- 406 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Sevgili Yüreğim
Ey yüreğim, vakit hüzne ram olma vakti değil. Rüzgârlar çatırdatıyorken seni, fırtınalara nasıl dayanacaksın. Bir kuş kalbi taşırken, zalimin zulmüne karşı nasıl duracaksın. Zihninin koridorlarında boş volta atmayı bırak. Boş işlerlerle meşguliyetin vakti değil.
İlk Kıblegâh Kudüs’te Müslüman gözyaşı döküyor ve bunu duymuyorsun. Altı aylık Filistinli Leyla bebeğin kanı toprağa karışıyor. Sevgili kendim sen hala diyorsun ki İsrail’in deterjanı daha beyaz yıkıyor. Yıkanan çamaşırda Leyla bebeğin kanı var göremiyorsun. Doğu Türkistan’da Müslüman Uygur kardeşlerin aynı evde zorla Çine peşkeş çekilirken, ibadet etme imkânını bırak, insanca yaşama hakkı elinden alınırken sen televizyonun narkozu altında onunla aynı cennete talip oluyorsun. Sen nefesin daralmasını, tutsaklık hissini içinde bir yerlerde hissederken Uygurlu ve Kudüs’te ki çocuklar bunu yaşıyor unutma yüreğim. Arakanda Müslüman kardeşlerin ateşlerin ortasında canlı canlı yakılıyor sen iç yangınından bahsediyorsun. Yapma yüreğim sen Müslümanlığı sadece namaz ve oruç tutmakla tamam sanıyorsun. Başkasının acısını kendi içinde duyamıyorsun. Çetin imtihanlardan geçmedin tabi iki laf ağırlığını kaldıramayıp sabahı zor ediyorsun. Olmayacaksa sabahlar, kaçıracaksa uykunu Müslüman kardeşlerini düşün bu dert kaçırsın yüreğim.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.