19
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
1111
Okunma
...
Bir varmış, bir yokmuş. Bir gün bir çocuk, babasının cebinden aşırdığı bir kaç kuruş bozuk parayla, bakkaldan aldığı renkli şekerleri büyük bir iştahla yerken babasına yakalanmış. Babası kaşlarını çatarak öfkeyle sormuş:
-Nereden aldın bu şekerleri?
-Şeyy!
-Doğru söylersen söz kızmayacağım.
-Şeyy! Babacığım özür dilerim. Cebinden aldım.
-İyi de oğlum isteseydin ben sana verirdim zaten. Neden böyle bir şey yaptın?
-Bir daha yapmam!
Baba önde oğlu arkada eve doğru yürümüşler. Eve geldiklerinde baba oğlunu karşısına oturtmuş.
-Bak oğlum. Ben sana bugün bir anımı anlatacağım. Beni iyi dinle tamam mı?
Çocuk biraz merak biraz korkuyla babasını dinliyormuş. Başını olur dercesine hafifçe öne eğmiş. Babasını hiç böyle görmemişmiş. Çok üzgün görünüyormuş.
Başlamış anlatmaya:
-Biliyor musun? Benim babam bana bir kez vurdu. Yedi yaşlarındaydım. Hem de öyle bir vurdu ki iki gün parmaklarının izi çıkmadı yüzümden.
-Sen de mi hırsızlık yapmıştın?
-Hayır ben küfretmiştim.
Şaşkın şaşkın baktı küçük çocuk babasının yüzüne.
-Ama babacığım sen hiç küfretmezsin ki!
Adam sevgiyle okşadı oğlunun başını.
-Benim babam çok küfrederdi. En çok da anneme. Annem korkusundan hiç karşı gelemezdi babama. Bir gün ebem, annem ve babamla oturuyorduk evimizin bahçesinde. Ebem babamın annesiydi. O zamanlar ebe derdik babannemize.
Ebem bana şaka yapmak istedi. Yavaşça bastonuyla dokundu ayağıma. Vurmuş gibi yaptı. Ben de ebeme küfrettim. Babam bunu duyunca suratıma kocaman eliyle öyle bir vurdu ki gözlerimden yaş geldi. Ebem de yerinden bile kalkmadan , bastonunu babamın sırtına bütün gücüyle indiriverdi. Bir kez daha, bir kez daha...
Ben ebemin arkasına saklandım ağlıyorum. Annem de ağlayarak bana bakıyor. Babam bağırmaya başladı.
-Ana ne ediyon! Bana neye vuruyon şimdi?
-Nolmuş küfrettiyse, neye vurdun çocuğun suratına koca elinle!..
-Sana ne dedi duymadın mı ana! Benim anama küfredemez hiç kimse!
-Eşek sıpası sen de onun anasına küfrediyon! Hem de her gün!..Senin anan ana da onun anası ahırda dana mı?
Ebem böyle söyleyince babam şaştı kaldı. Yüzü önce kızardı, sonra morardı. Homurdanarak çıktı gitti. Bahçede biz kalakaldık. Ebem, annem ve ben...
O günden sonra babam yine küfretmeye devam etti. Ama anneme hiç küfretmedi.
Ebemle ona bi oyun oynamıştık. Ama olan bana olmuştu. O günü hatırladıkça hâla yüzüm alev alev yanar. Canım çok yanmıştı çok!
-Babamdan yediğim ilk ve son tokat oydu. Ama hiç pişman olmadım yaptığım oyundan. Kimse benim anacığıma küfredemezdi. Degil bir tokat, yüz tokat da olsa anacığım için değerdi.
Adam o günlere dalıp gitmişti. Gözleri dolu dolu baktı kendisini pür dikkat dinleyen oğluna.
-Bak oğlum ben sana iyi bir baba olmak için elimden geleni yapıyorum. Ve sana güzel bir örnek olup; kendi yaşantımla, huyumla suyumla yol göstermek istiyorum.
Ben hırsızlık yapsam derim ki çocuk benden öğrendi. Ama ben hiç kimsenin malına göz dikmem. Benim olmayan hiç bir şeyi almam. Yani diyorum ki baba oğul böyle kötü şeylerden uzak duralım. İyi bir insan olalım. Beni anlıyorsun değil mi?
Babasının anlattıklarından çok etkilenen çocuk yerinden kalkıp babasına sarılmış. Adam da çocuğunun yanaklarından sevgiyle öpmüş...
Masalımız da burada sona ermiş. Gökten üç elma düşmemiş, o tamamen uydurmadır. Kıssadan hisse diyelim ve noktayı koyalım.
...