- 425 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Fayda
Fayda
Kısaca ihtiyacın giderilmesi. Bir şey veya etki, ihtiyacı giderme oranında "Faydalı" olur; ihtiyacı hiç etkilemiyor ise "Faydasız" olur. Etkisiz olma hali dışında bir de "Zarar" söz konusu.
Faydanın etkilerinin çeşitleri var "Marjinal fayda" veya "Optimum fayda" gibi, dahası da var. Optimum fayda, en fazla olanı değil en uygun olanı şeklinde düşünülür. Ama ortalama değil! Fayda çeşitleri ayrıca araştırılabilir. Tavsiye ederim.
Sosyal medyada sık rastlanır; bazı faydalı, felsefi öğretilerden korku ve tehditkar ifadelerle bahsedilir! Anlayamayanlar için de öğretiyi anlamak için tüm sosyal ve fiziki bilim dallarında uzmanlaşmak gerektiği ancak o zaman, o öğretinin anlaşılabileceği iddia edilir! Öğretiyi anlamak için ulaşılacak bilgi seviyesi zaten amaçlanan faydayı getiriyor. Ayrıca bu çaba sonucu oluşan bilgi seviyesini, illa bir şeye bağlamak gerekliliği fayda açısından değerlendirilebilir. Örnek; bir ilaç varmış, her derde deva! Bu ilacın etkili olabilmesi için tüm hastalıklardan kurtulmak gerekiyormuş. Yani iyileştikten sonra bu ilaçtan bir doz alıyorsun, iyileşmeni o ilaca bağlıyorsun. Veya bir öğretiye girdiğinde sağlayacağın fayda, kendi çabalarınla olacak ve sonuçta öğretiyi sahiplenen veya sahiplenenlere veya öğretiye, gelinen durum bağlanacak. Bir fıkra vardı; adam eczaneden pire ilacı alır. Evin her köşesine ilacı uygular ama bir fayda elde edemez. Yani pireler ölmez! Eczacıya gider ve ilaçtan fayda sağlayamadığını söyler! Eczacı ilacı nasıl kullandığını sorar ve kullanım şeklini izah eder! "Pireyi yakalayıp ağzına bu ilaçtan damlatacaksın, pire ölür!"
İnsan genelde "Kısa yol" seçer! Parktaki patikaları, uzun yol olarak düşündüğünde çimlerden kestirmeden geçer. Kısaca insan faydacıdır. Sosyal alanda faydasız şeylerin ardına düşmesi, öğreti kaynaklı olabilir. Hatta binlerce yıllık öğretilerin tesiriyle olabilir. kendi çabasını, fayda açısından kendi dışında bir etkiye bağlama alışkanlığı, genetik aktarımla bile aktarılabilir.
Son tahlilde; fayda sağlanamayan durumlar için "Pire- eczacı" fıkrasına benzer akıllar verildiğinde, kullanılan her ne ise onun faydasız olduğu anlaşılır. Ama yine de pireyi yakalayıp ağzına ilacı damlatmak pireyi öldürüyor ise eczacı haksız sayılmaz. Ormanda yaşayan minik mavi şirinleri görmek için iyi çocuk olmak gerekir. Kimse göremediyse bu şirinlerin görünmediğine değil kimsenin şirinleri görecek kadar iyi olmadığına işaret edebilir. Tercihe bağlı.
Saygılarımla,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.