- 353 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ACILAR
M. Sabri Haberveren
1977–1978 yılları idi. Vatanını milletini seven insanlar öldürülüyordu. Kucağımda son nefesini veren birçok arkadaşımın akıtılan kanlarının ılıklığını, kokusunu hala unutamadım. Mahmut Bedir, Fehmi Kasanoğlu, M.Yaşar Mağat, Kemal Bayık, Ahmet Çelik, Mehmet Alpay, Mehmet Akyüz şehit edilen arkadaşlarımdan bazıları…
Bir bayram günü Maocuların yuvalandığı bir terör yuvasına, Müslüman geçinen bir lise arkadaşımın ve arkasındaki avenesinin gittiğini görünce, hayret etmiş, sormuştum:
—İbrahim Halil nereye?
—Arkadaşların bayramını kutlayacağız
—Sizler; Müslüman’ım diyorsunuz. Ama dinle uzaktan, yakından alakası olmayan Maocu, komünist denilen kişilere bayram tebrikine gidiyorsunuz. Bu ne nane, bu ne turşu?
—Bizler ümmetçiyiz. Bunlarda enternasyonalist. Bu asgari müşterek noktada birleştiğimiz için bunların bayramını kutlamaya gidiyoruz.
—Yapmayın ya, bence siz öldürülme korkusundan bayramlaşmaya gidiyorsunuz! Eğer sende utanma varsa bir daha bana selam vermezsin.”
Dedim. O zamandan bu yana o “Çukur” lakaplı alçak kişiyle konuşmadım.
Bu şekilde düşünenler ümmetçi olmakla millet olmayı kabullenemiyorlar. Milleti olmayanın vatanı, vatanı olmayanın bayrağı olmaz. Bu yüzden vatandan, milletten ve bayraktan söz edenler olursa o kişileri tenkit etmek için 4 koldan saldırıyorlar.
Bu yönde düşünce yapısına sahip olan tipler için Maocusu, Komünisti, Kürtçüsü, Ermeni’si, Arap’ı fark etmez. Senelerce Osmanlı İmparatorluğunun himayesine yaşayıp palazlanan Araplar, Yemen’de, Arabistan’da Mısır’da Suriye’de İngilizlerle, Fransızlarla birleşip kendilerini koruyan, Osmanlı askerlerini katlettiler. Kocaman Osmanlı Ordusundan bugünkü Türkiye sınırlarına ancak birkaç yüz askerimiz döndü, dönmedi. Son dönemde bile, Suudi Arabistan’a İngilizler vasıtası ile sahip olan Suud ailesi Mekke’yi korumak için Osmanlılar tarafından yapılan Ecyad kalesini, Osmanlıların, Türklerin izlerini yok etmek için yıkıp otel inşaatı başlatmadılar mı?
Bu malum tipler de neredeyse 16.yüzyılda. Papazların Cennet’in anahtarını sattıkları gibi, bir insanın dindar olup olmadığı yönünde belge verecekler… Yatak odasında yaptıklarını anlatmayan adam, inancının dininin reklâmını yapmaz, yapamaz. Ama bunlar, birileri görsün, kendilerine aferin desin diye Müslüman’ım diyorlar. Birinin dinini imanını sorgulamak kimin haddinedir? Sorgulamak için kendilerini kim tayin etmiştir? Dinde kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur. Kimsenin kimseyi sorgulamaya hakkı da yoktur. İnsanlar günahkâr olabilir. Ama bunun hesabını Ahiret’te kendisini yaratana verir. Birkaç insan müsveddesine değil…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.