- 486 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Etki
Etki
Fizikte iki cisim veya sistem arasındaki etkileşim, kuvvet olarak çift (etki- tepki) şeklinde açığa çıkar. Etki kuvveti, tepki kuvvetinin sebebi değildir. İkisi aynı anda oluşur. İki cisim birbirine kuvvet uyguladığında hangisinin "Etki" hangisinin "Tepki" olduğu gözlemciye bağlı. Hangisine "Etki" denir ise diğeri "Tepki" olacaktır. Etkiye, tepki; tepkiye, etki denilebilir. Fizikte böyle! Buradaki "Etki" nasıl işilyor felsefi olarak inceleyeceğim.
Kuantum fizikte "Çifte yarık deneyi" hatırlayalım. Gözlemci, sadece gözlemi ile sonucu etkiliyor.
"Etki kuvveti, tepki kuvvetinin sebebi değildir!" Eşzamanlı olması, böyle ifade ediliyor. Günlük hayatta etki önce, tepki sonra şeklinde işliyor ya da öyle gözlemleniyor. Birine tokat atan, "Elimin savrulma hizasında duruyordu, yüzünü elime çarptı!" diyebilir ve bu o kişi açısından "Etki- tepki" belirlemesi ya da gözlemi olarak düşünülür. Fizikte etkiye, tepki; tepkiye etki denilebiliyordu; hatırlayalım. Ama hakimin belirlemesi ya da gözlemesi, adalete esas teşkil edecek!
Popüler olarak "Evreni etkilemek" nasıl oluyor? Evrenden kendince olumlu yansımalar, nasıl alınabilir? Kuantum fizikte gözlemcinin sadece gözlemi, evreni etkiliyor. Evreni etkilemek için kişinin buna inanması gerekir. Salt kendi gözlemi ile evreni kendince olumlu yönde etkileyebilecek potansiyeli olduğuna bizzat kendisinin inanması gerekir.
Evreni etkilemek için birincil değere yani gözleme ihtiyaç var! Evreni etkileyecek kadar kendini değerli bulan, evrenden kendince olumlu tepki amaçlayabilir ve bu salt benliğinden kaynaklanabilir. Kişi eğer kendini bizzat evreni etkileyecek değerde bulmuyor ise ikincil değere yapışır ve yapıştığı değeri birinci yapmak zorundadır yoksa etki sağlanamaz! Ya bizzat kendini etki açısından birinci kabul edecek ya da yapıştığı değeri, birinci kabul edecek kendini arka plana alacaktır. İkincil değerler, sosyal statü olabilir; ırksal olabilir, ideolojik olabilir, din olabilir, cinsiyet bile olabilir! Salt benliğini yeterince etkili bulmadığında bunların birine veya tümüne sarılabilir! Eğer benliğini sarıldığı ikincil değerin üzerinde tutar ise etki açısından yine tam başarı sağlanamaz! İkincil değeri benimseyen, benimsediğini kendinden önce görmez ise istenen sonuç alınmaz! Salt kendini evreni etkileyecek kadar değerli bulanlar, eğer bunu sözde değil özde yapabiliyor ise evreni etkileyebilir. İkincil değere benliğinden daha sıkı sarılıp gerçekten birinci olarak yüceltebiliyor ise yine evreni bu değer birinci olduğundan etkileyebilir. O halde etki yok ise birinci değer ve ikinci değer, belirsizliği vardır; iki değerden biri lider olmak zorundadır. Kuvvetleri hatırlayalım etkiye, tepki; tepkiye etki denilebilir. Yani "Ben" veya "İkinci değer" belirsizliği etkisizliği getiriyor.
Son tahlilde; "Etki- tepki", gözlemciye göreceli yer değiştirebilir. Herkes kendi gözlemini bizzat kendi olumladığı sonuç açısından yapabilir. Kendi gözlemini değerli görmeyenler de ikinci değere sarılabilir. Ancak belirlediği değeri, ilk sıraya alamaz ise yani "Etki" olarak belirlemez ise evrenden beklediği karşılığı da istediği ölçüde alamaz! Sonuç gözlemcinin önceliğine hatta "Tek" belirlemesine bağlı. İkili olan "Etki- tepki", teke indirildiğinde o zaten "Etki" olarak işleyecektir. Yoksa ikilemlerle evrende beklenen olumlu karşılık alınmaz! Önemli olan ikiyi bire indirmek...
Saygılarımla,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.