- 860 Okunma
- 2 Yorum
- 5 Beğeni
ÖTEKİ'Yİ TANIMAK
Öteki’nin tarihi, insanlığın tarihiyle başlar.
İnsanın kendini tanıma süreci aynı zamanda ötekiyi tanıma sürecidir.
Kimdir öteki?
Öteki’nin kim olduğuna ilişkin bir çok yorum yapılmıştır. Felsefeden psikolojiye edebiyattan siyaset bilimine kadar birçok çalışma ötekinin kurgulanışı ve anlamı üstüne odaklanmıştır.
En somut şekilde biz olmayanın kişileştirilmesi olan öteki birçok nitelendirmeyi de bünyesinde barındırır.
Öteki’yi anlamak mümkün mü?
Dünya siyası ve savaş tarihinde baktığımızda bu soruya olumlu cevap vermek mümkün görünmüyor.
Çünkü savaşın tarihinde ne yazık ki insanlığın tarihiyle yaşıt. Bütün eski dinler, inanışlar, öğretiler insanı anlamayı, insanlığı yüceltmeyi merkeze alırken, nasıl oldu da insanlık tarihi savaşlar, katliamlar, soykırımlar tarihi oldu?
Sanırım insanlık ötekiden önce henüz kendini anlayamadı, tanıyamadı.
Coğrafyalar, etnik kimlikler, diller, zenginlikten ziyade ötekileştirmeye mazeret olan etmenler olarak kabul gördü toplumca.
Mazeret diyorum çünkü insanoğlu ne doğduğu coğrafyayı ne ırkını ve ne de dilini seçme özgürlüğüne sahip. Çoğu zaman dinini bile, kaçımız müslüman bir coğrafyada değil de başka dine ait bir toplumda doğsaydık bugünkü inancımıza sahip olurduk?
Peki, insanın elinde olmayan özeliklerinden dolayı onu kınamak, yok saymak hatta yok etmek nasıl izah edilebilir?
Anlamak, yakınlaşmaktır. Anladığımız kadar yakın anlamadığımız kadar uzağızdır her şeye. Sanırım ötekiyle en büyük sorunumuz onu anlamamaktan geçiyor. Veya anlamak istemememizden.
13 Aralık 2020
Hüseyin Taşdemir
YORUMLAR
''İnsan insanın kurdu.'' derler keşke insan insanın yurdu olabilseydi... Dediğiniz gibi kimse dünyaya gelirken ırkını, dinini, anne ve babasını seçemiyor, bırakalım herkes inandığı gibi yaşasın...