.Sonra gözlerim tekrar otobüslerin geldigi yöne çevriliyor. Bakıyor, bakıyor, bakıyorum ….
Ara sıra gözlerim başka yerlere takılıyor. Nereye baksam bekleyen, koşuşturan insanlar görüyorum. Durakta benimle birlikte bekleyen insanları çaktırmadan incelerken sağ tarafımda otobüs bekleyen yaşlı bir adam çekiyor dikkatimi. Elinde, sıkı sıkıya tuttuğu bir demet kır çiçeğiyle.
Ihityar adam, benim kendisine baktığımı fark edince yüzümü tekrar otobüslerin geldigi yöne çeviriyorum fakat ihtiyar adamın düşüncelerime girmesine engel olamıyorum. Onda beni etkileyen bir şeyler var…
Bir süre sonra içimdeki merağa yenik düşüyor ve tekrar gözlerimi ona çeviriyorum. Ve tekrar baktığımda ihtiyar adamın ne kadar temiz bir yüzü olduğunu fark ediyorum. Beni etkileyen bu olmalı.Tertemiz bir yüz ve sımsıcak, şefkatle bakan iki yeşil göz.
Ve giysilerine takılıyor gözlerim. Tam o anda bir otobüs daha geliyor ve ihtiyar adam ağır adımlarla otobüse biniyor. Ben de hiç düsünmeden arkasından, atlıyorum otobüse.
Otobüs tıklım tıklım dolu.Kalabalığın içinde kendime tutunacak bir yer arıyorum. Iğne atsan yere düşmeyecek kadar dolu olan otobüste onu bir anda kaybediyorum.Etrafım bir kale gibi insanlarla çevrili.Ben ise esir düşmüş bir savasçi gibiyim aralarında..Ve insanlar sanki bana iskence ediyorlar.
Bogucu çemberde alnımdan ter damlacıkları damla damla akıyor . Siliyorum fakat yine geliyor,kaynağını bulmuş su gibi…
Otobüs bir ara durduğunda yolcuların "Hastaneye geldik."dediklerini duyuyor ve kendime geliyorum.Otobüs boşalınca da özgürlügüne kavuşan mahkumlar gibi rahatlıyor ve derin bir nefes alıyorum.
Tam o sırada onu görüyorum…Sol tarafta bir koltuğa oturmuş.Yanındaki bayanın beş yaşlarındaki kızı ihtiyara ,ihtiyar da ona şefkatle bakıyor. Sarı saçlı küçük kız, bukleli saçları,masum utangaç bakışlarıyla sanki tatli bir bela.
İhtiyar adam şefkatle çocuğu izlerken çocuk da ona bıraksalar sarılacakmış gibi masum,sevecen ve gülümseyen gözlerle bakıyor.Bakışlarını kıskanır gibi oluyorum.
İçimden ihtiyar adamın bu küçük kıza neden bu kadar sevecen baktığını çözmeye çalışıyorum.Ailesinden ayrı yaşıyor,galiba kimsesi yok,belki de torununa benzetti diye içimden geçiriyorum. Ya da çocukları çok seviyordur.Ama bunların hepsi bir varsayım ve benim düşüncem.
Ben bunları düşünürken ihtiyar adam,elinde sıkıca tuttuğu kır çiçeklerini küçük kızın kucağına bırakıyor ve süratle yerinden kalkip otobüsten iniyor.
Yine dalıyor ve düşünüyorum.Kimbilir o yaşlı adam çiçekleri nereye götürüyordu,ya da kim vermişti ona o kır çiçeklerini?
O çiçek,cocuk çiçek,ihtiyar adamın sevgi belirtisi olarak verdigi çiçek..!
Elbet bir gün solacak…çünkü dalından koparıldığı için solmaya mahkumdur .Ama kızın elinde ama başka bir vazoda ama ihtiyarın elinde. Önemli olan a’nı ifade etmesi. Önemli olan,a’nı güzellestirmesi..!
ihtiyar adamın arkasından baktığımda onun huzurevine doğru yürüdüğünü görüyorum.Ne yalan söyleyeyim içim burkuluyor..
Kendi kendime" A’nın değerini bilmek,dünyayı,insanları yaşamı sevmek gerekir."diye düsünüyorum çünkü yaşam çok kısa ve bir daha verilmeyecek,en güzel sekilde sevdiklerirmizin kıymetini bilerek değerlendirmek lâzim.
Ve bu düşünceyle daha bir istekle ve daha sıkı tutunuyorum hayata.Dünyaya,sevgiye ve tüm insanliga bağlı kalmak umuduyla, bırakmamacasına …
O ihtiyarı, o tatlı kız çocuğunu ve onlarla ilgili tüm düşüncelerimi o durakta,o otobüste bırakarak …
YORUMLAR
Sevil Sev
Sevil Sev
Kaleminize sağlık, gerçekleri duygusal bir demet halinde dile getirmişsiniz, tebrik ediyorum.