YOLCU
Su Üstüne Yazı Yazmak/Muhyiddin Şekur’(sufî kitap)
Bu kitap üzerine bir yazı yazmalı mıyım diye sordum kendime... Sonra dedim ki neden olmasın belki bir gün ihtiyaç duyarsın....
Nefsini terbiye etmek isteyenlere biçilmiş kaftan.
Bir hidayet öyküsü...
"Arayan bulur" sözünün uygulayıcısı burada diyebilirim.Gercek aşkı bulmak için yolculuğa çıkanların gönül yoldaşı olabilecek bir kitap. ’Dünyasını zenginleştirirken ahiretini fakirleştirenlerin ruhunun çırpınışlarina bir yolcu kimliğiyle ayna tutuyor. ABD ’ de öğretim görevlisi psikolog Muhyiddin Şekur’ un tasavvufa giriş öyküsü.
Şeyh Attar ile karşılaşmasından önceki arabasının yolda kalışı ile başlayan satırlar Şeyhin günlük hayattan dersleriyle devam ediyor. Hiç kendi verdiği akademik derslere benzemiyor bu dersler. Basit gündelik hayattan gözüküyor, ama büyük farkındalıklar içeriyor.
Araba dersi var mesela... Çiçek dersi, lavabo boruları dersi, akvaryum dersi , kar makinesi dersi....
Hayatımıza inceliklerle takdir edilmiş her olay ardında bir sır perdesi olduğunu göstermek gayreti içinde bir yolculukta buluyorsunuz kendinizi.
Arabayı tamir için tamirciye, belki gömmek, parçalamak yeniden bambaşka bir şeye dönüştürmek için hurdacıya ihtiyaç nasıl var ise insanın ruhunun temizlenmesi arınması için de bazı şeylere ihtiyaç vardır deniliyor. En çok üzerinde durulan ise aşka giden yolda önce benliğinden sıyrılmak, kişiyi nefsine köleleştiren her türlü dunyaliktan uzak durmak gerekligi vurgulanıyor. Ayetlerle destek, Hallac-ı Mansur dizeleri, Şeyhin deyişleri ve yolcunun farkındalıkları Sufî kitaptan Sufî meclislere yolu düşenlerin aradığı cinsten. Satır aralarında
"Seccadenin üstüne arabanı serme" derken de, "arabanla aran nasıl" derken de bir an durdum "bana mı söylüyorsun" diyecek oldum.... Şüphesiz günümüz Müslümanlarının hepsi muhatapdır bu sorulara. Arabası olan da olmayan da. .itiraf etmeliyim ki o seccadenin serilmesinden ilk beş dakika geçmeden en azından benim "bugün ne yemek yapsam " diye geçiyor aklımdan. Vicdan muhasebesi yaptırdı bende...Yine de kendimi tam vererek okuduğumu söyleyemem.. yorucu böyle kitapları okumak ... söylesem dilim varmaz, söylemesem duramam.. böyle kitapları okuduğun vakit bile önemlidir kendini hesaba çekmek, ben kimim, nerden geldim, nereye gidiyorum sorularının hakkıyla tefekkür aleminde uçusması insanı sıradan vaktin sıradan insanları ile olmuyor maalesef... Bir Ramazan ayı şuuru gerek sanırım desem bu sefer de ’sen ramazan müslümanı misin ki " diyor beynime çakıyor ... Sanırım Yaradan’ın huzurunda daha saygılı olmaya çalışma yönünde...hem herkese hem merkeze ... Kalbimizin merkezine ne koyduğumuzu sorgulatan bir kitap. Simyacı’ yı anımsattı bana.
Şeyhine duyduğu muhabbeti, şeyhiyle olan muhabbette pekiştiren bir yolcuya eşlik etmek isteyen buyursun...
Kitabı okurken Rabia Brodbek kitapları okuyor gibi oluyorsunuz... Senai Demirci ve Feridun Attar da aklınızdan geçiyor. Ama bendeniz yine bir şiir iliştiriyorum notlarıma... İstiyorum ki her kitabın bende kalan bir yanı olsun...
GEREK
Ölmek demek;
Beden arabasının direksiyonunu
Allah’ a bırakmak demek.
Araban yolda kaldıysa eğer,
Kaza yapıp ölmeden evvel
Motora tamir gerek
Bedenin motoru kalptir
Onu hem şükürle hem zikirle
Yıkamak gerek.
Uzun ve çetin yolun hakkını verebilmek için
Arabaya bakım gerek
Bakıma usta gerek, ustalar gerek
Belki bu ustaların
Yollarına dağılması gerek.
Onlarla el ele vererek
yollara çıkmak gerek.
Yolda kalsan da dert değil
Bu uğurda her şeyiyle ölmek gerek.
Varacağın yere
Alnı ak gitmek gerek
İçindeki tüm putlarını devirerek.
Beden arabasına tamir haktır
Azığı olmayanın
Aç kalması mutlaktır.
Gerçek aşk yalnızca Hak’ tır.
Demek gerek.
Demek de yetmez, yaşamak gerek.
Ülkü Kara
08.12.2020
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.