- 471 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
GELMEYEN OTOBÜS
GELMEYEN OTOBÜS
NOT : Belediye ötobüsüne ilk bindiğim 9 yaşındaydım, yıl 1963 , yazı o yılları dile getirir.
...beş kişilik bir ailenin bir gecekonduda evi olan aile çocuğu olarak geçirdiğim yılları her zaman hatırlarım, beştepe mahallesinde o yıllarda yaşayan insanlarının çilesidir bir türlü gelmez olan otobüsü beklemek , mahallenin içinden geçen otobüsü durağa geldiğimde az sonra bindiğimi hatırlamıyorum, Asım bakkalın önüydü otobüs durağı , gerek hafta sonları gerekse hafta arası Ulus veya Kızılay’a gitmek için beklerdik , bir türlü gelmez olurdu otobüs , bakardık uzaktan o kırmızı rengi ile Orman Müdürlüğüne doğru uzanan yola , ve beklemekten canımız çıkardı ,öyle canımız yanardı ki, artık kimimiz bel ağrılarına , kimimiz bakkal Asım abinin dükkanına sinirli sinirli girip çıkma nöbetlerine tutulurduk, bakkal Asım abi’yi şimdi hatırlamaya çalışıyorum da ne sabırlı geniş görüşlü ve herkese aynı renkte ve tonda ve frekansta yakın olur hiç kızmazdı , aslında durağın kalabalığı ona ticari bir canlılık ta verirdi , bağırtı çağırtısını hiç bilmem ,ama az ileride köşede Haşim bakkal abinin sevimli babacan hoş sohbet yüzü kadar arada bir kükremesi olurdu, konuşmalarını anlamak için iyi takip etmek dikkat kesilmek gerekirdi tabi zihniniz çok yorulacaktır , evet hala otobüs gelmedi kaç dakika oldu 45 dk. durak giderek de kalabalıklaştı , zaten gelen otobüs oflaya puflaya her tarafı gıcırdayan , ha bozuldu bozulacak yaşlı iki büklüm olan bir otobüs , zengin muhitlere daha sıhhatli genç caf caflı otobüsler verildiğini bilirdim , neden mi ? Kızılay’da mahalleye dönmek için beklediğim durakta öyle güzel otobüsler görürdüm ki(yıl 1970) bizim mahalleye gelenlerin hepsinin eski oluşu aşikar belliydi , mahallemiz istimlak (yıl 1997) edilinceye kadar da öyle devam etti , neyse 55. dk.sonunda nihayet göründü kırmızı renkli otobüs, bakkal Haşim abinin o köşeden çıkışından beli yine doluydu , orman müdürlüğü lojman sakinleri yukarıdan biniyorlardı haliyle , evet nihayet dolu otobüse dolu dolu biniyoruz, ağır hantal otobüs havalar çıkartarak ,öksüre öksüre ağır aksak mahallemizin içinden geçerek Şenyuva evleri arasından Sofuoğlu ilkokulu önünden ana asfalta ulaşırdı , atlı spor kulübü , konya asfaltı,İsrail evleri ,Beşevler ,Tandoğan ,Maltepe , Kızılay ,Sıhhiye, Opera ve Ulus son duraktı . O yıllarda otobüs ücreti ayakta arada dolaşan biletçilere verilir ve aldığımız bileti ininceye kadar saklamalıydık , çünkü apansız şekilde ileride kontrolör biner bilet kontrolü yaparlardı , biletsiz olana ne yapılırdı bilmiyorum ama herhalde cezalı bilet alması istenirdi , onca yıl kalabalık kalabalık otobüslerle gittik geldik , fakat her nedense mutluyduk fakat çok mutluyduk o izdiham içinde hiç kavgaya kabalığa itirazlara rastlamadım , onca zaman bekle bekle gelmez otobüsü üstelik dolu haliyle binmek zorunda kal ve üstelik dökülüyor her yanı ile bir otobüse mahkum ol , geldi ya , bindik ya her şeye değerdi duygusu kanaatkarlığı içindeydik, şimdi şu satırları yazarken bile canlanıyor gözlerimin önüne geliyor olanlar hatta bakkal Asım abinin bitmek üzere olan ağzındaki sigara ile otobüse baktığını bile ...
Mustafa kaya
25.11.2020
YORUMLAR
Otobüs gelmezse beklemek çile doğrudur.
şimdi geliyor da ne olmuş:))
bu seferde tıklım tıklım adım atmaya yer olmaz.
yani hocam çilenin zamanı değişmiyor aynı yerinde sabit,
otobüsler değişse dahi.... Sorgulatan düşündüren bir yazı idi
teşekkürler
nice saygılarımla