- 733 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
SUSMAK
Bazen susarsın... öyle bir susmaktır ki bu kurşun gibi ağır, zehir gibi acıdır. Kolay olan şey belki de konuşmaktır. Bir çoğu anlamaz seni. Çünkü onlar ya çaresizliğin ne demek olduğunu tatmamıştır ya da başka hayatlara dokunmanın ağırlığını bilmiyorlardır.
Sabah hevesle gittiğiniz dersinizde gözünüzün içine kurtarıcıymışsınız gibi bakan kız çocuklarını tanımanızı isterdim. Açız hocam, doymuyoruz. Sabah kahvaltısında çürük 3-5 zeytin, keş gibi bir kibrit kutusu peynir, çeyrek ekmek ve bir tas çayla doymuyoruz, dediklerini duydunuz mu siz hiç?
Neden kalıyorsunuz yurtta, annenizin babanızın yanında gitsenize okula dediğinizde daha da incelir yüreğiniz, zira bütünüyle çaresizdir yavrucaklar. Zifir gibi fakirliğin içinden, uzak uzak köylerden gelmişlerdir. tek umutları okuyabilmektir ve tek çıkar yolları da bu yurtlarda kalmaktır.
Çırpınırsın, çırpınırsın... Yorulduğunu bile hissetmezsin... Sonra o küçük kızlar uçar bir bir sevinirsin...
Sen de ayrılırsın oralardan. Başka hayatlara dokunursun... Ve bazen unutmak istersin oralarda yaşadığın koşulları. Aslında çaresizliğin verdiği acıyı bastırmanın en iyi yoludur bu... Çünkü bilirsin ki uçurduğun meleklerin yerine yeni yoksul kuzucuklar geliyordur hep...
Ve bir gün duyarsın ki..... yanmışlar....
.......................................................
Daha çok şey yazmak istiyorum....... Ama.............
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.