- 541 Okunma
- 3 Yorum
- 3 Beğeni
Hayırseverliğin Emperyalizmi
Dün şöyle bir olay oluyor.
Bir kişi Türkiye ’de ve dünyada tanınan büyük bir yardım derneğinin bir şehirdeki şubesine geliyor.
"Merhaba. Mersin’ liyim. İş aramaya geldim ama işler kırık. Ben sizden para istemiyorum. Sadece açım. Yemek yedirir misiniz? Yardım derneği tabelasını görünce geldim.".
Adamı oturtuyorlar. 4 - 5 çeşit yemek, tatlı ikram ediyorlar. Başka bir ihtiyacın var mı diye soruyorlar. Bir ihtiyacın olursa yine gel. Kaldığın yerin adresini ver, sana gıda kolisi gönderelim....Şunu da cebine koy. Aaa kırılırız valla...."
Şaka şaka. Böyle demiyorlar Tatbikî.
👉Bizde kaydın yok diyorlar.
👉Adresin ikametin burada değil diyorlar.
👉Bu şekilde yemek ısmarlama gibi bir yardımımız yok diyorlar.
👉Prosedür diyorlar.
👉Kurallar diyorlar.
Adam dernekten çıkıyor . Hali dikkatini çekiyor; onunla karşılaşan dostumuzun.
Dostumuz, ben de para yok ama arkada güzel bir pideci var. Oraya git. İstediğini ye. Adımı söyle diyor.
Gidiyor bu adam. 20 TL lik pide ve bir bardak çay... Pideci de durumu anlıyor. Hiç soru sormuyor. Adam karnını doyurup gidiyor.
O dernek de kendi açısından bakınca, kapısına her gelene yemek verse zamanla kapısını açamaz hale gelir. Çalışma alanları da belli diye düşünülebilir. Öyledir de...
Lakin
Arkadaşımın cebinde o an için para yok. Ama bir selamı var. O selamın esnafta karşılığı var. Bir öğle yemeği bile yediremeyecek kadar uluslararası yardım derneği oluyorlar ; ama bünyelerinde çalışanların maaşları düşük, gönüllülük esaslı sömürü, sigortalar yatmıyor.
Bu derneklerin başını tutan yöneticiler ise yoğun, ulaşılmaz, kasıntı, sürekli bir öğle namazı kaçıyor ; ben bir abdest alayım hali.
Sürekli bir 👇
ooo üstad nerelerdesin.
Ooo hacım naptın bizim işi ya
Ooo hafız nasılsın
Ooo mücahit hiç aramıyorsun ya
Ooo müdür hiç karşılaşamıyoruz ya
Ooo başkanım
Ooo maşallah
Ooo elhamdülillah
Ooo subhanallah jargonunu çiklet edinmiş...
çocukları, karıları konforlu alanlarında Allah ’a çok şükür ki babamız başımızda diye para var huzur var modunda tevekkeltü Allah ikliminde takılıyorlar.
Bu yardım derneklerinin çalışanlarının çoğunun kalbi kırık, çoğu iyi niyeti sömürülen emekçiler.
Çoğu itiraz ederlerse dairenin dışında kalmaktan korkan insanlar.
Çoğu İslam, cihat, ümmet, ahiret, din, Allah, kitap söylemleri ile sömürülen insanlar.
Aranızda örgütlü olun dendiği zaman eyvah solculaşacak mıyız diye korkan insanlar.
Çoğu
Ya sana anlattıklarım aramızda kalsın ; şimdi yine iyi kötü burada çalışıyoruz.
Burası da olmasa yarına ne yiyeceğiz diyen insanlar.
Yayınevleri, dernekler, vakıflar, özel okullar hep böyle...
Bu insanların omuzlarında tabelaları yükselen derneklerin uzak coğrafyalar için edindikleri dert, hayırseverlik ise kurum içindeki insanları susturan en büyük sus payı.
Biz bunların yaptıklarına
👉Kapitalizmin arkasını toplamak diyoruz
Biz bunların yaptıklarına
👉Hayırseverliğin Emperyalizmi diyoruz.
Biz bunların yaptıklarına
👉dikey - yardımseverlik diyoruz.
Dikey yardımseverlikler yerine yatay dayanışma gayretlerinin ikame edilmesini öneriyoruz.
Bu yardım derneklerinin başını tutan Abdestli ekabir takımı
Neoliberal politikalar ile barışık,
Abdestli kapitalizm ile sorunsuz,
Yoksul-seviciliği yapan ama yoksulluğu oluşturan sebeplerden de beslenen...
Mazlum seçici,
çığlıkta ahenk arayan, akide arayan, ibadet arayan;
sınıf çelişkisine kafa yormayan,
emeğin taşeronlaşması ile derdi olmayan, iman ettiği partisinin il ve ilçe kollarındaki üyeliği üzerinden var olan,
sürekli araya birilerini sokan,
sürekli elhamdülillah çekip duran tiplerden oluşmakta.
Bunlarla es kazara bir ortamda karşılaşıp tokalaşırsanız mutlaka yeniden abdest alın.
Mümkünse elbiselerinizi değiştirin. Bunlarla aynı masada yemek dahi yemeyin.
Bunların oturduğu sitelere gitmeyin, arabalarına binmeyin. Çünkü bu ekabir takımı tuğyanı alttan yukarı doğru örgütleyen ara elemanlardır. Bunların gözüne şirin gözükmek için karakterinizden ödün vermeyin.
Bu kurumlarda şartları emekten yana düzenlemek için örgütlü olun. Bırakın aykırı desinler, anarşist desinler, komünist desinler.
Bunlarla dünyada ve ahirette kardeş olmadığınızı unutmayın.
Kardeş olanlar aynı dernekten vakıftan çıkınca biri güvenlikli sitesine passat’ı ile gidiyor ; öteki yarınki kirayı düşünüyor ise orada kardeşlik yoktur.
Yöneticiler ile kurumlarda çalışanlar kardeş olsaydı ; pandemi döneminde işçisini işten çıkarmış olarak gösterip, maaşın yüzde bilmem ne kadarını ödeyip, kalanını devlete ödetip...
Ama karısını çocuğunu orada burada tatile göndermezlerdi.
Velhasıl ;
Açım diyen bir Mersin ’li işsizi, üzerinde para olmamasına rağmen, kendi hesabına borçlanarak karnını doyuran ve bunu yüreğine dert eden yoldaşım... Allah senden razı olsun. Borçlandığın esnafa selam söyle ; her hafta cuma günü, kimin doymasına vesile oldu isen o borcu beraber ödeyelim; inşallah
Lealle...
YORUMLAR
Bu kadar görüntüyü nasıl edin dostum?? He valla doğru..
gazetede manşet.
................? şehir? gençlik kolları yardım kolisi topladı vb
............. derneği şube başkanı şehir meydanında yaptığı konuşmasında vb
............ şubesi yaptığı açıklamada kurban etlerinin dağıtımının....vb
...... vakfının yapmış olduğu sosyal denge aratırmasında çıkan sonuç... vb
.... il başkanı yardım derneğine ğye olarak.... papel bağışta bulundu... vb
.... belediye hayır çarşısına teslim edilen mal ve malzemenin dağıtımından sorumlu vb..
..... kıtasındaki su kuyusu açmaya giden gönülülüler... vb
.... diyanet sadak ve fitre limitlerini açıkladı...vb
.....
bunlar çözüm değilmiş...
güzel bir eleştiri yazısıydı... tebrik ederim..
eksik olmayın..