- 488 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
MOTİVASYON
MOTİVASYON
Kelime anlamı isteklendirme, yapmak için teşvik etme, özendirme.
Çok uzun yıllar evvel, Netaş ın genel müdürünün Kanadalı olduğu zamanlardamıydı, yoksa gn müdür yardımcısı veya Kanadalı bir direktör müydü hatırlamıyorum bir kanadalı yönetici adına İngilizce bir Memo yazmıştım. Yayınlamadan evvel adama gösterdiğimde adam GREAT deyip teşekkür edince o kadar şaşırmıştım ki. Halbuki onun altında çalışan Türk yöneticiler bırakın teşekkür etmeyi hadi işinin başına der gibi davranırlardı.
(Yıllar sonra direktörümüz B.Ö adına aylarca hatta belki birkaç yıl onun haftalık ve aylık İngilizce raporlarını yazdım. Bana bir gün great dememiş bir gün teşekkür etmemiştir.)
Birine tek bir memo yazıyorum adam great diyor teşekkür edip gülümsüyor, diğerinin kendi yapması gereken en önemli işini ben yapıyorum teşekkür bile etmiyor.
İki farklı kültür iki farklı motivasyon şekli.
Biri sizi ödül ile, sizin özgüveninizi güçlendirerek, size güç vererek, enerji vererek motive ediyor
Diğeri, kendi gücünü, pozisyonunu bir kamçı olarak kullanıyor ve üzerinizde şaklatıyor. Bak doğru yapmazsan olacakları biliyorsun demek istiyor ve tüm enerjinizi alarak, şevkinizi kırarak motive ediyor.
Tabii olarak yapılan işin kalitesi de motivasyonun şekline göre oluşuyor.
Toplumların gelişmişlikleri arasındaki farklar ile bu motivasyon kavramına bakış açıları arasındaki farkların direk olarak orantılı olduğunu düşünüyorum.
Buraya kadar yazdıklarımı neden yazdığımı soracak olursanız, Cumhuriyetin kuruluş yıllarında o günün yöneticilerinin kısaca Atatürk ün çevresindekileri, yol arkadaşlarını ve ulusunu nasıl motive ettiğini, Atatürk ün nasıl bir motivasyon ustası bir lider olduğunu anlatabilmek için yazdım.
Atatürk adeta bir motivasyon büyücüsü gibidir.
Buyrun onun gençleri ve ulusunu motive etmek üzere söylediği sözlerden bir demet :
"Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz."
"Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçin."
"Bir millet eğitim ordusuna sahip olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak eğitim ordusuyla mümkündür."
"Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız."
"Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve çöküş vardır. Her ilerleyişin ve kurtuluşun anası hürriyettir."
“Millî hedef belli olmuştur. Ona ulaşacak yolları bulmak zor değildir. Önemli olan, çetin olan o yollar üzerinde çalışmaktır. Denebilir ki hiçbir şeye muhtaç değiliz. Yalnız tek bir şeye çok ihtiyacımız vardır: Çalışkan olmak. Toplumsal hastalıklarımızı incelersek temel olarak bundan başka, bundan önemli bir hastalık keşfedemeyiz; hastalık budur. O halde ilk işimiz bu hastalığı esaslı bir şekilde tedavi etmektir. Milleti çalışkan yapmaktır. Servet ve onun doğal sonucu olan refah ve mutluluk, yalnız ve ancak çalışkanların hakkıdır”
"Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan, biçim ve kılıkta başarıdan çok, ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip donanmaktır. Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacak, aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak şekilde ışıkla, bilgi ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım."
“Bütün ilerlemeler, insan fikrinin eseridir. Fikri harekete getirmek, birinci işimiz olmalıdır. Bir kere millet benliğine hakim olsun ve düşünebilsin, yeter! Başlangıçta hatalı düşünse de, az zaman sonra bu hatayı düzeltebilir. Fikir bir kere faaliyete başladı mı, her şey yavaş yavaş düzene girer ve düzelir. Fikrin serbest hareketi ise, ancak bireyin düşündüğünü serbest olarak söylemek, yazmak ve verdiği karara göre her türlü girişimde bulunmak serbestisine sahip olmakla mümkündür.”
“Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez.”
"İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu "ben" kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!"
“Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur”
(Bu sözü ırkçı milliyetçi bir söyleme imza atmak için söylemedi o sözü, asırlardır horlanan, hiç bir hakkı,hukuku olmayan, padişahın kullarını yeni bir ulus yaratmak, emperyalizm ile savaşmak üzere motive etmek için söyledi. )
“Geldikleri gibi giderler”
* * *
Yüz yıllarca onuru kırılmış kul dan şahlanan bir ulusu yaratan, insanları bile bile ölmeye gönderen bu motivasyondur. Öğrenciler bu motivasyonla yurt dışına kıvılcım olarak gitmiş ateş olup dönmüşlerdir. 1923-1938 arasında adeta bir şahlanma, bir aydınlanma yaşanmışsa bu motivasyon sayesindedir.
* * *
O günden bu güne maalesef halkına inanan Bir lider gelmedi, doğal olarak, İnsnmayan bir insanın bir halkı motive etmesi mümkün değildi ve yaşadığımız bu süreç aslında bir motivasyon eksikliği süreciydi.
Herkese İyi motivasyonlar diliyorum
H.Ö
YORUMLAR
o ışığa arkalarını dönüp
ve ne yazık Ata yerine, düşünceleri yerine
en kolay olanı, dini seçip
ve düzeni eğitimi, sağlığı, ve aklınıza ne gelirse yok edip,
tarikat, cemaat'lı yapılar la geldiğimiz yer burası,
insanın aklına yatırım yapmadan gelinecek malum nokta...
ama sayın yazar,
bulutlar dağılıyor dedim en çok da bu yıl ben,
sokakta, fırında, çocukta nice Mustafa Kemal vardı...
eyvallah.