2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
693
Okunma
Körsen yanan sokak lambasından şule düşerdi dalgalanan aklıma
İlki ve sonu idi nazarım zülüfleri dağılmış komşu kızına
Birden, ılık iken kaynara geçen zehri aktı
Keder çökmüş yüreğimde meşale yaktı
Bedenimi sardı ateşi, /zamanla eksilen/ tortu bıraktı
Ne gitmeler oluştu
O şimşek çakmasında belirsiz,
Hazin hikayelerin med cezirleri doluştu
Ağlak ve sessiz gözlerim fersiz
Gençlik başa bela oldu anlamıştım
dağlar bulanık baktı şahikasından
Kaderimin değiştiğini sanmıştım
bakarken endamı ile arkasından
Salmış zülfü yari,
Salınırken kuğu misali kavurdu derimi,
İçerimi kapladı
Kaynar kazanlara saldı bedenimi
Kimdi bu kanatlı /Allahım/ tanımadım!
Ürperdim, dört mevsimi yaşadım.
Kafamdaki sesler, sanki mezarımı kazdı
Kıştı, baharım hazandı, o an kaderi yazdı
Göğsümdeki ağrı ne?
Perde indi gözlerime,
Belki ince hastalık belki bir sızı.
Bildi, şimdi olmayan komşumun kızı.
Önüme serilen hayatın kendisiydi,
Belki de ömrümün efendisiydi!
Adımları gitmez mi insanın?
Basmıyordu yere ayaklarım!
Uçuran sanki görünmez kanatlarım
Niye bastığım toprak olsun ki canlarım!
Artık aşk zamanı gelmiştir ürperince insan
"Tanrı(!) misafiri" olarak dünyada bir can.
Daha girmez gönlünden içeri
Ne kışı ne yazı ne de kederi
Niceleri geçti lakin gönül geçmedi
Yaşandı bitti, artık anılarda kaldı
Hazan olmadı, mevsimi bahardı
Ve bıraktığı eserin adı yüreğimde kaldı
...