- 651 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Müzeyyen Eser Kimdir?
YAZAR MÜZEYYEN ESER 15 Mart-1976 Isparta doğumlu marjinal ve farklı bakış açılarına sahip renkli bir yazar . Balık burcu o. Fazla duygusal yani. Bu hayatta aşk ve evlilikten çektiği kadar hiç bir şeyden çekmemiş. Ortalama bir hayatı, küçücük bir şehrin tek sokağında yaşamış olmasına rağmen ,kendine farklı uğraşılar bularak mutlu olmayı denemiş durmuş yıllar boyu. Bunun için de çok renkli bir kişilik bence.
Çocuk yaşta yaptığı yanlış evliliği çeyrek asır sürmüş.Bu evliliğinden olan dünya tatlısı bir kıza ve bir oğula sahip olmasını, büyük kariyer ve servet olarak değerlendiriyor. Kızından dünyaya gelen Alya Neva adlı torunu bile ruhunu yaşlandırmamış. Genç anneanne olmakta ,ona göre erken yaşta anne olmak kadar büyük bir şans. Ruhundaki çocuğu büyütmeyi de hiç düşünmüyormuş kendisi.
Ruhunu ve hislerini ifade etme şekli her ne kadar yazmak, okumak, ,saz ve söz olsa da, asıl amacının evlatlarına ve bozulduğuna inandığı dünyaya kalıcı izler bırakmak için ,kitaplar yazmak olduğunun çok farkında. Yaptığı hatalardan insanların ders almaları ve farkındalık oluşturmak için yazdığını sıklıkla dile getirmesinin sebebi de bu sanırım. Evlatlarına kitaplarını miras bırakmak istemesinin gayesi ise, yaşamı boyunca yokluk çekmesinden olsa gerek. Çünkü o diğer ebeveynler gibi maddesel bir servet bırakmayacak ardında. Belki de çocuklarını fazla sahiplenerken bunun kaygısını yaşıyor
Onun kalemi uç .Ve olması gerekenden sivri . Kendi ifadesiyle “o kalem, isteyene istediği yerden batsın diye otuz yıldır yazdığını” söylüyor. Bana sorarsanız da yanlış olan kim varsa onlara dokundurmuş eserlerinin ana temalarıyla.
Her ne kadar çılgın, farklı, sivri dilli hatta bazen küstah olsa da, onu yakından tanıyanlar çok iyi bilirler ki, o sevgi ,merhamet ve gereksiz şefkatiyle kendine bir yaşam kurmuş. Ona dair yanında yada uzağında kimler varsa onlarla mutlu olduğuna inanmış hep . Yaşadığı tüm sıkıntılara rağmen, yaşından genç görünmesini de buna bağlıyor.
Hayatta duygusallığı yüzünden çok şey kaybettiğine inanan YAZAR Eser, sevgi odaklı yaşamayı seçmiş. Bazen çok saf ve salak olduğunu bile iddia ediyor.
Zorlu hayatı içerisinde ona kötülük etmiş bir sürü insan için bile, duygu lügatında “nefret” hissini barındıran bir karaktere sahip değil.
Sevginin, çocuk yaşta koşulsuz ve şartsız olarak aileden alınmasının önemine hep vurgu yapan yazar, sevginin aşamayacağı zorluğun olmadığı inancında ısrarcı.
Sevgi kadar önemsediği bir başka konu da aile. İnsanların aile olabilmeleri onun için bir diğer önemli konu. Bunun için de evliliğinin bitmesinin ardından tekrar, çok güvendiği bu günkü eşiyle korkusuzca güven, hoşgörü ve kıymet merkezli ikinci yuvasını İstanbul’da kurma kararıyla yeniden evlenmiş.
İkinci eşi ona çok şey katmış. Küçük şehirde nakıs kalan yazar ,bu günkü eşi ile birlikte büyük şehirde kendisine farklı konularda vizyon katmaya devam ediyor. Kişilerin illegal yada günü birlik ilişkiler yaşamasına oldukça karşı. O her ne kadar aykırı bir karaktere sahip olmuş olsa da, doğru bildiği türk gelenek ve göreneklerine bağlı kalarak yaşamayı uygun bulup, hatta biraz daha ileriye gidip insalara evlilik ile ilgili dayatma cümleleri kullanmaktan da çekinmiyor.
Yanlış yaşamları kader olarak nitelendirse de, yanlış hayatlara saygı duymayacak kadar gelenekçi.
Yenilik anlayışı ile özendirme hayatların birbirine karışmış olduğu fikri de onu farklı kılmış. Günümüz insanını materyalist olmaktan çıkmaları ve daha hümanist olmaları konusunda yazarak hicv etmiş. Onu ne kadar çok seven ve takip eden varsa, özellikle kadın okurları acımasızca eleştiriyor.
Bunu çok önemsemeyen Eser, hemcinslerinin kıskançlık, özentilik ve gösterişi bir kenara bırakıp, kadınlık ve anaçlık duygularını harekete geçirmeleri ve kendilerinin erkek üzerindeki yaptırım güçlerinin farkına varmaları için ,her açıdan yazmaya hızla devam ediyor. Kadınların kendi güçlerinin farkında olmadıkları fikriyle uç konulara değinerek gündem oluşturma konusunda da oldukça başarılı bir kalem.
Son olarak değindiği konu “Erkeğe şiddete hayır”
Bunun amacının aslında kadınların bunu sadece kendilerine çevirmelerinden rahatsız olması. İnsanı cinsiyet olarak ayrıştırmaya karşı olan yazarın ,asıl vurgu yapmak istediği mesele “Yaradılan tüm canlılara ŞİDDETE hayır” demek. Şiddeti kim kime uygularsa uygulasın, şekli ve kuvveti hiç önemli olmaksızın çok iğrendirici bir şey fikrini son derece güzel savunuyor. Kadın yazar, hemcinslerini karşısına almak pahasına yine farklı bir konuya değinmiş.
Toplumsal olarak insanların birbirini kınayıp ,eleştirdiği günümüzde her konuya dokunan yazar, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyoloji Profesörü rahmetli Adem Efe tarafından da üniversitede yeni jenerasyon gençlere ders anlatma şerefine erişmiş olmanın mutluluğunu yaşıyor.
Yazarımız maddi olanaksızlıklardan dolayı tamamlanamamış ve birbirinden dikkat çeken beş eserini mecburiyetten elinde tutuyor. İşiyle ilgili tek amacının kitaplarını bir an önce toplumla ve okurlarıyla buluşturmak olduğunu ifade ediyor.
Sadece eleştirmenin yetmeyeceğini ,insanların yaşayışlarıyla çevreye güzel örnek olmaları gerektiğini söylemekten öteye geçmiş. Bu iddiasını da yaşam şeklinde kolaylıkla görebiliyoruz.
Kitaplarını insanlara ulaştırmak onun için paradan, kariyerden, ünden ve şöhretten daha önemli. Geçmişinden intikam almanın belki de tek yolu yazarak haykırmak. Uğradığı haksızlıkları insanlara ulaştırmasının ve kadının önemini vurgulamanın yegane yolunun bu olduğu fikrinde sabit. Kadının kendi potansiyelinin farkına varması uğruna bir sürü televizyon ekranında boy gösteren yazar ,”kadının tek bir ferdi değil toplumu doğurduğu” iddiasını hep sürdürecek anlaşılan. Kadın ,onun için dünyanın merkezi ve eğitilmesi önemli ve en değerli canlısı …
İlk eseri olan“ Evliliğim Evcilik” onun otobiyografisi niteliğinde. Aslında yirmi beş yıllık evliliğin bitiş nedeni olarak gösterilen fakat öyle olmayan interneti didiklemiş. Yıllar içerisinde saygısızlık yüzünden dejenere olmuş evliliğinin bitmiş olmasından hiçte şikâyetçi görünmüyor. Özbenliğin gelişmesinin boşandıktan sonra geliştiğinin altını çiziyor. İşte buradan hareketle “Sahte Dünyalara Yeniden Doğmak “ adlı eseri de yine gerçek insanlarla yaptığı röportajlarla ortaya çıkmış bir eser.
YAZAR çok güvendiği evliliğinin internet yüzünden bitmediğinin farkında. Çocuk yaşta yapılan yanlış seçiminin bedelini ağır ödemiş . Uzun yıllar sonra boşanmanın faydasını fark etmesi fazla zaman almamış. Sorunlu bir eşten ayrılmanın, kendisini yeniden keşfetmesinin ve gerçek Müzeyyen Eser’i bulmasının kendi dönüm noktası olduğunu söylüyor. “Eşler birbirini terapi etmeli, terapiye muhtaç etmemeli, aşk istenir bir duygu fakat aslolan saygı ,hürmet ve kıymet” diye de vurguluyor. Kendisini özgürlüğüne kavuştuktan sonra keşfeden YAZAR Eser, bu miladi gelişiminin ardından üçüncü kitabı olan “Kırmızı Dul “isimli kitabını yazmış. Bu kitabı yazma sebebi ise toplumun dul insanlara bakış açısından mustarip oluşu ile ortaya çıkmış . Kadın erkek fark etmeksizin kişilerin dul kalınca neler çektiğini muzip bir dille anlatmış.
Sürekli üreten YAZAR gözlemlediği günümüz çirkin aşklarını topa tutarak, ismine küfür ederek renk kattığı eseri olan “ Aşkınıs....keyim” kitabını tüm aşk kitaplarının tersine yazmış. İlginç bir eser buda, çılgın yazarımız farklı açılardan aşkı irdelemiş.
Son olarak yayınlamayı başardığı eseri ise bir gay ın gerçek hayat hikayesini anlatıyor. “ Beni Sevin Nolur “adlı eseri internet sitelerinde bulabilirsiniz.
Basılan bu eser de yine aile içerisindeki çocuğa verilen yanlış eğitimi, islamın aile eğitimine verdiği önemi, ailelerin çocuk yetiştirirken yaptıkları hataların, nelere sebebiyet verdiği konusunda dikkatleri çeken bir eser. Evlât ayrımı yapmanın, kadına değer vermeyen sözde aile reisi olan Kemal’ i ve kendini silikleştiren, İslamiyet’i yaşarken yanlış evlat yetiştiren Elif ananın dramı hayli farklı konusuyla okuruyla buluşmuş bir kitap.
YAZAR Müzeyyen Eser’in kendisine bu kadar güvenmesinin sebebi farklı konuları yazmasının yanısıra, aşk uğruna yarıda bıraktığı okul hayatındaki eksikliği kapatıp, kendini sürekli okuyarak fazlasıyla eğitmesi ve otuz yılı aşkın zaman zarfında genellikle her gün günlük yazması bana kalırsa. Kelime dağarcığı bir hayli gelişmiş. Hâlâ daha kendisini eğitmek için düzenli olarak okuduğunu söyleyen bu marjinal yazar kağıdın, kalemin ve kitapların gücüne inanıyor.
İnsanların kendilerini okuyarak sevgiyle harmanlaması ve yaşantılarıyla karakterlerini demlemeleri gerektiğini tavsiye ediyor. Okumanın ona çok şey kattığını belirten Sayın YAZAR Müzeyyen Eser, okumanızı rica ediyor. Bulduğu herşeyi okuyarak gelişmiş olmak ,ayrıcalık değil kişilerin seçimi fikrinde. Her yazarı okumak farklı dünyaları keşfetmektir ve o dünya insani olumlu yönde başkalaştırır diye de cümlelerine son veriyor.
Ayrıca hepinize sevgi ,saygı ve hürmetlerini iletmemi de benden özellikle rica etti.
İnstagram Adresi eser.muzeyyen
Facebook Adresi Müzeyyen Eser Altaç
Youtube Adresi Müzeyyen Eser
Twitter Adresi Müzeyyen Eser
Bence takipte kalın. Dünya için zorlu geçen şu son günlerde ben kendi adıma onunla güzel vakit geçiriyorum.
Dinlediğiniz İçin Çok Teşekkür Ederim.
Sevgilerrrrrr.
Muzocaaaaa sevgiyle kalın Hoşçakalın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.